Mahmut Özgener, 29 Haziran'da yapılacak TFF Olağan Genel Kurulu ve Seçim Genel Kurulu öncesi Mövenpick Otel'de düzenlediği basın toplantısında, ''Futbol Federasyonu Başkanı olarak 3.5 yıldır sürdürdüğüm bu onurlu görevi sonlandırmaya karar vermiş bulunuyorum'' dedi.
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, 3.5 yıldır sürdürdüğü başkanlık görevini sonlandırmaya karar verdiğini söyledi.
Mahmut Özgener, 29 Haziran'da yapılacak TFF Olağan Genel Kurulu ve Seçim Genel Kurulu öncesi Mövenpick Otel'de düzenlediği basın toplantısında, ''Futbol Federasyonu Başkanı olarak 3.5 yıldır sürdürdüğüm bu onurlu görevi sonlandırmaya karar vermiş bulunuyorum'' dedi.
''TFF Başkanlığını bırakmamın 2 nedeni var'' diyen başkan Özgener, ''Bunlardan biri, yaşadığım yer ile görev makamım arasındaki zorunlu uzaklık ve bunun aile yaşantıma yapmış olduğu olumsuz etkilerdir. Diğeri ise; geçen süre zarfında yaşadıklarımla tespit ettiğim, sistemin içerisine yerleşmiş, kişisel hırs ve egoları ile Türk futbolunu perde arkasından yönetme hevesine sahip, hegemonya kurma hayali taşıyan zaaf sahibi kişiliklerdir'' şeklinde konuştu.
Başkan Özgener, sorunlarla mücadelenin, her zaman makamlarda oturarak yapılamayacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bazen bir hamle, kalıcı algılar yaratmaya, önemli başlangıçları tetiklemeye sebebiyet verebilir. Sonuçta, bu makamdan kendi isteği ile ayrılan bir başkan olarak, önemli bir ilki hayata geçirdiğimi düşünüyorum. Türk futbolunun ilerisi için bir adım attığım düşüncesindeyim. Umarım bugün yaptığım bu veda ve konuşma, yeni bir harekete öncü olur ve bu camia bu sorunla mücadele konusunda yol almaya karar verir. Bu veda, bazılarınca bir geri adım, geri çekilme olarak algılanacaktır. Ancak ben bu yaptığımı, Türk futbolu adına ileriye atılmış bir adım olarak görüyorum. Umarım vermek istediğimiz mesajlar doğru algılanır...''
-''TÜRK FUTBOLUNA HİZMETİM SONA ERMEYECEK''-
Özgener, Türk futboluna olan hizmetinin sona ermeyeceğini belirterek, ''Deneyimlerimle, uzun yıllara dayanan bilgi birikimimle, yardım ve katkı isteyen herkesin bundan sonra da yanında olacağımı, buradan özenle belirtmek isterim. Türk futboluna olumlu katkı yapacak her atılımı, bütün gücümle destekleyeceğimin de bilinmesini isterim'' ifadesini kullandı.
-''BIRAKIN YALNIZCA AMA YALNIZCA FUTBOLUN KURALLARI FUTBOLA YÖN VERSİN''-
Futbolun gerçek sahiplerine bırakılmasını isteyen Özgener, bazı kulüp yöneticilerine seslenerek, ''Egoları, mantık ve vicdanlarının önüne geçenlerden, sadece ve sadece şunu sorgulamalarını istiyorum: Şöyle bir geriye doğru inceleyin. Aklınıza bir tane ama yalnızca bir tane 'Dünyanın en iyi kulüp başkanı', 'Dünyanın en iyi kulüp yöneticisi', 'Dünyanın en iyi yönetim kurulu üyesi' geliyor mu? Bu örneklere kendimi de eklemek istiyorum. Hiç aklınıza 'Dünyanın en iyi federasyon başkanı' dediğinizde bir isim geliyor mu? Gelemez, çünkü sporun evrensel kuralları buna izin vermez. Bir futbol yöneticisinin en önemli görevi, kendini görünmez kılmaktır. Futbol, sadece onun gerçek sahipleri ile anılır, o da futbolcular, teknik adamlar ve hakemlerdir. Lütfen egolarınızı, kişisel hırs ve beklentilerinizi bu güzel oyunun üzerinden çekin... Gerektiğinde görünmez olmayı bilin. Bırakın yalnızca ama yalnızca futbolun kuralları futbola yön versin'' şeklinde konuştu.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, emek vermeyen, çalışmayan, rakibinden daha iyi oynamak için işe kendisini adamayan kişinin futbol dünyasının dışında kalmaya mahkum olduğunu söyledi.
