İşte Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden satır başları:
O MADDE ÇÖKERKEN TBMM’YE BAŞKANLIK YAPAN KİMDİ
Devlet dediğimiz kurumu adeta yok etti. Anayasa da benim dedi, yürütmenin de başındayım dedi, yargıyı da yöneteceğim dedi
Dün Cemil Çiçek diyor ki: Yargı çökmüştür. Anayasanın 138. Maddesi çökmüştür .
Anayasa’nın 138. Maddesi çökerken TBMM’ye başkanlık yapan kimdi? Yeni mi aklın başına geliyor.
Erdoğan kürsüde konuşurken laf atmalara sinirleniyor ve Cemil Çiçek’e dönüp ‘Sen mi susturacaksın yoksa ben mi’ diyor. Orayı AKP’nin İl Başkanları toplantısı sanıyor.
Devlet çökerken TBMM Başkanı hiç acaba cumhurbaşkanına çıkıp ‘Devlet çöküyor, haberiniz var mı?’ dediğini duydunuz mu?
Veya Başbakan’dan randevu alıp ‘Böyle konuşamazsınız. Burası yasama organı’ dedi mi? Demedi
CEMİL ÇİÇEK TUTUKLU VEKİLLERİ NEDEN ZİYARET ETMEDİ
Yasama organının 8 vekili tutukluydu. Kendisine bir ara söyledim: Onların bir ikisini neden ziyaret etmediniz
ONLARI SEN DEĞİL YARGI BIRAKTI
Şimdi onlar serbest kalıyor diye bayram yapıyorlar. Siz değil yargı serbest bıraktı onları. Şimdi bayram yapacaksan hiç yapma
CUMHURBAŞKANI BİR ŞEY YAPAMAYACAKSA O KOLTUKTA NEDEN OTURUYOR
Dün akşam Cumhurbaşkanı da ’yolsuzlukların üstü örtülürse toplum çürür’ dedi. ‘Ben ne yapabilirim ki’ diyor. Sayın cumhurbaşkanı eğer bir şey yapamayacaksınız o koltukta neden oturuyorsunuz?
Görev tanımınızda ‘devletin kurumlarını uyum içinde çalıştırmak’ yazar. Ben ne yapabilirim ki dediğiniz andan itibaren ben cumhurbaşkanlık görevimi yerine getiremiyorum demektir
Yetkiyi kullanmayıp ben ne yapabilirim diyemez bir cumhurbaşkanı…
KİNLE DEVLET YÖNETİLMEZ
Kin ve intikam hırsı ile devlet yönetilmez. Hukuk herkes için gereklidir
Bu badireyi de halkın desteği ile atlatacağız. Halkımıza güveneceğiz. Ayaklarının altından demokrasinin kaydığını görüyor.
Sağduyu ve kararlı anlatımımızla, kimseyi ötekileştirmeden her yurttaşa doğruları anlatmak zorundayız
BAKAN ‘HERKES İŞİNE BAKSIN’ DİYOR
Devleti bir anlamda çalışamaz hale getirdi bu iktidar. Bir sayın Bakan diyor ki ‘Herkes kendi işine baksın.’ Bu demokrasilerde temel söylemdir. Herkes işine bakacak.
Herkes görevini yapsın, temel kural budur. Herkes görev yapsın derken birilerinin görev yapmasını engellemek de suçtur.
PEKİ BAŞBAKAN BUNLARI NEDEN TAKİP ETMİYORSUN
17 Aralık’ta cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu yapıldı. Şimdi bunu kapatmak için olağanüstü çaba harcıyorlar.
1994’de Erdoğan söylemişti: Yolsuzluğu babam da yapsa sonuna kadar takip edeceğim.
Peki ya bugün. Bakanlar, onların çocukları ve kendi çocuğu şaibeli durumda. Peki bunları neden takip etmiyorsun.
Savcı ve polis görevini yapacak, engelliyorsun. Hani herkes kendi işini yapacaktı.
