Kızımı Kuran-ı Kerim’e göre yetiştiriyorum

Türkiye’nin dilinden düşürmediği şarkıların MİMARI... İsmi söylendiğinde gitarıyla hafızalarda canlanan Kayahan 10 yıl önce ikinci kez baba olmuştu. Kızının da müziğe yatkın olduğunu anlatan Kayahan “Ona egoist olmadan yaşamayı öğretmeye çalışıyoruz. İki

Acarkent’teki evine gittiğimizde, bizi eşi İpek Açar ve 10 yaşındaki kızı Aslı Gönül ile karşılıyor Kayahan. Gömeç’teki Sevgi Köyü’ndeki Gönül Köşkü’nü satışa çıkardığını kızının eğitimi nedeniyle artık İstanbul’da yaşadığını söylüyor. Teknesini de satışa çıkarmış; “Kulağımda problem çıktığı için artık evimde kaptanlık yapıyorum” açıklamasını yapıyor.  Odada nota kağıtları, birkaç gitar, onlarca CD ve kaset var. 43 yıldır müziğin içinde olan Kayahan, harıl harıl çalışıyor. “Mavilim’i sekiz ay, Geceler’i 2 buçuk yılda yaptım. Emrin Olur’un 60 küsur değişik şekli var” diyerek bir beste üzerinde ne kadar çalıştığını anlatıyor.

En son Fenerbahçe’ye kullanması için verdiği Mor Menekşe’nin dizeleri, Nilüfer ile yine ortaya çıkan gerilimleri ve yeni albümünü konuşmak için kapısını çaldığımız Kayahan, bakın neler anlatıyor...

ALBÜM YAPMIYORUM

• Yeni albümünüz çıkıyor mu?

Yeni bir albüm yok, yeni şarkılarım var. Üçü İpek Hanım, biri benim için dört şarkı yaptım. Bir de hakikaten bu işi iyi yapanlar için de çalıştığım iki-üç bestem var. Bunlar üzerinde 2-3 yıldır çalışıyorum. Bunları albüm olmasa da insanlar duyacaklar. Televizyonda söyleyebilirim, internette yayınlayabilirim.

• Ne zaman?

Henüz benim sınıfı tam geçmediler.

• Bu aralar single çok moda. Siz neden yapmayı düşünmüyorsunuz?

Single, eski adıyla 45’ilkler, o zamanlar çok iyi şarkıların az olmasındandı. Sonra bizim devrimizde long play’ler başladı, çok iyi ve çok şarkıyı bir albümde toplamaktı. Ama şimdi Türkiye’de iyi şarkıları pek duyamıyoruz. Duyamadığımız için içlerinden bir tane bulursa bir şarkıcı şanslıdır, onu da hemen bir single yapabilir.

ESKİDEN BU İŞ PARA ETMEZDİ

• Bugün korsan nedeniyle albümler satmıyor. Bundan sonra ne olacak?

Mecra değişiyor. Artık ses satıyorsunuz. Bugün satılacak bir plağın koleksiyon değeri olmalı.

• Son zamanlarda verilen satış ödülleriyle ilgili ne söylemek istersiniz? 

En son insanlar ödül almak için 60 bin adet kendi plaklarını satın aldılar. Biz ödülü bir milyon satınca alıyorduk, şimdi 100 bin satana veriyorlar.

• Siz bu işe başladığınızda meslek nasıldı?

Para etmiyordu, ev kiramı ödeyemiyordum. Türkiye’nin diline düşmüş şarkıları bile ilk başlarda söylerken, bakkalların şişelerini birbirine satıyordum.

• Yeni şarkıcıları, şarkıları dinliyor musunuz?

Türkiye’de genelde insanlar birbirlerini ‘Dur bakayım neyi kötü yapmış’ diye dinlerler. Benim böyle bir derdim yok, müziği müzik olarak dinlediğim için Timur Selçuk, Özdemir Erdoğan, Ajda Pekkan, Nilüfer, Sezen Aksu gibi doğru işler yapanları boş vakit bulursam dinlerim. Ama çoğunlukla Türk ve Batı klasiklerini, yıllarca kendini ispat etmiş şarkıları dinliyorum. Bir şey para edince herkes onu yapmaya başlayacaktır. Ben dua ediyorum daha da para etmesin bu iş. Para için yapmayanlara kalsın, onların yaptığı para etsin.