Özgener, İstanbul Mövenpick Otel'deki basın toplantısında, gazetecilerin sorularını daha sonra yapacağı yemekli toplantıda almayı istediğini dile getirerek, bu konuda anlayış beklediğini ifade etti.
Görevi boyunca ''Futbol ailesi'' tanımını kullanmayı tercih ettiğini belirten Özgener, bu tanımın malzemecisinden antrenörüne, doktorundan teknik adama ve taraftara kadar futbol dünyasının tüm paydaşlarını içerdiğini dile getirdi.
Futbolun, dünyanın ''En dürüst olgularından biri'' olduğuna değinen Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Saha dışında herkesi kandırabilir, herkesi aldatabilirsiniz. Ancak sahaya çıkıldığında yalanlar biter, gerçeklik başlar. Emek vermezseniz, çalışmazsanız, rakibinizden daha iyi oynamak için kendinizi bu işe adamazsanız, fark edilir ve bu dünyadan uzaklaştırılırsınız. Tüm dünyadaki futbolcular, teknik adamlar ve hakemler gibi, Türk futbol ailesine mensup herkes de bulundukları yere binlerce sınavdan geçerek geliyorlar. Futbol ailemiz, çok büyük bir emeğin yanına, biraz da şansı koyabilen insanların oluşturduğu bir aile. Bu aile, her sezon başında sizleri mutlu etmek, belki sıkıcı bulduğunuz hayatlarınıza renk katabilmek, size normal hayatınızda unuttuğunuz duyguları yaşatabilmek için bir araya geliyor. Hep kavga, gürültü, çekişme görüyor olsanız bile bu ailenin çok büyük bir bölümü bu işi büyük bir sevgi ve emekle yapıyor.
Futbol ailesinin perde arkasını yıllardır gören, tanıyan, bilen biri olarak şunu çok net söyleyebilirim; Futbol ailesini oluşturan değerlerin başında çok büyük fedakarlıklar ve futbol aşkı geliyor. Geride kalan görev dönemimizde, bu fedakarlık ve aşkı gösteren futbol ailesinin tüm fertlerine bir kez daha ama bu sefer tanımı biraz daha açarak özel olarak teşekkür etmek istedim. Bu gerçekleri görmeyenlerin de futbolun pırıltılı vitrinine değil, biraz daha derinlerine bakmalarını önemle rica ediyorum.''
- ''FUTBOLU EVRENSEL KURALLARLA YÖNETTİK'' -
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak 3,5 yıllık görev süresini geride bıraktığını belirten Özgener, şöyle dedi:
''Futbol oyunu, daha zevkli, daha tarafsız kılınabilmesi amacıyla, belki çoğunluğun sevmediği ama üzerinde uzlaşmak zorunda kaldığı bir kurallar bütünüyle oynanır. Tüm futbol ailesi olarak, çok sevdiğimiz futbol için bu kurallara uyma fedakarlığını göstermek zorundayız. Futbola olan aşkımızı da zaten o kurallara uyarak gösteriyoruz. Futbol, güzel bir oyun. Oyunun güzelliğinin büyük bir bölümünü bu kurallar sağlıyor. Biz 3,5 yıl boyunca, hep futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. Görev dönemimiz boyunca, sırtımızı hep futbolun evrensel kurallarına dayadık. Futbol tarihi boyunca oluşan bilgi birikiminin tecellisi olan bu kuralların, bize her zaman yardım edeceğini biliyorduk. Özellikle yazılmayan kuralların içinde; dürüstlük, profesyonellik, tarafsızlık, insaniyet gibi değerlerin olduğunun sonuna kadar farkındaydık. Zaten öyle de oldu. Hayatını futbola adamış ve futbolla geçirmiş biri olarak tüm futbol ailesine önerim; futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarına her zaman sıkı sıkıya bağlı kalmanız olacaktır.''
