Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Dini Bilgiler Kursları'nın basılmasıyla gündeme din eğitimi ve din özgürlüğü konusu, Ada'da son zamanlarda şubelerini arttıran kilise evler ve diğer dinlerin merkezleri konusunu da gündeme getirdi.
Kuzey Kıbrıs'ta son iki yıl içerisinde Yehova Şahitleri'ne ve Protestanlara ait ikişer kilisenin yanı sıra bir de sinagog açıldı. Bunlardan biri de Girne'de faaliyet gösteren Lütuf Kilisesi. Kilisenin Pastörü (Protestan papazlarına 'pastör' adı veriliyor) Kemal Başaran, Cihan'a yaptığı açıklamada Kuzey Kıbrıs'ta şu ana kadar 300 ailenin Hıristiyanlığı seçtiği bilgisini veriyor ve ekliyor: "Benim annem babam da Türk doğdu. Türkler; 'Biz Müslümansız Evelallah' düşüncesine sahip ama hakikaten belki Fatiha'dan öteye gidemeyen, ezan sesi duyup da tanıyabilmenin ötesine gidemeyen insanlardı annem babam."
KKTC Din İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Suiçmez, Müslümanları baskı altında tutup diğer dini oluşumların denetlenmemesini Müslüman Kıbrıs halkının dinine karşı haksız bir rekabet ortamı oluşturduğuna dikkat çekiyor. Kamuoyunda İslamiyet'le ilgili dezenformasyon yaşandığını belirten Suiçmez, şunları söylüyor: "İslamiyet'i karalamaya, Kur'an ve İslam öğretimi üzerinde bir baskı kurulmaya çalışılıyor. Kendi inancımız toplumda bu şekilde lanse edilirken diğer din unsurlarının saf gösterilmesi ve istismar edilebilecek unsurların görülmemesi bazı eksikliklerin görülmemesi gibi bir ortam yaratıyor."
Hiçbir Hıristiyan'ın bulunmadığı mahallelerde kiliseler açıldığını ifade eden Suiçmez, bazı kişi ve grupların toplumu yozlaştırmak için bilinçli girişimlerde bulunduğunu dile getiriyor. KKTC Din İşleri Dairesi Başkanı, "Bir yerde kilise açılacaksa aynen bizde olduğu gibi uzmanlık eğitimi istenmesi lazım. İnsanlarımızı istismardan korumak için devletin denetleme görevini doğru yapması gerekir." diyor.
PROTESTAN PASTÖR: ÖĞRETMENLER DİNİ BİLGİLER KURSUNU DENETLEMELİ
Girne'de faaliyet gösteren 'Protestan Türk Kilisesi' ya da diğer adıyla 'Lütuf Kilisesi'nin Pastörü Kemal Başaran, öğretmenler sendikasının dini bilgiler kurslarına yaptığı 'denetime' destek veriyor. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ta Hıristiyan düşmanlığı yapıldığını ve Kuran Kurslarında diğer din ve ırklara karşı düşmanlık öğretildiği gibi bir algılama olduğunu öne süren Pastör Başaran, Türkiye'deki Hıristiyan din adamlarına geçmişte yapılan bazı saldırıları örnek gösteriyor. Başaran, "Kur'an kurslarında doğru eğitim verilmediği için Batı'ya karşı Hıristiyanlığa karşı şüphe yaşanıyor." iddiasını ortaya atıyor.
KKTC'de Dini Bilgiler Kursları'na yapılan müdahalelere şahit olmadığı için bunu 'baskın' olarak değerlendirmeyen Kemal Başaran, "Baskın yaptılar da ne yaptılar, ellerinde sopalar mı vardı da birilerini dövmek mi istediler?" tepkisini veriyor. Devletin Sünni İslam'a ayrıcalık tanıdığını öne süren Protestan Pastörü, "Kurslar, Sünni olmayan kişilerden tarafından denetlenmeli. Ben öğretmenlerin denetlemesini destekliyorum." diyor.
"PROTESTANLIĞI SEÇENLER ARASINDA TÜRKİYE'DEN GELENLER DE VAR"
Aileleri, 'Çocuklarımız dinlerini öğrenmek istiyor' diyerek onları kurslara göndermekle eleştiren Kemal Başaran, "Zavallı yavruların yaz tatillerini din dersi almakla geçirme arzusunda olduklarına inanmıyorum." diyor.
Kendi ailesinden örnek veren Başaran, şu ifadeleri kullanıyor: "Bütün Kıbrıslı Türkler gibi Müslüman'dık. Benim annem babam da Müslümandı, güya Müslümandı. Çünkü İslam'ın beş şartı var, benim annem babam o beş şartın hiçbirini yerine getirmedi. Bugün Kıbrıs Türkleri 'yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir halk.' İslam'ın şartı beş ise halk yüzde bir Müslümandır. Bu insanların yüzde biri bile camiye gitmiyor. 'Biz Müslümansız Evelallah' düşüncesine sahip ama hakikaten belki Fatiha'dan öteye gidemeyen ezan sesi duyup da tanıyabilmenin ötesine gidemeyen insanlardı annem babam."
