Burhan Kuzu "Savcılıktan gelen neticede bir 'bilgilendirme' diyelim. 'Böyle birşey var' falan diye bilgilendiriyor" dedi.
Kuzu, AA muhabirine muhalefetin 4 eski bakanla ilgili fezlekelerin tümünün milletvekillerinin incelemesine açılmasını ve Genel Kurulu'nda okunmasını istemesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Böyle bir yol olmadığını ifade eden Kuzu, şöyle devam etti:
"Bir defa 'fezleke' diye bir şey yok, 'tezkere' diye de bir şey yok, 'soruşturma dosyası' diye bir şey de yok. Çünkü bu yol bildiğimiz normal dokunulmazlık dosyaları gibi bir yol değil. Zaten muhalefetin çıkmazı da burada. O iki kurumu birbirine karıştırıyor. Dokunulmazlıkla alakalı olanlar savcılıktan geçmiş, mahkemeye intikal etmiş genelde. Mahkeme bize, 'bunun dokunulmazlığını kaldırın ya da yargılayın' diyor. Anayasa gereği yargılanamıyor. O öyle. Onunla bunu karıştırıyorlar. Mesela bizim elimizde binden fazla dosya var karma komisyonda. Vekiller gelirler, incelerler, bakarlar, evrak alamaz isterlerse not alırlar. Böyle bir usul var. Bununla bunu karıştırıyorlar."
"Muhalefet burada boşa çırpınıyor"
Burada savcılığın yaptığının büyük hata olduğunu savunan Kuzu, şunları söyledi:
"Meclis Başkanı bence bunu geri göndermeliydi. Çünkü böyle bir yol yok. Savcılıktan gelen neticede bir 'bilgilendirme' diyelim. 'Böyle birşey var' falan diye bilgilendiriyor. Çünkü burada Meclis'in denetim yollarından Meclis Soruşturması bildiğimiz o yargılamaların dışında hazırlık soruşturmasını bizzat Meclis'in yaptığı bir yargılama tipi. Yani biz savcıyız aslında, biz kendimiz o görevi yapıyoruz. Gizli oylamayla bunun hakkında soruşturma açılsın mı açılmasın mı? Ancak bunu başlatmak için bir ihbar gerekiyor bir nevi. Aslında o yapılan 55 kişinin ihbarıdır aslında. Nedir o? 'Biz basından, oradan buradan şu belgeleri topladık, delillendirdik. Bu Ceza Kanunu'nun şu maddelerine açıkça aykırı, suçtur, soruşturma açılmasını talep ediyoruz' diyecek. Meclis Başkanı'na 'bir Soruşturma Komisyonu kurulsun' diye dilekçe verecekler. Sonra gizli oylamada eğer oylamaya katılan vekillerin çoğu 'soruşturma açılsın' derse o zaman 15 kişilik bir komisyon kuruluyor. İşte o komisyon tipik savcı görevini yapıyor. Bütün dairelere girebiliyor, alt komisyon kurabiliyor. Başka vekil giremez, kapalı çalışırlar ve her kurum onlara bilgi vermek zorundadır."
Kuzu, usul böyleyken muhalefetin konuyu tersinden aldığını, kurumları birbirine karıştırdığını ve yanlışlığın da buradan kaynaklandığını söyledi. Kuzu, "Meclis Başkanlığı'nın yaptığı bu uygulama; şu şu bakanlar hakkında böyle bir dosya var, bilgilendirme gibi. Bunlar gizli soruşturmalar. Ama muhalefetin bu tutumu karşısında Meclis Başkanlığı zannediyorum biraz da İçtüzüğü falan bir kenara bırakarak yatıştırma türünden bir bilgilendirme olarak ki bence bu bile yanlış, bunu yapıyor. İşin özü, esası bu. Muhalefet burada boşa çırpınıyor" dedi.
"Suç ama gel söyle"
Genel görüşmenin soruşturma değil, bir bilgilendirme olduğunu vurgulayan Kuzu, bakanların, Meclis Başkanlığı'na verilmiş ve haklarında soruşturma açılmasını isteyen dilekçeleri bulunduğunu anımsattı.
Kuzu, muhalefetin elinde dosyaların bulunduğunu ifade ederek, "Gizlilik sebebiyle verilemez, açıklanamaz. Herkesin elinde dolaşıyor. Suç ama gel söyle. Almışlardır bir yerden. Nasıl olsa sızdırıyor paralel herşeyi, muhalefete çalışıyor paralel ve sızdırıyor" diye konuştu.
Muhalefetin, klasörlerin eksik geldiğine ilişkin ifadelerine de değinen Kuzu, "Tamam araştırıp, bulsun. Onun görevi zaten. Kendi bulacak. Nerelerde varsa dokümanlar kendisi bulacak. Niye 10 klasör niye 30...Bunun buraya gelmesi hata. Meclis Başkanlığı zamanında bunların buraya gelmemesi gerektiğini kamuoyuna açıklamalıydı. Niye geliyor buraya, ne işi var? Bu işin benimle ne alakası var? Bu bilgi dosyası olabilir, tamam bilgi edindik" değerlendirmesinde bulundu.