Görev döneminde kuralları hiçe sayanları da gördüklerini vurgulayan Özgener, özellikle bazı yöneticilerin kişisel hırslarını öne çıkararak görev yapmaya çalıştıklarını gözlemlediğini öne sürerek, ''Bu yöneticilerin sayısı çok az. Maalesef olduklarından daha büyük görünüyorlar. Futbola gönül veren, hayatları boyunca hiç şampiyonluk yaşamadan, gönül verdikleri takımlara destek veren, hizmet eden insanlar var. Amatör liglerden, süper lige kadar aslında çoğunluk da onlar. Ama hepsi sessiz, sessizleştirilmiş çoğunluklar'' diye konuştu.
-''KULÜP YÖNETİCİLERİ ŞİDDETİ KÖRÜKLEMEMELİ'' -
Özgener, bazı kulüp yöneticilerinin arkalarındaki taraftar desteğiyle ''Ne yaptıklarını bilemediklerini, toplum psikolojisi ve tehlikeli kalabalıkları olumsuz etkilemenin ucunun nerelere uzanabileceğini hayal edemediklerini'' ne değinerek, şu görüşleri dile getirdi:
''Arkalarındaki büyük ve sessiz çoğunluğun gösterdiği emeğin önünü kapatıyorlar. Her sezon sergiledikleri tiyatrolarla, sessiz çoğunluğun ve futbola gerçekten emek veren insanların takdir edilmesini engelliyorlar. Yerli yersiz, çoğunlukla kişisel hedefleri için yapmış oldukları açıklamalarla, Türk futbolunun tartışmasız en büyük sorunu olan şiddeti sürekli körüklüyorlar.''
Futbol Federasyonu olarak Türk futbolunun nabzını ölçmek için, her kurumsallaşmış yapı gibi bilimsel araştırmalar yaptırdıklarını, bu araştırmaların sonuçlarını ilerleyen günlerde paylaşacaklarını belirten Özgener, şu ifadeleri kullandı:
''Acı bir gerçektir ki yaptırdığımız tüm araştırmalarda hep aynı gerçek yüzümüze çarpıyor; şiddet, futbolumuzu en kötü etkileyen olgu... Türk insanının aklına futbol deyince maalesef ilk gelen kelime şiddet. Maçı statlarda izlemek istemediğini, korktuğunu belirten çok büyük bir kitlenin öne sürdüğü ana sorun hep şiddet. Buradan, özenle ve altını çizerek söylüyorum; her fırsatta mikrofonların başına, kameraların karşısına geçen bazı yöneticilerimiz, aslında müsabakalara gelen seyircilerin sayısını azaltıyor. Tüm dünyada, futbol endüstrisinin en temel gelirlerinden biri olan bilet satışları ve tribün gelirleri maalesef ülkemizde yerlerde sürünüyor. Ne yazık ki bu son derece önemli ekonomik değer ülkemizde şiddete kurban ediliyor.''
