Türkiye'nin uyarılarına rağmen dört ay sonra Danimarka'nın devam ettirdiği dönem başkanlığını Güney Kıbrıs'a devretmeye hazırlanan AB'ye rest çeken AB Bakanı Egemen Bağış, KKTC'nin Türkiye'ye bağlanabileceğini söyledi.
“HER TÜRLÜ OPSİYON MASADA”
Kıbrıs Gazetesi'ne konuşan Bağış, Kıbrıs'ta çözüm için her türlü opsiyonun masada olduğunu belirterek, KKTC'nin Türkiye'ye bağlanmasının mümkün olabileceğini kaydetti. Bağış, “Çözüm, iki liderin uzlaşması ve toplumlarına kabul ettirdikleri bir birleşme formülü ile olabileceği gibi, iki liderin uzlaşarak ayrılıp 2 ayrı devlet şeklinde ya da KKTC'nin Türkiye'ye bağlanması da mümkün olabilir. Bütün bu opsiyonlar masadadır ama ümit ediyoruz ki, gönlümüzden geçen de budur; Kıbrıs'ta iki devletin tek bir çatı altında birleşmesi ve iki kurucu devletin oluşturacağı bir yapı ile iki tarafın da huzur içinde yaşaması güvence altına alınsın” dedi.
“BİZİM ÖNCELİĞİMİZ SİYASİ EŞİTLİK”
Türkiye olarak Kıbrıs'ta iki liderin toplumlarına kabul ettirdikleri her çözümün arkasında olduklarını vurgulayan Bakan Bağış, “Bunun içinde birleşme de vardır, birleşmeme de. Yeter ki iki lider bunu kendi toplumlarına kabul ettirebilsin. Türkiye için tek bir hassasiyet vardır. O da, adada siyasi bir eşitliğin sağlanmasıdır” diye konuştu.
“TANIMADIĞIM BİR ÜLKEYİ MUHATAP ALMAM”
Temmuz ayında AB dönem başkanlığını alacak olan Kıbrıs Rum Yönetimi'ni muhatap almayacaklarını söyleyen Bağış, bu dönemde Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve aday ülkelerle ilişkilerin süreceğini ancak Rum yönetimini görmezden geleceklerini vurguladı. Aday ülkelerin dönem başkanlarıyla muhatap olmalarını gerektirecek iki tür toplantı olduğunu ifade eden Bağış, bunlardan birinin ortaklık konseyi toplantısı olduğunu ve Fransa gibi ülkelerin dönem başkanlıklarında da bu tür ortaklık konseyi toplantılarına katılmadıklarını belirterek, bu toplantıların olmazsa olmaz toplantılar olmadıklarını kaydetti. Bağış, şöyle konuştu:
“RUM ŞIMARIKLIĞI SÜRDÜKÇE İLERLEME OLMAZ”
“Dönem başkanlığı ile muhatap olunacak ikinci tür toplantılar ise fasıl açma ve kapama törenleri gerçekleştiği zamandır. Türkiye son üç dönem başkanlığında hiçbir faslı açmadı. Bunun nedeni de Rum yönetiminin ortaya koyduğu şımarık tavırdır. Şimdi kendi dönem başkanlıklarında kendi veto ettikleri fasıllarla ilgili olarak ‘Biz vetoyu kaldırdık, Türkiye gelsin karşımıza otursun' derlerse, bizim de o günlerde toplantılarımızın yoğunluğundan dolayı Brüksel'e gidememe ihtimalimiz ortaya çıkabilir. Bu fasılları bir sonraki dönem başkanlığına erteleme imkanımız olabilir. Biz kendilerini uyardık, komik duruma düşmesinler. Normal şartlarda tanımadığımız bir ülkenin yetkililerini, sadece birileri onlara artık ‘Siz başkansınız' dedi diye muhatap alacak değiliz.”
SANCAR: “TÜRKİYE OLMASA NEFES ALDIRMAZLAR”
Bakan Bağış'ın söz ettiği KKTC'nin Türkiye'ye bağlanması ile ilgili Akit'e konuşan KKTC'li sivil toplum temsilcileri, “KKTC fiilen zaten Türkiye'nin 82. ili gibi. Ancak böyle bir adım atılması için KKTC'de yıllardır erozyona uğrayan milli ve manevi değerlerin güçlendirilmesi şart” dediler. KKTC YARDER Genel Başkanı Talip Sancar, “Biz Türkiye ile bir millet iki devlet konumundayız. Uluslararası ilişkiler açısından böyle bir adım sıkıntılı olacaktır. Ancak çareler tükenince ki Türkiye'siz hiç bir şey olmaz. Türkiye olmazsa Rumlar aldığımız nefesi bile keserler” dedi.
SAĞLAM: “MİLLİ DEĞERLERE YATIRIM YAPILMALI”
KKTC Demokratik Haklar ve İnanç Platformu Sözcüsü Recep Sağlam ise KKTC'deki laikçi politikalarla yıllardır milli ve manevi duygularda yaşanan tahribata dikkat çekerek şöyle dedi: “Şu kesin; Rumlar hiçbir şekilde Türklerle bir arada yaşamak istemiyor. Şu an Annan Planı gibi bir referandum olsa Rumlar yine hayır der. Onlara göre Kıbrıs'ta Türklerin yaşama hakkı yok. Batı da onlara destek veriyor. KKTC ne kadar devlet ise de fiilen Türkiye'nin bir ili gibiyiz. Ancak bu adımın atılabilmesi için burada milli değerleri ihya edecek ciddi adımlar atılmalı. Çünkü burada yıllardır süren aşırı laikçi politikalar yüzünden ciddi bir Rum yanlısı kitle oluştu.”
Kaynak: Ertuğrul CESUR / AKİT