Kış mü’minin baharıdır

Yeni Dünya dergisi kış aylarını ısıtacak sıcak dosya ve yazıları ile dolu dolu Ocak sayısı ile okuruyla buluşuyor.

Ocak sayısında “Kış mü’minin baharıdır” başlığıyla çıkan Yeni Dünya, her mevsimi, her anı mü’min hassasiyetiyle yaşamak için derinlikli çalışmalara imza atıyor.

Dosya çerçevesinde, Salih Eren özellikle Hadis-i Şerifler çerçevesinde diri bir kış hayatının kapılarını aralıyor. YTÜ Sosyoloji bölümünden Prof. Dr. Bedri Gencer ile yapılan söyleşi ise bilhassa Osmanlı ilim kültür geleneğinden bugüne yansıyan din ve ilim hayatımıza ışık tutuyor. Yıldız Teknik Üniversitesinde Sosyoloji Bölüm Başkanlığı görevini de yürüten Prof. Dr. Gencer, geleneksel hayat ile modern hayat arasındaki zıtlıları da bu vesile ile adeta özetliyor ve netleştiriyor. Geleneksel Türk toplumu, okur-yazar olmayan ancak bilinçli bir toplumdu, buna karşılık modern toplum, okur-yazar ancak cahil bir toplum haline gelmiştir maalesef”diyen Gencer, okumuşluk ve cehalet kavramlarına yeni ve sahih bir bakış getiriyor. Bugün kimi çevrelerce adeta hafifsenir bir eda ile dile getirilen birtakım dini yaşayış ve telakkilerin nasıl bir toplumsal şuur ve ruh birlikteliği oluşturduğunu Gencer şöyle ifade ediyor: Osmanlı-Türk toplumunda toplu mevlid ve ilahîlerin okunduğu toplantıların yarattığı kolektif halet-i ruhiyeyi,  sohbetten muhabbete intikalin güzel bir örneği olarak gösterebiliriz.

PROF. DR. CEVAT AKŞİT İLE EHL-İ SÜNNET SOHBETİ

Dergi her sayı ülkemizin önde gelen ilim ve fikir adamlarıyla söyleşi yapmaya, dosya kapsamında veya müstakil olarak onların düşüncelerini yansıtmaya devam ediyor.

Bu sayıda Prof. Dr. Cevat Akşit Hocaefendi ile bir söyleşi gerçekleştiren Yeni Dünya, Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı geleneğinden intikal eden ilim ve din hayatımızı söyleşide etraflıca ele alıyor. “Dualı bir milletiz, çürük adam tutunamıyor” diyen Akşit Hocaefendi, bunun sırrını da izah ediyor. “Biz Müslüman olunca İslâm’ın prensiplerine çok bağlanmışız. Peygamberimizin sözleri bizim için, kanun, prensip. Peygamberimiz: “Kış mü’minin baharıdır” diyor. Neden, gecesi uzundur, hem uykusunu hem alır, hem ailesiyle ilişkilerine rahat zaman ayırır, hem de gece uykusunu aldığı için rahatça kalkar teheccüd namazı kılar. Gündüz kısa olduğu için oruç tutar” diyen Hocaefendi, milletimizin İslâm ile olan bağını ve dinî hayatımızın kışta tezahür eden yaşama biçimini açıklıyor.

 

Dosya kapsamında Nureddin Yıldız ve Mahmut Toptaş da görüşlerini dile getiriyor. Dünün sağlam din hayatının var olduğunu ancak bizlerin bugün de aynı sağlamlıkta ve değerde bir din hayatı kurmamız gerektiğini vurgulayan Yıldız, “Biz neden bir Buhari halkası kuramıyoruz?” diye soruyor.

KUTUZ HOCA İÇİN ÇOK ÖZEL SÖYLEŞİ    

Geçen ay rahmet-i rahmana kavuşan Kutuz Hoca, ölümünün hemen ardından Prof. Dr. Mustafa Kara ile yapılan özel bir söyleşi ile gündeme geliyor. Söyleşi sayfalarında, Kutuz Hocaya dair çok özel fotoğraflara da yer veriliyor. Prof. Dr. Mustafa Kara, Kutuz Hocanın Kur’ân sevgisine dair şu hatırayı anlatıyor: “Mahallede sadece bir kişide radyo vardı. Cuma, sabahları erken bir saatte radyoda Kur’ân okunuyor. Babam her Cuma sabahı bütün talebeleri alıyor radyosu olan Mustafa Amcanın küçücük dükkânına götürüyor ve Kur’ân’ı birlikte dinliyorduk. İşte bu esnada Kutuz Hocanın gözyaşlarının sakallarını ıslattığını görüyorduk.”

Yakın tarihin din, devlet ve millet ilişkilerinin çok önemli bir tanığı ve Kur’ân aşığı olarak Kutuz Hoca, milletin imanı ve temsilcisi olarak ahirete göçtü. Ondan geriye her hatıra bizleri anlatmaya devam edecek.

Her ay, okunan ve sevilen dolu dolu sayılara imza atan Yeni Dünya dergisi, ilimi fikir ve iman hayatımızı diri tutmaya devam ediyor.

 

Yeni Dünya dergisi irtibat telefonu: 0 212 635 83 96  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür-Sanat Haberleri