Yolsuzlukları meşrulaştırdığınız andan itibaren toplumun temeline dinamit koymuşsunuz demektir. Toplum çürür.
YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİRDİLER
Bunca ahlaksızlığı yapanlara ne diyeceğiz biz?
O kadar ileri gittiler ki yönetmeliği değiştirdiler. Önce hırsıza haber vereceksin, polis gitmeden önce
Dünyada hangi bunu yapar. Böyle bir kavram olabilir mi?
O KOLTUKTA ARTIK O TOPAL ÖRDEK
Toplumsal baskı arttı ve bakanlar gitti. Bir bakan giderken dedi ki ‘Niye ben gidiyorum. Ben bütün imzaları Başbakan talimat verdi, attım. Önce o istifa etsin.’ Hırsızlığı bu kadar net ve açık ifade eden cumhuriyet tarihinde başka bir söylem olmamıştır
Kabinedeki bir bakan arkadaşı ‘O talimat verdi, yaptık’ dedi.
O koltukta artık o topal ördektir. Yönetme iradesini kaybetmiştir artık o.
247 MİLYAR İLE NELER YAPILIRDI? 30 MARMARAY YAPILIRDI
Yolsuzluğun boyutları 247 milyar lira gazetelere yansıdığı kadarıyla Ne olurdu bu 247 milyarla. Arkadaşlarım bir hesap yaptı. 2 milyon 831 bin işsize 8 yıl asgari ücretten para ödenirdi. 300 bin atama bekleyen öğretmen var.
Tamamı atanır ve onlara 30 yıl maaş ödenirdi. Her emekliye 25 bin lira ikramiye ödenirdi.
6 GAP yapılırdı. 30 tane Marmaray yapılırdı. 5363 adet F-16 uçağı alınabilirdi.
Erdoğan’ın bu olaydan bu kadar ürkmesinin nedeni bu.
14 AY ÖNCE BAŞLAMIŞ
3 ay önce değil 14 ay önce başlamış. İhbar senin kurumlarına gelmiş. MASAK’a, savcıya gitmiş. Devlet soruşturma yapacak.
Bir bankanın genel müdürünün evinde ayakkabı kutusunda 4,5 milyon doları çete mi koydu dedim. Hemen bir şayia. ‘O parayla imam hatip okulu yapılacaktı.’ Lafa bakın lafa… Üniversite de bizim bunlara ihtiyacımız yok, yasal yollardan para gelir, yatırım yaparız dedi
.
Ben bu kadar ahlaksızlığı hayatımda görmedim.
BAKAN ÇOCUKLARININ ODASINA O KASALARI ÇETELER Mİ KOYDU
Bakanların çocuklarının yatak odaları 7 tane kasa var. O yatak odalarına çocuklar uyurken çeteler gelip kasaları mı koydular. Dolarları, EURO’ları, milyarları onlar mı koydu. Helal paranın ayakkabı kutusunda ne işi var.
Para sayma makineleri… Normaldir. Milyarları nasıl sayacaksın? Say say bitmez. Yatak odasına koymuş beyefendi sayıyor. Haram parayı nasıl sayacaksın. Akıyor oluk oluk. Mahkemeden karar alıyorlar. Savcı tebliğ ediyor. Şu kişileri getirin ifadelerini alacağım diye.
DEVLETİN ÇÖKTÜĞÜ YER
Polis gitmiyor. Devletin çöktüğü yerdir burası. Yasalara aykırı uygulamayı yürütme başlatmıştır. Çünkü aralarında beyefendinin oğlu da var. Gelemez.
