CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Vatan Ankara Temsilcisi Murat Çelik ve CHP Muhabiri Kıvanç El'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
- Mustafa Sarıgül hep gündemde. Seçim şarkısı da yapmış... CHP'ye geliyor mu?
Ne güzel... Zaman gösterecek, parti üyesi olması lazım.
- Hiç temas yok mu?
Pek çok arkadaşımızı tanıyor. Dışarıda olan birisi değil.
- CHP'ye gelecek havası var.
Koşullar olgunlaşır. Bir takvim yok. PM onayıyla dönecek. İhraç edildiği için partiye kabulu benim onayımla olmuyor. Şu anda olmayan şeye yorum yapılmaz.
- Başvurursa?
Kamuoyu yoklamalarına bakılacak.
- Sarıgül ‘İstanbul'da kazanacağım, sonra genel başkan olacağım' diyormuş. Siz de bunun için ihtiyatlı duruyormuşsunuz şeklinde yorumlar var.
Öyle bir şey söz konusu değil.
‘Mutlu olurum'
- “Genel başkanlık hedef” dese bile yolunu keseyim der misiniz?
Hayır.
- Sarıgül geliyorum derse...
Gelirse mutlu olurum onur duyarım. Sosyal demokratlar 30 yıllık siyasette bölündükleri için kaybettiler. Ankara'yı, İstanbul'u böyle kaybettiler. Bölünme faturasını halk çekiyor, bizim küçük kaprislerimiz yüzünden. Bölünme lüksümüz yok. Birleşerek güçlü oluruz.
- Bu ‘Gel kardeşim' mesajı mı?
Başka ne mesajı olabilir. Sarıgül ‘2 bin kişi ile gelirim' dedi. Ben de dedim ki ‘5 bin ile 10 bin ile gel.'
- “İlçe belediyelerini ben belirlerim” dediği iddia ediliyor
Yok öyle bir şey aslında. Bakın siz bütünleşmenin yolunun pazarlıklardan geçirirseniz bütünleşme olmaz. Önyargı yıkmamız lazım. Ben geleceğim A olmazsa gelmem, B olmazsa ben gelmem anlayışı eski sol hastalıklardır. Bu hastalıklardan partiyi kurtarmak için çaba harcıyorum. Bu hastalık varken büyüyemezsiniz. Kişiye endeksli politika olmaz. Düşünce hedefimiz var, çağdaş uygarlık. Koltuk hesabı yapmadan yolumuza bakmalıyız. İddialı olmalıyız.
‘Cemaatten neden rahatsızlar bilmiyoruz'
- Gülen cemaati ile hükümet arasında bir gerginlik var deniliyor. Bu konuda bilginiz var mı?
Gerginliği dışarıdan izliyoruz gazeteciler gibi. Gerginliğin kaynağını da bilmiyoruz, neden böyle bir gerginliğe yol açıldı onu da bilmiyoruz. Birisi bir iktidar, birisi hizmet denilen bir taraf. Hizmet grubunun eğitim alanında, başka alanlarda ciddi bir yapılanması var. Türkiye'nin bildiği bir gerçek. Bu yapılanmadan hükümet rahatsız anlaşılan, dershaneleri kapatacağız dediler. Neden rahatsızlar onu bilmiyoruz.
- Sizce rahatsız olunmalı mı?
Bilmiyoruz. Yani bizim bilmediğimiz bazı gelişmeler var herhalde.
- CHP'nin bakışı nedir Gülen cemaatine. Eskiden rejimi dinamitleyen örgütlenme denildi, Ecevit daha sıcak baktı...
İlke olarak herkesin inancına saygılıyız. İnancını yerine getirirken de saygılıyız. Hassas nokta şu; inancın siyasi alana taşınmaması... Taşınmadığı sürece de sıkıntı sorun yok zaten. Eğitim faaliyeti zaten devlet gözetiminde, dershanaler, kurslar çerçevesini bakanlık belirliyor, devlet denetiminde.
- Türkiye bu çatışmadan zarar görür mü?
Çatışmanın boyutuna bağlı eğer siz Gülen cemaatinin iş dünyasının gücünü kıracağım derseniz Türkiye bundan zarar görür. Karşılıklı atışma olacaksa Türkiye zarar görmez.
