aşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz nisan ayında Konya'daki olağan il kongresinde yaptığı konuşmalar, camilerdeki tarihi gerçeklerin tekrar gündeme gelmesini sağlamış, belli bir süre gerek Konya basını gerek ulusal basın tarafından 'ayıp' olarak nitelendirilen olaylar için yetkililer göreve çağrılmıştı. Camilerin aleminde yer alan ok sembollerinin kaldırılmasını isteyenler gerekli adımların atılmasını istemişti. Yine daha önce konu ile ilgili açıklamada bulunan Konya Vakıflar Bölge Müdürü İsmail Aktaş, yaptıkları araştırmada alemlerin ne zaman ve ne maksatla yerleştirildiğini tespit edemediklerini söylemişti.
Konya'daki Şerafettin ve Alaeddin Camii'nin minaresinde yer alan oklu sembolü ve Başbakan Erdoğan'ın 'Camiler zulme tanıktır' sözlerini Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarihçi Doç. Dr. Caner Arabacı ile konuştuk. Alemlerin indirilerek incelenmesi gerektiğini vurgulayan Arabacı, camilerin amacı dışında kullanıldığını ve tahrip edildiğini de anlatmadan geçemiyor.
CAMİ KIŞLAYKEN YERLEŞTİRİLMİŞ OLABİLİR
Şerafettin Camisi'nin minaresindeki alemde 5 ok var. Peki bu 5 ok neyi temsil ediyor? Hatta o okların 6 tane olduğu sağ taraftan bir tanesinin hava şartları nedeniyle zamanla düştüğü söyleniyor. Kimileri CHP'nin tek parti döneminde yerleştirilen parti amblemi olarak yorumluyor ve bunu 'tek parti döneminin ayıbı' olarak değerlendiriyor. Kimileri ise alemdeki 5 okun 'Namazın 5 vaktini veya İslam'ın 5 şartını' temsil ettiğini savunuyor.
1946 İsmet İnönü zamanında caminin kışla olarak kullanıldığı yıllarda konulmuş olabileceğini belirten Tarihçi Doç. Dr. Caner Arabacı, "Şerafettin Camisi minaresindeki alemin indirilerek fiziki olarak incelenmesi gerekiyor. Alemi uzaktan bakıldığında sağ tarafta bir boşluk hissediliyor. Denge sola kayık. O tür yapılarda simetri ve denge aranır. Simetrinin sağ tarafında bir boşluk var. Yani en sağdan bir tanesi eksik. Caminin kışla olarak kullanıldığı dönemde konmuş olabilir. Ancak elimizde yazılı belge yok. Alaeddin Camii'ndeki 6 ok için de somut bir bilgi yok. Onun da indirilip incelenmesi gerekiyor. Ancak Şerafettin ve Alaeddin Camileri zamanla yıkılıp tekrar onarıldıkları için orijinal alemleri olduğunu söyleyemeyiz" diye konuşuyor.
Doç. Dr. Caner Arabacı, Konya'daki alem bilmecesinin yapılan incelemeler sonucu çözüleceğini belirterek 1925-1950 yılları arasında camilerde neler yaşandığını anlattı.
TÜRBE DİNAMİTLE PATLATILMIŞ
Şerafettin Camii'nin kışla olarak kullanılmadan önce türbenin yıkıldığını anlatan Arabacı, "Şerafettin Bin Osman'ın türbesi caminin kıble tarafındadır. Ancak türbesi 1929'larda yıkılıyor. Konyalılar bu türbenin yıkılışını şöyle anlatıyor: 'Türbenin yapılışını Horasan harcıyla kardıkları için kazma ve kürekle yıkamazlar. Daha sonra dinamit patlatılarak yıkılır. Hatta o esnada itirazlar da olur patlatma camiye zarar verir diye. Türbe yıkılırken kıble duvarından da kesme taştan açıklık oluşur. Yakından dikkat edilirse kesme taş iletürbe yıkıldıktan sonraki onarılan taşın rengi farklıdır. Yeni taşlar daha açık renktedir" diyor.
