Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nin önünde gecenin ilerleyen saatlerinde bir babanın feryadı yankılanırken, bir annenin gözyaşları kameralara yansıdı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde sona eren DHKP-C davasının ardından 17 kişi tutuklandı. Bu tutuklular arasında bulunan bir üniversite öğrencisinin babası ise adliye önünde avukatlara tepki gösterdi.
Geçtiğimiz Cuma günü yapılan DHKP-C operasyonunun ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne çıkarılan şahıslardan 17'si daha tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Davanın sonuçlanmasının ardından Adliye'nin önünde önce bir annenin haykırışı yankılandı. Davada tutuklanan üniversite öğrencisi Duygu Yücel'in annesi Yasemin Yücel, "Ben kızımı istiyorum. Benim için hayat bitti" şeklinde haykırarak ağladı.
Baba Hüseyin Yücel ise bir süre sonra kameraların karşısına geçerek, "Ben kızımı İstanbul'a okusun diye gönderdim. Bu faşistler benim kızımı kale yaptı. Hayatını söndürdü. Başka kimsenin hayatı sönmesin. Bunların devrimcilikle hiçbir şeyle alakası yoktur. Ben Duygu Yücel'in babasıyım. Bunlar avukatım, devrimciyim diye geçinen kime hizmet ettiği belli olmayan insanlar bunlar. Bu kadar söylüyorum. Bunların kendisine faydası yok ki vatana, millete, topluma faydası olsun.Faydası olan insanları da bu hücrelerde çürütüyorlar. Bu kadar söylüyorum" dedi.
Baba Hüseyin Yücel, kendisini sakinleştirmeye çalışan DHKP-C davasına bakan avukat Süleyman Gökten'in üzerine yürüdü. Daha sonra da bir bayanın üzerine yürüyen Hüseyin Yücel, güçlükle adliyenin önünden uzaklaştırıldı.
Davaya bakan avukat Süleymen Gökten ise, "26 kişi gözaltındaydı. 23 kişi mahkemeye sevk edildi. Mahkeme 6 kişiyi serbest bıraktı, 17 kişi tutuklandı" dedi.