 Babalığın yüksekokulunda okuyorum

• Kızınız Aslı Gönül’ün müzikle arası nasıl?

Gitar çalmayı öğreniyor.

• Kendisi mi istedi?

Zorla bir şey yaptırmıyoruz. Her çocuk babasından harçlık ister o benden ‘Müzikte yeni bir şey öğretir misin?’ der.

• Torununuz ile nasıl anlaşıyorlar?

Çok iyi anlaşıyorlar. Torunum Oben altıncı sınıfta, aralarında iki yaş var. Örf ve adetlerimizi öğrenerek büyüyorlar. Egoist olmadan yaşamayı öğretmeye çalışıyoruz.

• Nasıl yapıyorsunuz?

İki kitaptan faydalanıyoruz; birisi Kuran-ı Kerim, diğeri devletin yasaları.

• İkinci kez baba olmak nasıl bir şey?

Beste’nin babasıydım, şimdi Aslı Gönül’ün babasıyım. Şimdi daha tecrübeliyim, babalığın yüksekokulunda okuyorum.

Bana kalırsa Serdar Ortaç ozan değil  gerçek bir ozan oynamaz ve oynatmaz

• “Eskiden milyonlarca albümü satana ödül veriliyordu, şimdi 100 bin satana veriyorlar” dediniz. Ödül alıp da kendini kral görenler var.

O insanlar herhalde kendilerini mutlu ediyorlar diye düşünüyorum. Kendilerini mutlu edince başkalarına yukarıdan bakmak isteyebilirler ama hak etmek çok önemli bir şey.

• Peki bu durum sizi üzmüyor mu?

Hayır, çünkü ben unumu eleyip eleğimi duvara asmadım. Bir şarkıya ödülü halk verir ama bir şarkıyı ve şarkıcıyı zorla bir yere getirme çabalarından yani ahlak yoksulluklarından bahsediyorum. Türkiye’de hala plakları en çok satan üç kişiden biriyim. Gönül Sayfam, Bir Aşk Hikayesi, Seninle Her Şeye Varım Ben, Biriciğime 2000’li yılların çok beğenilen şarkıları.

• Diğer iki isim kim?

İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu satar, bir de gençlerden Tarkan ve Serdar Ortaç. 

• Serdar Ortaç için müzikologlar “Son yılların en iyi ozanı” yorumunu yapıyor. 

Anlıyorum, şimdi ben buna bir şeye diyemem. Bana kalırsa ozan değil ama şarkı söylüyor. Ozan meselesi farklı; daha çok dinleti olması lazım, oynatı değil. Oynamak ve oynatmak ozanlığın içinde olmaz diye düşünüyorum.

Fenerbahçe’ye Mor Menekşe şarkısını ücretsiz verdim, zarafetle kullanacaklar

Futbol takımları tarafından çok seviliyorsunuz.

Fanatik değilim. Galatasaraylıyım ama Fenerbahçe bizi yendiğinde ‘Adamlar daha iyi oynadı’ diyebilecek kadar Galatasaraylıyım. Futbola bu pencereden bakıyorum.

• Siyah-beyaz film gibi şarkınızı Beşiktaş taraftarı söylüyor.

Bir gün radyo röportajından çıkmıştım, dönerken Beşiktaş kupada bir İngiliz takımıyla karşılaşıyordu. Maçı kaybetmişti, Dolmabahçe’nin oradan inerken taraftar takıma ‘Sen üzülme, ağlama, sen gülümse daima’ diyordu. Taraftarlık bence budur; yendiğinde koluna girip, yenildiğinde karşısına geçmek değildir.

• Peki Mor Menekşe?

Bizi hakkıyla yendiler, rica ettiler ben de verdim. Küfredeceklerine şarkı söylesinler. Orada ince bir zeka vardı. ‘Bir mahzun mor menekşe, ağlıyor mu ne’ meselesi naif bir yaklaşımdı.

