Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün dini, milleti, ırkı ve vatanı olmadığını belirterek, ''Kimse, din adına insan öldürme yoluna girmesin, bu asıl yanlış olandır. Din adına bir Müslüman kardeşini öldüren, savunmasız insanları öldüren insanların, bunu ne ile izah edeceğini ben anlamakta zorlanıyorum ve anlamıyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani ile baş başa ve heyetlerarası görüşmelerinden iki ülke arasında iş birliğini öngören anlaşmaların imza törenine geçildi.
Törende, Türkiye Cumhuriyeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti hükümetleri arasında, ''Yoğunlaştırılmış İşbirliği ve Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Tesis Edilmesi Hakkında Ortak Siyasi Bildiri, Pakistan'da TİKA Program Koordinasyon Ofisi Kurulmasına Dair Mutabakat Muhtırası ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Eğitim Merkezi ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Akademisi Arasında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası'' imzalandı.
İmza töreninin ardından Erdoğan ve Gilani ortak basın toplantısı düzenledi.
Gilani, iki ülke arasında ticaret ilişkisini geliştirmek amacıyla, üst düzey yöneticiler arasında, iki ülkenin çıkarları doğrultusunda önemli adımların atıldığını ifade etti. Ayrıca bu toplantıların iki ülke arasındaki özel sektör ilişkilerinin de gelişmesi için gerçek potansiyelin yakalanması açısından, önemli olduğunu düşündüğünü anlatan Pakistan Başbakanı Gilani, Başbakan Erdoğan ile yaptıkları görüşmede terörle mücadeledeki kararlılığın da ifade edildiğini söyledi. Gilani, şöyle konuştu:
''Terörizm ve aşırıcılığı hangi şart altında olursa olsun lanetliyoruz. Sayın Erdoğan ve Ben, bu şeytanı yeneceğimiz konusunda mutabakata vardık. Bu alanda da işbirliği fırsatı yakalayıp, Pakistan topraklarında bugüne kadar verdiğimiz mücadelenin devam edeceği noktasında kendisine fikirlerimi sundum. Bu noktadan hareketle mücadelemizin devam edeceğini, sosyal dengeyi bozacak şeytani odağa karşı mücadelemizin devam edeceğini ifade ettim.''
Gilani, ayrıca görüşmeler sırasında Türkiye'nin Afganistan'daki yeniden yapılanma sürecine katkısına da teşekkür ettiğini ifade etti.
Türkiye ve Pakistan'ın stratejik ortak olduklarını ifade eden Gilani, küresel ve bölgesel konulara benzer yaklaşımlar gösteren iki ülke olarak, iki ülke arasındaki halkların birbirine yakınlaştırılması açısından ellerinden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduklarını görüşmede ifade ettiğini bildirdi.
-ERDOĞAN'IN SÖZLERİ-
Başbakan Erdoğan da ''ikinci evimiz'' diye nitelendirdiği Pakistan'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladığı konuşmasında, ''Bunu bir dış ziyaret olarak değerlendirmiyorum. Kardeşim Gilani ile başbaşa iki ülkenin ikili sorunlarını değerlendirme, geleceğe nasıl bakarız... Görüşmelerimizde bunun fırsatını bulduk. Aramızda siyasi, askeri, ekonomik, ticari kültürel, turizm alanlarına yönelik bir çok konuları görüşme fırsatını bulduk'' dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Askeri alanda, savunma sanayine yönelik birçok müşterek atabileceğimiz adımlar var ortak yatırımlar olabileceği gibi Türkiye olarak biz, ne gibi katkılarda bulunabiliriz, bunları görüşme fırsatı bulduk. Siyasi alanda uluslararası kurum ve kuruluşlarla bugüne kadar ortak hareket edebilme fırsatını, zeminin her zaman yakalamış ve bir birine destek olmuş iki kardeş ülkeyiz. Bundan sonraki süreçte de bu dayanışmamız aynı kararlılıkla devam edecektir. Çünkü her iki ülkenin de yönetiminde bu irade vardır.