‘Gül-Erdoğan yarışamaz'
- Cumhurbaşkanlığı'nda Gül'e oy veririm dediniz çok tartışıldı.
Soru öyleydi, 2 kişi kalırsa kime diye soruldu. Zaten o 2 kişi kalmaz.
- Neden?
Halk oylaması 2. turda bir aday bizim adayımız olacak öngördüğümüz aday olacaktır. İkisi beraber girmezler. Beraber yarışa girmezler.
‘Gül ile sorunumuz yok'
- 30 Ağustos resepsiyonuna katılmamanız bir tavır olarak yorumlandı. Bu yorumlar doğru mu?
Sezer döneminde de 1 kere gitmiştim. Özel bir nedeni yok. Gül olması ile bağlantılı değil. Ben gidiyorum Cumhurbaşkanı'na zaten çeşitli dönemlerde. Cumhurbaşkanı ile bir sorunumuz yok. Gitmemezlik gibi bir sorunumuz olamaz.
‘Esad yerinde kalsın demedik'
- Esad tutumunuz çok eleştirildi. CHP'li milletvekillerinin Esad ile fotoğrafları da tepki gördü.
Ankara'da Suriye konferansı toplayın dedik. Dediler ki Esad iki haftaya gidiyor. Kurumsal temas yok Esad ile. İlk Suriye'de neler oluyor diye yolladık. Öğrenmek ihtiyacı hissettik. Hiçbir arkadaşım Esad yerinde kalsın demedi. Hiçbir yerde demedik. Tam tersine halkına baskı uygulayan, orantısız güç uygulayan, bu tür yöneticilerin yer almaması gerektiğini söyledik.
- Operasyon için tezkere gerekiyor mu sizce?
Mevcut tezkere Suriye'den saldırı olursaydı. O tezkere ile hareket edilemez.
- İkinci bir tezkere gelirse CHP'nin tutumu ne olur?
İçeriğini bilmemiz lazım.
Çok ağrıma gidiyor ama çok rahatım
CHP lideri Kılıçdaroğlu, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'u Silivri Cezaevi'nde ziyaret etti.
Edinilen bilgiye göre Başbuğ, Kılıçdaroğlu'na “Irak ziyaretiniz, nasıl geçti?” diye sordu. Daha sonra Suriye üzerine Kılıçdaroğlu ve Başbuğ sohbet ederken Başbuğ'un, “Süreci kaygı ile izliyorum” demesi ise dikkat çekti.
‘Onlar da sorumlu'
Kılıçdaroğlu'nun müebbet hapis cezası aldığı davayı hatırlatıp “Özel yetkili mahkemelerin kararlarını tanımıyoruz. Size geçmiş olsun diyorum ve Zafer Bayramınızı kutluyorum” demesi üzerine Başbuğ'un özetle şu yorumu yaptığı öğrenildi:
“Terör örgütü lideri olmakla suçlanmam çok ağrıma gidiyor. Daha fazla ağrıma giden bir şey daha darbecilikle suçlanmak... Bu da çok ağrıma gidiyor. Bizi darbeci olarak göstermek doğru değil. Hep bu iktidar döneminde yükseldim, görev aldım, siyasilerle çalıştım. Genelkurmay Başkanıyken yaptığım konuşmalar ve benim konuşmalarımın suç olduğu söyleniyor. Bu konuşmaları baştaki siyasiler de biliyorlar. Ortada suç varsa onlar da benim kadar sorumludur.”
‘Halk arkamda'
“En küçük bir suçum olsa vicdanımda çekerim ama vicdanım o kadar rahat ki. Çok çok rahatım. Önemli olan da bence bu. Halkın en az yüzde 70'inin de benim suçsuzluğuma inandığına eminim. Bunu bilmek de beni rahatlatıyor.”
‘Demokrasiye inanan bir asker'
CHP lideri Kılıçdaroğlu görüşmenin ardından da yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Sayın Başbuğ bir vatansever. Demokratik bir insan, demokrasiye saygılı bir insan. Yasaların kendisine tanıdığı yetkileri kullandı. Morali çok iyi, sağlıyı iyi. Biz suçlu olduğuna inanmıyoruz. Demokrasiye inanan bir askere nasıl darbeci diyebilirsiniz.”HABERVAKTİM