- ''KULÜPÇÜLÜK VE YÖNETİCİLİK ANLAYIŞI DEĞİŞMELİ'' -
Özgener, şiddet konusunda önemli bir yasa çıktığını, medyanın sağduyu ile son derece dikkatli davranma çabası içinde olduğunu, ancak bazı yöneticilerin şiddetle mücadele konusunda çok geri kaldığını üzülerek gözlemlediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
''Bugün, şiddet konusunda çok büyük uğraşlar ve emeklerin sonucunda önemli bir yasa çıkartılmışken, medyamız sağduyu ile son derece dikkatli davranma çabası içerisindeyken, bazı yöneticilerimizin şiddetle mücadele konusunda çok geri kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Sevgili dostlarım, burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum; Türk futbolunun geleceğini doğru tesis edebilmek için ne yapmamız gerektiğini soruyorsanız, 'öncelikle kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştiriyor olmamız lazım' diyorum. Yöneticilik nosyonunun altını çizip, gelişimini özel olarak ele almak gerekiyor. Bugüne kadar yaşadıklarıma ve yaşananlara bakarak kapsamlı bir analiz yaptığımda, ülke sporunun, ülke futbolunun en denetimsiz bölümünün bu olduğunu gördüğümü üzülerek söylemem gerekiyor.''
Türk futbolunda tüm paydaşların kendilerini geliştirme çabası içinde olduğunu, ancak aynı duyarlılığı yöneticilerin göstermediğini öne süren Özgener, şunları söyledi:
''Ancak yöneticilerimizin kendilerini geliştirmek adına çaba sarf ettiklerine şahit olamıyoruz ve bu yüzden sistem doğru işlemiyor. Onların da ana amacı, belki de çok sevdikleri kulüplerinin haklarını korumak. Ama birçoğu konuştukça, hem futbolun geneline hem de kulüplerine zarar verdiğini maalesef göremiyor. Bu konuda standartları belirlememiz gerekiyor. Bu ülke, bu sorunu çözmeden futbolun sorunlarını çözemez. Bunu buradan açıkça söylemek ve altını çizmek istiyorum. Futbol dünyasında herkes tarafsız yönetim bekliyor. Hakemlerin, kurulların tarafsız olmasını istiyor. Ama sezon boyunca bir bölüm, sürekli olarak futbolun yönetim kurumlarını taraflılıkla suçluyor. En küçük hakem hatasında bütün TFF 'taraflılıkla' itham ediliyor.''
- ''HAKEMLERİN TARAFSIZ DURUŞUNA TAHÜMMÜL EDİLEMİYOR'' -
Özgener, futbol camiasında, tarafsızlığını korumaya çalışan herkesin ''Karşı taraftan olmakla'' suçlandığını, herkesi ''Karşı taraf'' olarak görme alışkanlığının da en çok hakemleri etkilediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Onların tarafsız duruşuna tahammül edilemiyor. Onları da bu 'taraflılık' girdabı içine almaya çalışıyorlar. Başka tarafları desteklediklerini düşündükleri için 'istenmeyen hakemler' ortaya çıkarıyorlar. Hakemlerin üzerinde olağanüstü bir psikolojik baskı kurup, sonra 'Niye hata yaptı?' diye kızıyorlar. Bazı yöneticilerimiz mikrofonların arkasına geçince, maalesef kendilerini durduramıyor. Medyada da ülkenin en popüler edebiyatçısı Orhan Pamuk'tan da yetiştirdiğimiz en değerli sanatçılardan biri olan Fazıl Say'dan bile fazla yer buluyor. Doğal olarak bu işi çok seviyor, devamlı konuşmak istiyor, konuştukça zarar veriyor, düşündükçe zarar veriyor, düşünmeye çalıştıkça zarar veriyor. Futbolu, hiç bitmek bilmeyen bir gerilime sokuyorlar.''
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) 29 Haziran'da yapılacak Olağan Genel Kurulu ve Seçim Genel Kurulu'nda yeniden aday olmayacağını açıklayan TFF Başkanı Mahmut Özgener, görev süreleri boyunca tarafsızlıktan ödün vermediklerini söyledi.