• Fenerbahçe bir takım ürünler yapıp üzerine Mor Menekşe’nin dizelerini yazacakmış.

‘Bir mahzun mor menekşe, ağlıyor mu ne’ dizeleri ve bir de ‘Nerde nerde’ dizesinin arasını boş bırakıp oraya bir şey yazacaklarmış. Belki ‘Nerde nerde Adnan Polat nerde’ diyebilirler. Onlar da zarafetle kullanacaklarına söz verdiler.

• Para aldınız mı?

Ücret alsam olmazdı, bir Galatasaraylı olarak birine bir şey satmış olurdum.

Her gece Nilüfer için dua ederim ‘Allahım ona akıl fikir ver’ derim

• Geçen hafta Nilüfer Beyaz Şov’a katılmıştı. Seyirciler sizin şarkınızı söylemesi için çok ısrar etti, ‘Bu konuya girmek istemiyorum’ dedi. Yasak mı şarkılarınızı söylemesi?

Yasak yok, Nilüfer Hanım gelip izin alacak, biz de ondan bir yüzde talep edeceğiz, bu parayı hayır kurumlarına vereceğiz. Nilüfer, bir televizyon programında ‘Benim seyircim artık bu şarkıları dinlemek istemiyor’ dedi. O şarkılar, Nilüfer’i yukarı çıkardı. Onları söylemediği sürece Nilüfer’in işi çok zor.

• Davalarınız oldu.

Mahkeme ‘Bestecisinden izin al, söyle’  dedi.

• Bu sadece Nilüfer için mi geçerli?

Nilüfer için geçerli, başka kim Kayahan şarkıları söylemezse eksik kalır?

• Peki nereden çıktı bu mahkeme meselesi?

Nilüfer’e sadece beste vermedim, albümlerinde müzik direktörlüğü yaptım, ona yol haritası belirledim. Anladığım kadarıyla Nilüfer bunları unutmak istiyor. O zaman beni aradı ‘Terzim, kuaförüm çok para istiyor. Seninle olan anlaşmayı bir gözden geçirsek’ dedi. Ben ‘Arkadaşım sen şarkıcın, manken değilsin elbise konuşalım, film artisti değilsin saç konuşalım. Senin mesleğin şarkıcılık’ dedim. Bana ödediği de ayda 2 bin lirayı geçmez. Büyük bir yanlış yaptı kazanırız diyerek mahkemeye ‘Kayahan ile bir anlaşmamız yoktu, maddi durumu bozuktu, yardım ediyordum’ dedi. Orada ipler koptu. Oysa tüm makbuzlarında sahne teliflerini ödediği yazılı. Özür dilemesini istiyorum.

• Peki ne değişti bir anda?

Aramızda böyle şeyler çok yaşandı. Mesela 1996’da gelmişti, ‘Sen artık bittin’ demişti. 1997’nin sonunda Allah’ım Neydi Günahım çıktı, aradı ‘Ne zaman çalışıyoruz?’ dedi. ‘Çalışmıyoruz’ dedim. Sonra kendisine ‘1996’dan 1997’ye ödemediklerini ödersen sana şarkı yazarım’ dedim. Çünkü parayı çok seviyor, ceza öyle verilebilir. Önce taksit önerdi, sonra hepsini ödedi, ben de ona Mavilim şarkısını yazdım.

• Nilüfer’e emeğiniz çok mu?

Benden önce Nino Varon, sonra ben vardım. Şimdi Nilüfer kendi başına var.

• Müzikte var mı?

Bunu söylemek bana düşmez. Bunu Nilüfer’in hissetmesi gerekir. Nilüfer’e düşman değilim, evlatlığının ve kedisinin ilk fotoğraflarını çeken benim. Kızıyla kızımın yan yana fotoğraflarını çeken benim, onun abisiydim. Onun beni böyle hatırlaması lazım. Ama belki de şu sıralar ne yaptığını anlıyordur. Allah kabul ederse, her gece yatmadan önce hala  Nilüfer’in hayrına dua ederim. Ama dua ederken de ‘Allahım akıl fikir ver’ demeyi unutmam. Çünkü akıllı davrandığını düşünmüyorum.

İNCİ DÖNDAŞ

Gündem Haberleri