Askeri ve siyasi bu iki başlığı gündeme getirirken terörü değerlendirmemek, terör konusuna girmemek mümkün değil. Terörle mücadele konusunda bir ortak platform oluşturma hususunda yine her iki yönetimde de ortak bir irade vardır. İstihbarat örgütlerimizin sağlıklı bir dayanışması mevcuttur ve terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur. Kimse, din adına insan öldürme yoluna girmesin, bu asıl yanlış olandır. Din adına bir Müslüman kardeşini öldüren, savunmasız insanları öldüren insanların, bunu ne ile izah edeceğini ben anlamakta zorlanıyorum ve anlamıyorum.
Aşırılıklardan uzak, tamamen orta yolu tutturabilen bir iradeye, bir zihniyete insanlığın ihtiyacı var. Hangi zihniyette olursa olsun, hangi düşüncede olursa olsun bunu yakalamaya mecburuz. Demokratik parlamenter sistemlerin de özelliği bu...
Halkın iradesine saygı duymak, halkın sevgisini kazanabilmek, halkın tercinine saygı duymak, bunun sağlanabildiği bir ülkede birliğin beraberliğin dayanışmanın olacağına inanıyorum.
Sıkıntılı süreci Pakistan yaşadığı gibi aynen biz de yaşıyoruz. Ama dayanışma içinde bölgede bu süreci aşacağımıza da inanıyorum.''
''Kardeşim'' diye hitap ettiği Pakistan Başbakanı Gilani ile iki ülke arasında yüksek düzeyli işbirliğini öngören ortak siyasi bildiriyi imzaladıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, ''İnanıyorum ki bu ortak bildiri ülkelerimiz arasında bir dayanışma ile birlikte bir sıçramayı da getirecek. Bakanlarımız daha yoğun bir şekilde bir araya gelecekler. Dayanışmada hızlandırılmış bir süreç devreye girecek'' dedi.
Başbakanlar olarak en az yılda bir kez bir araya gelme fırsatı yakalayacaklarını anlatan Erdoğan, ekonomik alanda şu ana kadar olan dış ticaret hacmine bakıldığında 741 milyon dolar gibi bir rakamın görüldüğünü bunun ise yetersiz olduğunu dile getirdi.
''Doğrusu iki ülkeye yakışmıyor. Ben aramızdaki bu rakamı çok küçük buluyorum'' diyen Erdoğan, ''Şu anda iki yıl içinde 2 milyar dolar hedefi konuldu ama bu hedef de bana göre küçük.
Türkiye'nin Pakistan'a verebileceği değişik alanlarda çok ürünleri var. İnanıyorum ki Pakistan'dan da Türkiye'nin alabileceği ürünler var. Bu anlayışla bizim dış ticaretimizdeki süreci hızlandırmamızın önemi büyüktür'' diye konuştu.
-''ORTAK BAKIŞ GETİREBİLİRİZ''-
Pakistan'ın altyapısının güçlendirmede, konut yapımında Türk müteahhitlerinin önemli görevler yüklenebileceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, Pakistan'ın bu noktada altyapı, kentsel değişim, dönüşüm gibi bir çok yatırımında Türk firmalarının çok büyük hizmetler verebileceğini kaydetti.
Türkiye'nin, TİKA'nın Pakistan'da açacağı ofis ile birlikte birçok alanlarda hizmetler vereceğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Kültürel noktadaki karşılıklı dayanışmamız, yoğunlaşarak, artarak devam etmektedir. Kadim bir ortak tarihimiz var. Bunu unutmamız mümkün değil. Bunu zenginleştirmemiz lazım. Asya'da bir ortak bakış getirebiliriz. Bunun da çalışmalarını bakanlıklar arasında yürütmemizde fayda olduğuna inanıyorum. Turizmde bizler, yaklaşık 26 milyon turist çekebilen bir ülke durumundayız. Tabii bu noktaya turizm çeşitlendirerek geldik. Sadece deniz, kum, güneş buraya tıkanıp kalmadık. Bunun yanına eğitimi, kongreyi, sağlık, dağ, yayla turizmini koyduk. Kültürel turizmi, inanç turizmini koyduk, tabii bunlar ayrı bir güç kattı sürece. Bu dayanışmayı paket turizm ile çok daha farklı bir noktaya getirebiliriz. Tabii bu seyahatte yanımda 80 kadar iş adamı var. iş adamlarımız sektörlerinde muhataplarıyla burada görüşme fırsatı bulacaklar. Tabii bugün bir iş adamları forumunun düzenleniyor olması bu seyahatimizin başka güzel yanıdır.