Mövenpick Otel'de düzenlediği basın toplantısında konuşan Özgener, yaşanan sıkıntılara dikkati çekerek, ''Medyada da tarafsız kalmaya çalışan insanlar bundan etkileniyor. Futbol atmosferi, insanların birbirini karşı tarafta olmakla suçladığı karanlık bir ortama dönüşüyor'' derken, ''Federasyonumuz, 3,5 yıldır (tarafsız yönetim) kurallarını uygulamak için var olan tüm gücünü kullandı. Kaos ortamlarında elimizden gelenin en iyisini yapmak için çok büyük bir çaba sarf ettik'' dedi.
Futbolda tarafsızlık isteyenlerin bir bölümünün, maalesef samimi olmadığını ileri süren Özgener, ''En başta da kendilerini aldatıyorlar. Futbol ailemizi de maalesef kendi gerçek dışı söylemlerine ortak ediyorlar. Altını bir kez daha çizmek istiyorum. Ülke futbolunun en önemli sorunu, kulüplerimizin çağdaş yönetim anlayışı konusunda geri kalmasıdır. Uluslararası alanda futbolları geriye giden bütün ülkeleri incelediğinizde de karşınıza çıkan manzara budur. Bugün, herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmesi zorunludur'' diye konuştu.
Kendilerinin daima uluslararası ve uzun vadeli hedef koyduklarının altını çizen Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Doğru futbolcuyu, doğru teknik adamı seçmek için geliştirilen sistemlerin benzerleri, Türk futbolunda yönetici seçimleri için de uygulanmalıdır. Bu konuda da eğitimin, uluslararası örneklerin, doğru bir şekilde yerelleştirilmesinin Türk futbolu adına çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bütün içtenliğimle söylemek isterim ki, geride kalan 3,5 yıl içinde, ben ve federasyonumuz, hep gelişim, ilerleme için çaba gösterdik. Futbolumuzda yaratılan yapay kaoslardan kendimizi kurtarmaya çalıştık. Hep uluslararası, orta ve uzun vadeli hedeflerin peşinde koştuk. Futbolun kalıcı sorunlarına karşılık, eğitimin, doğru yapılanmanın önemine inandık. Futbol dünyasının oluşturduğu uluslararası kriterlere uygun bir yönetim anlayışı sergilemeye çalıştık.''
-''FUTBOL AİLESİNİN BİZİ TAKDİR ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM''-
''Futbol ailesinin büyük bir bölümünün bizi takip ve takdir ettiğini düşünüyorum'' ifadesini kullanan Mahmut Özgener, doğru yönetim modellerini uygulayan kulüplerin arttığını, başarının istikrar ve sistemli çalışmadan geçtiğini anlayan kişi ile kurumların çoğaldığını gördüklerini belirtti.
Özgener, futbolun altyapılarında yaşanan büyük hareketlenmenin, orta vadede çok olumlu sonuçlar doğuracağını düşündüğünü vurgularken, şunları söyledi:
''TFF olarak yaptığımız çalışmalarla, yaratmış olduğumuz finansal kaynakların geri dönüşünün gelecek yıllarda son derece olumlu olacağına da yürekten inanıyorum. Yapmış olduğum ve önemli olduğunu düşündüğüm bu tespitler sonrasında, kararımı açıklamak üzere konuşmamın son bölümüne gelirken, geçen süre zarfında bana ve federasyonumuza olan katkıları nedeniyle öncelikle bu ülkenin en güçlü ailesi olan Türk futbol ailesine bir kez daha özel olarak teşekkür ediyorum. Bırakacağıma dair söylentiler dolaşmaya başladığı andan itibaren, gerek yapmış olduğu ziyaretler, gerek mesajlarla gerekse de açmış oldukları içten ve kalpten telefonlarla bana destek verip devam etmemi dileyen, bu güzel ailenin seçkin fertlerine en içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Siyasetçilerimizin, bürokratlarımızın büyük bir çoğunluğu, futbola hizmet ederken, gençliğimize de hizmet ettiğini biliyor. Hem hükümette hem de muhalefette bulunan siyasetçilerimizle özellikle yasa değişiklikleriyle ilgili konularda birçok kez bir araya geldim. Bu görüşmelerin hepsinde, her siyasetçimizin ve bürokratımızın, futbolumuza içten hizmetlerini ve desteklerini gördüm. Başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Faruk Özak'ın desteklerini her zaman yanımızda hissettik. Hepsine buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.''