DEMİREL CUMHURBAŞKANIYDI, YEĞENİ TUTUKLANDI
Süleyman Bey cumhurbaşkanıydı. Onun yeğeni Yahya Murat Demirel vardı. Kendisi cumhurbaşkanıydı, ifadeye çağrıldı, tutuklandı, hapis yattı. ‘Bne yeğenim. Tutuklayamazlar’ demedi
ŞİMDİ BEYEFENDİ LÜTFEDİP GİTMİYOR
Şimdi Beyefendi lütfedip savcının talebini bile yerine getirmiyor. ‘Benim babam başbakan’ diyor. ‘Ben o savcının savcılığını bitiririm’ diyor. Biz de Türkiye demokratik, laik sosyal hukuk devleti diyoruz. İnanan var mı?
SALI GÜNÜ YOLSUZLUKLA NASIL MÜCADELE EDİLİR ANLATACAĞIM
Salı günü yolsuzlukla mücadele nasıl edilir. Bunun ayrıntılarına gireceğiz. Siyaset zenginleşme aracı değildir. Halka adanmışlıktır. Mazlumun hakkını korumaktır.
BANANE CEMAATTEN KARDEŞİM
CHP ile cemaat kol kola girdiler diyorlar. Banane cemaat kardeşim. Ben yolsuzluk var diyorum onlar dikkati başka yöne çekmeye çalışıyor. Bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bize düşen tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaktır.
BİLAL ERDOĞAN NÜFUS TİCARETİ YAPIYOR
Başbakan’ın oğlu vakıf kurmuş: TÜRGEV. Başbakan bu vakfın üzerine neden gidilir diyor. Nüfus ticareti şudur: Kişi oturduğu makamdan aldığı güçle yakınlarına veya kendisine çıkar sağlarsa bu nüfus ticaretidir. Bilal Erdoğan’ın yaptığı budur. Bakıyoruz buraya kim yardım ediyor.
Acaba Erdoğan Başbakanlık koltuğunda oturmasaydı o vakfa işadamları koşa koşa gider milyarlarca lira yardım eder miydi?
O VAKFA PARALAR NEREDEN GELİYOR
Açar ceza kanununa bakar. Nüfus ticareti ne demektir. Karşı çıktığımız öğrenciye yurt yapılması değil. O vakfa paraların nerelerden geldiği ve neyin karşılığında geldiğidir.
Yandaşlarına ihale verip sonra git oraya para yatır diyorsan bu suçtur.
TUTUKLU VEKİLLERİ İLK BEN ZİYARET ETTİM
Tutuklu milletvekillerini ilk ziyaret eden genel başkan benim. Gözaltına alınıp tutuklanan eski genelkurmay Başkanı’nı ziyaret ettim. En genç teğmenin nikahında şahitlik yaptım. Silivri için toplama kampı dedim. O davalarda hukuk ihlalleri yapıldığını söyledim. Bazı delillerin yok edildiğini söyledim. Tanıkların dinlenmediğini söyledim. Davanın savcılığını Erdoğan üstlendi. Biz itiraz ettikçe ‘siz zaten darbecisiniz’ dedi. Kendisi hangi darbeden zarar gördü
ERGENEON DAVASI SÜRECİNDE ŞUNLAR OLDU:
Ergenekon davası sürecinde 60 bin kişinin telefonları dinlendi. 3 bin kişi hakkında tahkikat yapıldı. 7 kişi öldü dava sürecinde. Biri de Kuddusi Okkır’dı. Ergenekon’un kasası dediler, öldüğünde ailesi cenazeyi İstanbul2a getirecek para bulamadı. Dava dosyasının tamamı 120 milyon sayfayı aşıyor. Yargıtay ne yaptı. Tak hepsini mahkum etti. Biz itiraz ettik
BİZE ERGENEKONCU DİYORLARDI, ŞİMDİ BİZİMLE AYNI NOKTAYA GELDİLER
Şimdi biz bunları nasıl çözeriz. 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi Bildirgemiz vardı. Özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı dedik.
Bize Ergenekoncu diyorlardı. Şimdi onlar bizim noktamıza geldi. Demek ki biz haklıymışız. Bütün davalarla ilgili aynı duyarlılığı gösteriyoruz.