CANLI TANIK, O GÜNLERİ ANLATMIŞTI
Şerafettin Camii'nin kışla olarak kullanıldığı dönemde askerlik yapan ve o camide yatıp kalkan İhsan Güzel, vefat etmeden önce camii ile ilgili çarpıcı bilgiler vermişti. Güzel, "Şerafettin Camii Kışlası'nda ne namaz kılmanıza müsaade ederler ne de yemek verirlerdi. Ailelerimizin yolluk olarak hazırladığı valizimizdeki yiyecekleri yer, onunla hayatımızı idame ettirirdik. Bizi en çok hayrete düşüren şey Camii içinde içki içerlerdi" diyordu.
ÇABUK YIKILSIN DİYE TEMELİNE SU DOLDURULMUŞ, MİNARE KULUSTUR İLE KESİLMİŞ...
Konya'da neredeyse her caminin tahrip ve zulmü yaşadığını anlatan Arabacı, bazı camilerde nelerin yaşandığını kısaca şöyle anlatıyor: "Şu anda Konya'nın merkezi Zafer'de bulunan Selçuklu dönemine ait Mağaribi - Abdul Mumin Camii'nin çabuk yıpranması ve yıkılması için ilginç bir işlem yapılmış. Cami'nin yıkılması için temeline su doldurulmuş ve su takviye edilerek yıllarca öyle kalmış. Ancak cami bu güne dayandı şu anda da restorasyon çalışması var. Hemen karşısındaki Nasuh Bey Camii Gaz yağı deposu olarak kullanılmış. Yine anlattığımız Şerafettin Camii'nin karşısındaki Ulvi Sultan Mescidi yıkılmıştır. Hoca Hasan Camii kütüphane haline dönüştürülmüş. Orta yerine kocaman bir dökme soba konmuş. 1940lı yıllarda ortaokuldan çıkarak soba başında kitap okumaya gittiklerini Sefa Odabaşı'ndan dinlemiştim. İplikçi Camii asar-i atika müzesi yapılmış. Caminin kapısının her iki yanını aslan figürü konmuş. İçine de Helenistik çağın Roma'nın Bizans devrinin heykelleri lahitleri ve diğer tarihi malzemeleri sergilenmiş. Bu durum 1962'ye kadar devam etmiştir. 1940'lı yılların cami kullanımında bu tür olaylar sadece Konya içinde yok. Karaman'da da var. Ebu'l Fetih Camii 1940'lı yıllar ağır yapılmış. Bu camideki mihrapta inek bağlanan halka hala duruyor. Sultan Abdülaziz yaptırdığı Aziziye Camii'nin kapısı üzerine tuğrası konuluyor. 1927'de bu kitabeler murç ile kazınıyor. Şimdi yoklar. 1800'lü yılların başında yapılan Kışla Camii, 1934'te ahşap minaresi kesiliyor. İki asker büyük kulustur (testere) ile minareyi keser. Camii 1950'li yıllara kadar ot deposu olarak kullanılıyor."
AMAÇ İSLAM MEDENİYETİNİ YOK ETMEK
Bu tahribatın gerisinde batı medeniyetinin yerel maşalarının olduğunun altını çizen Arabacı, "1925-50'li yıllar arası vakıf eserlerin vakıf senedinin dışında farklı gayelerle kullanıldığını görüyoruz. Yani camiler kışla, depo, kütüphane, ağır ve müze olarak kullanıyor. Bu bir kültürel dönüşümün sonucudur. İslam medeniyetini tehlike ve geriliğin kaynağı olarak görüp bunu baskı altını alma, dışlamaya dönük bir çalışmadır. 'İslam medeniyeti bizi geri bıraktı. Bu geriliğin kaynağı olduğu içinde İslam medeniyetinin yok edilmesi lazım' denildi. Tahribat tek yönlü değil. Tahribatın gerisinde batı medeniyetinin İslam medeniyetini yok etmesi ve onların yerli maşalarının çalışması var. Bu bir zihniyet sorunudur. İslam medeniyetini hasım gören, halkın kafasından İslam medeniyetini silmek isteyen bir sorun. Cami ve mescitlerde yaşanan bu tahribat sadece Konya'da değil tüm ülkede var. Bu bir batı medeniyetinin uygulamadaki görüntüsüdür" ifadelerini kullanıyor.
Haber7