20 yaşında Protestanlığı seçtiğini belirten Başaran'a göre KKTC'de Hıristiyan olanlar arasında Kıbrıslı Türklerin yanı sıra Türkiye ve Bulgaristan'dan gelen Türkler de var
KKTC Din İşleri Dairesi Başkanı Yusuf Suiçmez, Müslümanları baskı altında tutup diğer dini oluşumların denetlenmemesini Müslüman Kıbrıs halkının dinine karşı haksız bir rekabet ortamı oluşturduğuna dikkat çekiyor. Kamuoyunda İslamiyet'le ilgili dezenformasyon yaşandığını belirten Suiçmez, şunları söylüyor: "İslamiyet'i karalamaya, Kur'an ve İslam öğretimi üzerinde bir baskı kurulmaya çalışılıyor. Kendi inancımız toplumda bu şekilde lanse edilirken diğer din unsurlarının saf gösterilmesi ve istismar edilebilecek unsurların görülmemesi bazı eksikliklerin görülmemesi gibi bir ortam yaratıyor."
Hiçbir Hıristiyan'ın bulunmadığı mahallelerde kiliseler açıldığını ifade eden Suiçmez, bazı kişi ve grupların toplumu yozlaştırmak için bilinçli girişimlerde bulunduğunu dile getiriyor. KKTC Din İşleri Dairesi Başkanı, "Bir yerde kilise açılacaksa aynen bizde olduğu gibi uzmanlık eğitimi istenmesi lazım. İnsanlarımızı istismardan korumak için devletin denetleme görevini doğru yapması gerekir." diyor.
PROTESTAN PASTÖR: ÖĞRETMENLER DİNİ BİLGİLER KURSUNU DENETLEMELİ
Girne'de faaliyet gösteren 'Protestan Türk Kilisesi' ya da diğer adıyla 'Lütuf Kilisesi'nin Pastörü Kemal Başaran, öğretmenler sendikasının dini bilgiler kurslarına yaptığı 'denetime' destek veriyor. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ta Hıristiyan düşmanlığı yapıldığını ve Kuran Kurslarında diğer din ve ırklara karşı düşmanlık öğretildiği gibi bir algılama olduğunu öne süren Pastör Başaran, Türkiye'deki Hıristiyan din adamlarına geçmişte yapılan bazı saldırıları örnek gösteriyor. Başaran, "Kur'an kurslarında doğru eğitim verilmediği için Batı'ya karşı Hıristiyanlığa karşı şüphe yaşanıyor." iddiasını ortaya atıyor.
KKTC'de Dini Bilgiler Kursları'na yapılan müdahalelere şahit olmadığı için bunu 'baskın' olarak değerlendirmeyen Kemal Başaran, "Baskın yaptılar da ne yaptılar, ellerinde sopalar mı vardı da birilerini dövmek mi istediler?" tepkisini veriyor. Devletin Sünni İslam'a ayrıcalık tanıdığını öne süren Protestan Pastörü, "Kurslar, Sünni olmayan kişilerden tarafından denetlenmeli. Ben öğretmenlerin denetlemesini destekliyorum." diyor.
"PROTESTANLIĞI SEÇENLER ARASINDA TÜRKİYE'DEN GELENLER DE VAR"
Aileleri, 'Çocuklarımız dinlerini öğrenmek istiyor' diyerek onları kurslara göndermekle eleştiren Kemal Başaran, "Zavallı yavruların yaz tatillerini din dersi almakla geçirme arzusunda olduklarına inanmıyorum." diyor.
Kendi ailesinden örnek veren Başaran, şu ifadeleri kullanıyor: "Bütün Kıbrıslı Türkler gibi Müslüman'dık. Benim annem babam da Müslümandı, güya Müslümandı. Çünkü İslam'ın beş şartı var, benim annem babam o beş şartın hiçbirini yerine getirmedi. Bugün Kıbrıs Türkleri 'yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir halk.' İslam'ın şartı beş ise halk yüzde bir Müslümandır. Bu insanların yüzde biri bile camiye gitmiyor. 'Biz Müslümansız Evelallah' düşüncesine sahip ama hakikaten belki Fatiha'dan öteye gidemeyen ezan sesi duyup da tanıyabilmenin ötesine gidemeyen insanlardı annem babam."
20 yaşında Protestanlığı seçtiğini belirten Başaran'a göre KKTC'de Hıristiyan olanlar arasında Kıbrıslı Türklerin yanı sıra Türkiye ve Bulgaristan'dan gelen Türkler de var