İZMİR (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kültür alanında gerçekleştirilecek uluslararası iş birliklerinin, küreselleşmenin negatif etkilerini azaltmada en önemli etken olma potansiyelini taşıdığını söyledi.
Ersoy, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Kültürpark fuar hollerinde düzenlenen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) Kültür Zirvesi'nin açılış konuşmasını yaptı.
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 99. yıl dönümünü kutlayan Ersoy, "Dönemin en güçlü devletlerinin bütün imkanlarıyla parçalamaya çalıştıkları bu kutlu toprakları; imkansızlıkları inancı, metanet ve cesaretiyle aşarak çiğnetmeyen bu yüce milletin bir ferdi olmaktan duyduğum gururu bir kez daha ifade etmek istiyorum." diye konuştu.
UCLG Kültür Zirvesi ile insanlığın geleceğini şekillendirecek bir konu olan sürdürülebilir kalkınma ile kültür olgusunun değer ve öneminin daha iyi anlaşılacağına inandığını aktaran Bakan Ersoy, kültürün kalkınmanın tüm boyutlarını etkilediğine vurgu yaptı.
Ersoy, devletlerin, uluslararası kurumların, teşkilatların konuyla ilgili çalışmalarını, hangi adımları attıklarını ve çalışmaların yeterliliğini sorgulaması gerektiğine işaret ederek, "Eylül 2015'te, 193 ülkenin imzasıyla kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma İçin 2030 Gündemi bir anlam taşıyorsa, orada belirlenen 17 tane sürdürülebilir kalkınma amacına dair samimi bir yaklaşım ve ulaşma yolunda kararlı bir duruş varsa buna zorunluyuz." dedi.
- Sürdürülebilir kalkınma
Bakan Ersoy, sürdürülebilir kalkınmanın "Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama becerilerinden ödün vermeden, bugünün ihtiyaçlarını karşılayan kalkınma" anlamına geldiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Kültür bir milletin tüm varlığını kapsar. Maddi ve manevi bütün değerler, ürünler, unsurlar bunun içindedir. Böylesi geniş bir kapsamı göz ardı ederek sosyal kalkınmanın sağlanması mümkün değildir. Kültür toplumsal gelişim ile ilişkilidir. Toplumsal değişim kültürün gelişimini sağladığı gibi, kültürel yaklaşımlar, etkinlikler ve ürünler toplumun değişimini tetikler, toplumsal kurumların kurulmasını ve biçimlenmesini sağlar. Sosyal kalkınmanın çarkları olan ekonomik, toplumsal, siyasal yapılar da bundan bağımsız değildir. Aksine direkt bir bağlılık söz konusudur."
Toplumsal bilinç kavramının "kültürleme" kavramı ile ifade edilen bireyi yetiştirme, eğitme ve kişilik gelişimine yön verme sayesinde kazandırıldığını hatırlatan Ersoy, toplumsal kültüre kazandırılan bir değerin yine kültür sayesinde gelecek nesillere aktarıldığını belirtti.
- Kültür endüstrilerinin Türkiye ekonomisine katkısı
Bakan Ersoy, 2009-2018 arasını kapsayan 10 yıllık süreçte kültür endüstrilerinin Türkiye ekonomisine katkısını mercek altına alan bir çalışma yaptıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Bu dönemde ülkemizde kültür endüstrilerinin yarattığı ciro yüzde 100'ün üzerinde bir reel artış göstermiştir ki yarattığı katma değerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payı yüzde 2,88 seviyesine yükselmiş, bu alanlardaki istihdam ise yüzde 4,82 oranında artmıştır. Türkiye'de kültür endüstrilerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payı insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri, mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler ile madencilik, idari ve destek hizmet faaliyetlerinin sunduğu katkının üzerindedir. Telif haklarına dayalı endüstrilerin toplam ihracatı bir önceki çalışma verilerine göre yaklaşık 9,3 milyar dolar iken 2018 yılında bu rakam 12 milyar dolar seviyesine yükselmiştir."
Ersoy, sürdürülebilir kalkınmadaki kültür olgusunun toplumsal, ulusal ve uluslararası ağırlığı bulunduğunu söyledi.
Zirvedeki oturumlarda bilim insanlarının ve uzmanların bilgi, deneyim ve fikirlerini ortaya koyacağını anlatan Ersoy, şunları kaydetti:
"Temel olarak bilmemiz gereken odur ki kültür bir ayrışma noktası, özgünlük ve farklılık olmanın çok ötesine uzanan bir kavramdır. Olumlu şekilde bunları içermekle birlikte, ülkelerin ekonomik kalkınmasında; bilimden teknolojiye, sosyal hayattan sanata ve eğitime kadar toplumların yükselmesinde güçlü bir etkisi vardır. Belki de en önemlisi, kültür alanında gerçekleştirilecek uluslararası iş birlikleri öğrenme, deneyimleme, anlama ve kabullenmeyi beraberinde getirecektir. Bu yönüyle kültür, küreselleşmenin negatif etkilerini azaltmada ve olması gerektiği gibi insanlık için birlik ve beraberliğe evrilmesinde en önemli etken olma potansiyelini taşımaktadır. Gerçekten birleşmiş bir dünyada sürdürülebilir kalkınma fikirlerden, teorilerden, öngörülerden ibaret olmaktan çıkıp bütün insanlığın refahını tesis edecek somut bir gerçekliğe dönüşecektir."