-''MEDYA İLE YAKINLIĞIM ELEŞTİRİLDİ''-
Başkanlığı süresince en çok eleştirildiği konunun, medya ile olan yakınlığı ve kurmuş olduğu sıcak diyalog olduğunu aktaran Özgener, ''Kamuoyunu bilgilendirmede, medya en önemli araç. Gelişen dünya ve iletişim gerçeğini göremeyenlere şunu hatırlatmak istiyorum; doğruları ve gerçekleri medya dışında kamuoyuna aktarabilme şansınız yok. Medyaya doğru ve gerçek bilgileri aktarmanız gerekiyor. Ben de tüm yönetimim boyunca bunu yapmaya çalıştım. Kamuoyunu doğru bilgilendirme konusunda bana en büyük desteği veren ve bırakma kararım gündeme geldiği andan itibaren, devam etmem hakkında olağanüstü bir çabayla yorumlar yaparak, beni kararımdan döndürme konusunda yayınlar yapan çok değerli medya kuruluşlarımıza ve birbirinden değerli yazarlarımıza sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum'' diye konuştu.
Spor Toto Süper Lig'in yayıncı kuruluşu Digitürk'e açıklamasında övgüde bulunan Özgener, ''3,5 yıllık süre boyunca muazzam bir ekip çalışmasıyla, futbolumuzun marka değerini artırmak için ortaya koydukları çaba her türlü övgüyü hak ediyor. Yayıncı kuruluşun verdiği maddi desteği, sadece kulüplerimize yapılan finansal katkılar olarak görmemek lazım. Yapılan katkı, liglerimizin kalitesini yükseltiyor, birçok yapısal sorunu da geride bırakmamızı sağlıyor. Kendilerine buradan çok teşekkür ediyorum'' ifadelerini kullandı.
Görev süresince kendisine yardımcı olan TFF görevlileri ve çalışanlarına vermiş oldukları hizmet ile katkılar için teşekkür eden Özgener, TFF Yönetim Kurulu'nda yer alan arkadaşları için de ''3,5 yıl boyunca almış olduğumuz her kararda büyük bir güvenle ve inançla arkamda duran en önemli insanlar, yönetim kurulundaki sevgili dostlarımdı. Onlara da buradan sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum'' şeklinde konuştu.
-''ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİM''-
Özgener, kendisine ölüm tehditleri yapıldığını söylerken, arkasında duran ailesine teşekkür etti.
Teşekkürlerinin son bölümünü ailesine ayıran Özgener, ''Buradan, hepinizin huzurunda sevgili aileme teşekkür etmek istiyorum. Tribünde on binlerce kişi hep bir ağızdan rahmetli anneme küfür ederken, arkamda durup yaptığım işi sorgulamayan sevgili aileme teşekkür ediyorum. Sevgili oğullarıma teşekkür etmek istiyorum. Özel basın toplantıları yapılıp, milyonlarca taraftara hedef gösterilirken, sağduyu ile gelişmeleri izleyip, (Babam nasıl bir iş yapıyor) diye düşünse de bana yansıtmayan sevgili oğullarıma teşekkür ediyorum. Ve sevgili eşime teşekkür etmek istiyorum. Kulüplerin basın toplantıları ve medyaya vermiş oldukları mesajlardan güç alıp, beni ölümle tehdit eden sapık fanatiklerin tehditlerinden yılmadan, arkamda duran sevgili eşime buradan hepinizin huzurunda tekrar teşekkür ediyorum'' ifadelerini kullandı.