ESAD’A SÜRE BİÇTİLER, 3 YIL GEÇTİ, GİTTİĞİ YOK
Hatay’ı biliyorsunuz. Türkiye’nin en güzel yerlerinden birisi. Hiçbir komşumuzla barış içinde değiliz. Suriye’de kan gövdeyi götürüyor. Esad’a ömür biçtiler. 3 yıl geçti, kimsenin gittiği yok. Halkına şiddet uygulayan hiçbir yöneticiyi CHP’liler savunmaz.
SAVCI ‘CANIMI ZOR KURTARDIM’ DİYOR VE GİDİYOR
Türkiye El Kaide, El Nusra gibi radikal unsurlara silah gönderiyor. Bir TIR yakalandı. Savcıya ihbar geliyor silah var diye. Gidiyorlar. Savcı haklı olarak TIR’ı arayacak. MİT görevlileri diyor ki ‘Hayır arayamazsınız’… Vali yazıyor ‘Bu TIR Başbakanlığa ait. MİT’in kontrolünde. Arayamazsınız’ diyor.
Savcı tek başına kalıyor. ‘Canımı zor kurtardım’ diyor ve çekip gidiyor
MİT’İN OPERASYON YAPMA GÖREVİ YOK
MİT Yasası var. 2937 sayılı yasa. MİT’in görevleri tek tek tanımlı. MİT’in operasyon yapma görevi yoktur. Bu kadar açık ve net tanımlanmıştır. MİT’in silah kaçakçılığı yapma gibi bir görevi de yoktur. ‘Orada insani yardım malzemeleri vardı’ diyorlar. Açarsınız, yiyecek-içecek, ilaç çıkar.
İNSANİ YARDIM DEVLET SIRRI OLUR MU?
İnsani yardım devlet sırrı olur mu? Onunla herkes gurur duyar. Pakistan’da veya bir başka yerde Kızılay yardım götürdüğünde sevinmedik mi? Ne zamandan beri silah kaçakçılığı devlet sırrı olmaya başladı. Hukuk devleti yok Türkiye’de. Devleti bir çete yönetiyor.
EVREN BİLE BUNU YAPAMADI
Sayıştay denen bir kurum var. Görevi TBMM adına kamu harcamalarını denetlemek. Bir anayasal kurumun görev yapması engellendi. Raporlarının TBMM’ye gelmesi engelleniyorsa temel nedeni yolsuzlukları kapatmaktır. Bu dikta rejimlerinde olur. Kenan Evren bile bunu yapamadı. İlla omuzlarında apolet olması gerekmez. Öyle bir devlet kurarsın ki yasama ve yürütmeyi baskı altında tutarsın.
İŞ DÜNYASINDA RAHATSIZLIK VAR
Toplumun her kesiminde rahatsızlık var. İş dünyasında da var. İş dünyası üzerinde siyasal amaçlı vergi denetimleri yapılması doğru değildir.
Başbakan kendi ülkesine kötülük yapıyor. Avazı çıktığı kadar ekonomi kötüye gidiyor demeye başladı. E sen yönetmiyor musun bu ülkeyi. Bütün iş dünyasına sesleniyorum: Yeni bir sürece geldik. Bütün bunlar demokrasiyi güçlendirerek çıkabileceğimiz bir süreçtir. Siyaseti duru, saydam, temiz kılarak yapabiliriz.
İKTİDARIMIZDA KESİN HESAP KOMİSYONU OLACAK. BAŞINDA DA ANA MUHALEFETTEN BİRİ OLACAK
Biz temiz siyaseti özlüyoruz ve bunun sözünü veriyoruz. Bizim iktidarımızda Parlamento’da kesin hesap komisyonu olacak. Harcanan her kuruşun hesabının verildiği komisyondur. Başına da ana muhalefet partisinden biri gelecek. Hesap vermekten korkmayacağız. Onurlu bir görev sayacağaız.
ROTAHABER