3 milyar doları enerjiye, 2 milyar doları gayrimenkule yatıran Zorlu Holding Başkanı Ahmet Zorlu'ya, "Çok agresif büyüyorsunuz" dedim, "26 bin kişinin sorumluluğu üzerimde. Başka çarem yok" yanıtını aldım
Zorlu Holding Başkanı Ahmet Zorlu ile ne zaman buluşmak istesem adresimiz Zorlu Center'ın 11 katının inşaatının tamamlandığı Zincirlikuyu'daki yeni yaşam merkezi oluyor.
Ahmet Zorlu her buluşmamızda olduğu gibi bu kez de en çok 'yeşil'e vurgu yapıyor ve en büyük heyecanı, bir çınar ağacı yüzünden projede yaptığı değişikliği anlatırken yaşıyor. "Biliyor musunuz sırf şu çınar ağacı için projeyi ileri aldık. Buraları da yeşil alan yaptık" diyor.
Öyle görünüyor ki artık günümüzde yeşile sırtını dönen işadamına rahat uyku yok ve bunu Ahmet Zorlu çoktan görmüş. Zorlu Grubu bu yıl cirosunu 3.5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Geçen yıl yaptıkları 2.1 milyar dolarlık ihracat, grubu Türkiye'de en fazla ihracat yapan ikinci şirket konumuna getirmiş.
Ahmet Zorlu'nun direksiyonundaki Zorlu Holding, 2 milyar doları gayrimenkul projesine, 3 milyar doları da enerji sektörüne yatırarak Türkiye'nin en agresif büyüyen gruplarından biri olarak karşımızda duruyor. Ahmet Zorlu ile son yatırımlarını, ekonomiyi ve Kürt meselesi gibi gündemin önde gelen sorunlarına ilişkin düşüncelerini konuştuk…
Geçen yılı siz nasıl yaşadınız?
Cirodan kaybetmedik ama istediğimiz kadar da büyümedik. Türkiye yüzde 14'e yakın bir küçülme yaşadı. Neyse ki biz küçülmedik, aynı seviyede kaldık. Tekstilde tabii yüzde 15'lik bir düşüş oldu. İnkar edilemez. Ama diğer sektörler enerji mesela büyüdü. Yatırımlar sürdü. Beyaz eşya ve elektronikte büyüme hedefini gerçekleştiremedik sadece.
Ekonomide bu yıl neler yaşanır?
Türkiye ilk çeyrekte yüzde 12'ye yakın büyümüş. 2009'da yüzde 14 küçülmüş. Bu iyi bir göstergedir. İhracat ve ithalat yüzde kaç artmış buna bakmak lazım tabii. Her şeyi güllük gülistanlık olarak görmüyorum ama Türkiye'nin her yıl yüzde 5-6 büyüyeceğine inanıyorum. Yoksa sıkıntı büyür. En büyük derdimiz işsizlik çünkü. Büyümekten başka çaresi yok bu ülkenin.
Siz artık hangi sektörlerde kendinizi çok güçlü hissediyorsunuz?
Vestel'de tabii ki çok güçlüyüz. Enerjide de öyle. Ama önümüzdeki yıllarda ne olur bilmiyorum. Yatırımlarımız sürdü. Hâlâ da devam ediyor enerji yatırımımız ve şu anda 2 milyar dolarlık bir yatırımı geçti.
İsrail'deki enerji yatırımınız dahil mi ve de Mavi Marmara gemisine yapılan baskından sonra projeniz için korktunuz mu?
İsrail'deki yatırım projemiz 1 milyar dolarlık bir proje ve diğer enerji yatırımlarının dışında. Bizim işimiz proje aşamasındaydı ve finansman da son aşamaya gelmişti. Ben o gün de söyledim. Devletimizin alacağı kararlar doğrultusunda biz de karar veririz. Ama her zaman şöyle de düşünürüm. İşadamları her zaman bir elçidir. Bütün dünyadaki ülkeler birbirleriyle iyi ilişki kuruyorlarsa bunda işadamlarının etkisi çok olmuştur.
NERDEN BİLEBİLİRDİM!
İsrailli ortaklarınız ne yaptı bu olaylar olunca?
İlk gün mesajlarını ilettiler. Hatta daha o gün bizim büyükelçiye havaalanında yemek davetleri bile olmuş. Onlar da tabii üzgünler. Böyle bir şeyin yaşanmış olmasını tasvip etmiyor. Bugün açık ve net olarak savunmasız birilerine karşı güç kullanırsan kimse kabul etmez zaten.
İsrail'de milyar dolarlık bir işi olan işadamı rahat uyur mu?
Bu işler tabii ki düzelir ama bu günler sıcak günler. İşlerin durması söz konusu olmuyor. Ortaklar arasında görüşmeler tabii ki sürüyor. Biz zaten hemen 'burdan çıkıyoruz' demiyoruz. Böyle bir lüksümüz yok ayrıca. Ama gelişmelere bakacağız. Devletin kararı önemli. Başka türlü hareket edemeyiz.
