İSTANBUL (AA) - Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılması, Beyoğlu'ndaki İsveç'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde protesto edildi.
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) üyelerince düzenlenen etkinlikte bir araya gelenler, İstiklal Caddesi'nde slogan atarak yürüdü. İsveç'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplanan grup, Kur'an-ı Kerim okuyarak dua etti.
AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyüp Kadir İnan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 81 ilde birçok kişinin camilere akın ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Burada şerefimizi, onurumuzu ve namusumuzu muhafaza etmek için toplanmış bulunuyoruz. Hatimler yaptık, dualar yaptık. Çünkü Cenabıhak, yüce kitabı Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor ki, 'Ancak inanan müminler kardeştir.' Bizler burada Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna iman etmiş kardeşler olarak da bir araya geldik."
İsveç'i, "teröristlerin ikinci vatanı" olarak tanımlayan İnan, şu görüşleri dile getirdi:
"Aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri, İsveç ve Danimarka çifte vatandaşı Rasmus Paludan isimli herif-i naşerif yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i yaktı. Üstelik bu aşağılıkça saldırıyı İsveçli gazetecilerin teşviki ve İsveç devletinin yardımıyla Türkiye Büyükelçiliğimizin önünde İsveç polisinin kontrolünde gerçekleştirdi. Yetmedi bu aşağılık saldırının hemen ardından PKK'lı teröristlerce Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan karşıtı propaganda eylemlerinin gerçekleştirilmesine de ne yazık ki müsaade edildi.
Yakın zaman önce İsveç'te Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında yüce Türk milletinin iradesine ve devletimizin namusuna da el uzatılmıştı. İsveç makamları Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına karşı yapılan bu saldırıya da müsaade etmiş, bu rezaleti düşünce ve ifade özgürlüğü olarak değerlendirmişti. Oysa kendileri de çok iyi biliyorlar ki tüm bu hadiseler ne ifade özgürlüğü ne düşünce özgürlüğü ne de demokrasinin gerekliliğidir. Bu yaşananlar şüphesiz, nefret suçudur, ırkçılıktır."
Bu yaşananların tesadüf değil, planlı, sistematik bir saldırı olduğunu ifade eden İnan, "Düşünce ve ifade özgürlüğü asla değildir. İslam'a sövmekten başka bir fikri olmayanlar, İslam'a sövmenin hürriyetini istiyorlar, istedikleri kadar zorlasınlar. İstedikleri kadar taşkınlık ve azgınlık yapsınlar. Onların bu şarlatanlıkları ve tacizleri karşısında susan, sessiz kalan bir gençlik ve Türkiye artık yoktur. Bugüne kadar Türkiye olarak namusumuza el uzatanların dillerini kırdık. Bundan sonra da böyle olacaktır ve bunun da hesabı sorulacaktır." diye konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı da şu değerlendirmede bulundu:
"Amaç Kur'an-ı Kerim'in yapraklarına saldırmak değil. Önemli olan mesele onun manası nedir? O manasına bir şey yapamadıkları için bütün insanlığın kurtuluş reçetesinin Kur'an olduğunu çok iyi bildikleri için insanlık bu umuda doğru emin adımlarla ilerlediği için telaşa kapılıyorlar. Bu sabahın doğması gibi önümüzdeki yılların, on yılların, yüzyılların da artık İslam nurunun bütün dünyayı, herkesi, her şeyi aydınlatması yolunda, insanlığın emin adımlarla ve bu bilinçte ilerlemesini diliyorum."
- "Türkiye'de Kur'an-ı Kerim okuma seferberliği başlatıyoruz"
TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, burada kırmızı çizgilerini çizdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Rehberimiz Kur'an-ı Kerim başımızın tacıdır. Kur'an'a uzanan eller kırılsın. Tüm dünya üzerinde yapmış oldukları provokatif eylemler ancak birkaç insanı, birkaç mazlumu yolundan çevirir. Ama tüm dünya halkları biliyor ki medeniyet Doğu'dan doğacak. Bu noktada özellikle Türkiye'nin gençleri olarak biz de bütün milletimizi bu kutlu duruşa davet ediyor, Türkiye'de Kur'an-ı Kerim okuma seferberliği başlatıyoruz."
Konuşmaların ardından üzerinde Hicr Suresi'nin 9. ayetinin Türkçe meali olan "Şüphesiz o Zikr'i (Kur'an-ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbet biziz." yazılı siyah çelenk, İsveç'in İstanbul Başkonsolosluğu önüne bırakıldı.