Tabii bir başka mutlu olduğum konu da yarın Pakistan Parlamento'ya hitap edecek olmamdır. Bu fırsatı bana tanıyan parlamento başkanına teşekkür ediyorum. Değerli kardeşime bizlere gösterdiği ev sahipliği için de tekrar teşekkür ediyorum.''
-SORULAR-
Başbakan Erdoğan, ''terörizm konusunda iki ülke arasında varılacak işbirliği noktasında spesifik bir örnek verebilir misiniz? Ayrıca Türkiye, NATO çok önemli üyesi... Pakistan'a Afganistan'dan sızmalar oluyor ve buradaki terörle mücadeleyi olumsuz etkiliyor. NATO'daki kuvvetinizi kullanarak bu sızmaların önlenmesi içini yeni bir öneri getirmek söz konusu olabilir mi?'' sorusuna, şu yanıtı verdi:
''Bu konudaki hassasiyetleri değerli kardeşimle paylaştık ve geleceğe yönelik ne gibi adımlar atabiliriz bunları da konuştuk. Özellikle NATO genel sekreteri ile bunu konuşacağımız gibi, 1 Kasımdan itibaren bizler, Kabil'deki bölge komutanlığını da üstleneceğiz.
Türkiye olarak ve yine bu görev vesilesiyle bunu oradaki diğer ortaklarla paylaşma imkanımız olacaktır. Tabii Afganistan'dan Pakistan'a böyle bir sızmanın olması bizleri de rahatsız eden bir konudur. Çünkü biz bunun acısını yaşayan bir ülkeyiz. Aynı şekilde Kuzey Irak'tan Türkiye'ye geçişlerin bizi nasıl sıkıntıya düşürüyorsa, nasıl bu noktada bizim için bir sıkıntı oluşturuyorsa aynı şekilde Afganistan'dan Pakistan'a bu tür geçişler bizi üzüntüye ve sıkıntıya sevk etmektedir, bunu müşterek çalışmalarla görüşmelerle hatta ve hatta gerekirse NATO Genel Sekreteri ile bizzat görüşerek bu konuda ne gibi tedbirler alırız, kardeşimle de bunu paylaştık, adımlarını da ona göre atacağız.''
-İRAN-
Başbakan Erdoğan, İran'da Devrim Muhafızlarına yönelik saldırılar bağlamında, Pakistan ile İran arasında bir ''gerginlik'' yaşandığını belirterek, ''İlişkilerin normale dönmesi konusunda bir konu ele alındı mı? Buradan İran'a herhangi bir mesaj götürecek misiniz?'' sorusu üzerine, şöyle konuştu:
''Bildiğiniz gibi bu sürecin ulusal boyutu var, bölgesel boyutu var, küresel boyutu var. Şu anda bölgesel boyutu da ulusal boyutunun yanında görüştük, görüşme fırsatımız oldu. Buradan İran'a geçeceğiz, İran'da da bunu Devlet Başkanı ile görüşme fırsatımız olacak, görüşeceğiz. Bölgenin huzura kavuşması için ortak hareket etmemiz zaten şart. Bunun gereği olarak da bu tür iletişimin içinde olmak, bu tür bir paylaşımın içinde olmak şart. Ve bu konuda gerek bizler başbakanlar olarak, gerek ilgili bakan arkadaşlarım devrede olacaklar: Süratle ne gibi tedbirler atacağız bunları belirleyerek süreci devam ettireceğiz.''
''Türkiye, Afganistan'a daha fazla asker göndermeyi düşünüyor mu? NATO'dan bu konuda bir talep geldi mi?'' sorusuna Erdoğan, ''Şu an itibarıyla gönderilen Türk askerlerimizin miktarı 1700-1800 civarında... Daha fazla asker göndermek gibi bir planımız yok. Plan budur, bu istikamette adım atılmıştır. Bundan önce nasıl sağlıklı bir şekilde oradaki komuta devam ettiyse, yine bu dönemde Silahlı Kuvvetlerimiz belirlenen başlıklar altında görevini orada özellikle sürdürecektir. Biliyorsunuz, belli hassasiyetlerimiz var. Bizler oradaki süreç içerisinde daha ziyade bir barış gücü olarak, bir lojistik güç olarak gerekli desteği Afganistanlı kardeşlerimize vereceğiz'' yanıtını verdi.