Siz de gidip yatırımı orada yaptınız. Zor işleri mi seviyorsunuz?
Nerden bilebilirdik ki? Başka bir şey de çıkabilirdi. Demek ki bizim şansımız buymuş. O kadar da alışık değiliz ama oldu.
Sultanhamam'da böyle miydi?
İhracatta en büyük ikinci grubuz. Büyümeyi sağlayamazsanız yok olur gidersiniz. Dünya büyüyor. Ben diyorum ki Sultanhamam'dayken çok rahattım. Sabah gelip dükkanı açıyor, akşam kapatıp gidiyordum. Oysa şimdi öyle mi? 26 bin kişinin sorumluluğunu üstüme almışım, mecburum büyümeye.
Kim geliyor tabii ki bakıyoruz
Projeyi eşim dostum görmek isterse tabii ki göstereceğim, gösteriyorum. Burada herkese göre daire var ama tabii müşteri de seçici oluyor, biz de. Soyadımızı veriyoruz buraya. O nedenle tabii ki kim geliyor diye bakıyoruz! 1000 kişi geldi ismini yazdırdı. Ekimde satışa başlıyoruz.
PARA İSTESEM VERMEZLER!
Bu grup artık Zorlu Ailesi'nin değil. Ülkenin bir değeri olmuştur. Benim artık şirketlerle ilgim sadece yönetim olarak var. Bana açıktan para verin desem de vermezler. Alırsam maaşımı alıyorum.
Kürt-Türk yok Türkiye var!
Sanayicisi, siyasetçisi bir masada oturmalı ve sorunlarını çözmeli. Bizim problemimizi dışarıdan birileri çözemez. Çatışmayla bir yere gidilmez
Şu anda Türkiye'nin gündeminde bir numaralı sorun Kürt sorunu. İş dünyası bu konuda çok konuşmuyor ama sizin bu sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin görüşünüz var mı?
O kadar zor bir soru ki bu . Bugünkü hükümet bu soruna el atmıştır. Atmaya da devam etmektedir. İyi de yapıyor. Açık ve net olarak söyleyeyim. Ama karşı tarafın da aynı netlikte olması gerekir. Karşı taraf şayet yarım adım dahi atmıyorsa bir problem var. Ben Kürt ve Türk'ü kabul etmiyorum bu ülkede. Türkiye var. Biz bunu kabul etmeliyiz. Türk, Kürt diye ayrım yoluna gitmemeliyiz. Öbür tarafta Gürcüsü, Lazı var. Herkes bir tarafa çekerse olmaz. ABD'ye bakın, herkes bir taraftan gelmiş koca bir ülke olmuş. Biz kendi vatandaşlarımızla olan sorunlarımızı kendimiz çözmeliyiz. Bir sürü can kaybı ve mal kaybı oluyor. Kimse ufka bakamıyor. Size açık söyleyeyim. İki tane silah atıldı mı burada, bizim Güney Koreli iş ortaklarımız okuyor basında ve sizde savaş var diyor. Bunu düşünmeliyiz. Kim ister terör olayını yıllarca yaşamayı. Herkesin aklı selim olması lazım. İyi düşünüp, iyi sonuç almamız lazım. İşsizlik sorunu çözülmelidir. Bu sorunun altında yatan budur. Türkiye'nin her tarafında Kürt vatandaşı var ki onlar da Türk vatandaşı. İşsizlik çözülünce bu sorun ortadan kalkar. Almanya'da niye terör yok. Çünkü refah çok yüksek.
Sizce erken seçim olur mu?
Ben erken seçim olacağını zannetmiyorum. Niye olsun ki? Biz yatırımlarımızda bu olasılıkları düşünmüyoruz. Enerjide dört yıl önce büyüme kararı vermiştik. Yarı yoldan zaten dönemeyiz ki. Yolumuza devam ediyoruz. Ama tabii ki tedbirlerimizi alıyoruz.
Başbakan 'Ada'ma gelse iftihar ederim
Başbakan sizin Zeytin Adası'nda kaldı diye bir dedikodu çıktı...
Valla ben de gazetelerden okudum. Tabii ki gelse Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı memnun olurum. İftihar ederim.
Adayı çok seviyormuşsunuz. Kendinize hediye verdiniz yani…
Çok seviyorum, başka hiçbir yere gitmek istemiyorum. 70 bin zeytin ağacı var. Onları koruyorum.
Zeytin yağı markanız olabilir mi?
Tabii olur ama istemem. Belki tabii eşe dosta vermek için bir zeytinyağı yapabiliriz. Bu yıl 5 ton zeytinyağı alırız sanırım.
SABAH