Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin haftalık olağan grup toplantısında konuştu. Gündemin ana gündem maddesi "İmralı tutanakları"nı yayınlayan Milliyet'e "Milli bir tavır değildir" diyen Başbakan AK Partililere de bir uyarıda bulundu. "Sayın Kılıçdaroğlu, "yalan söyleyenden başbakan olmaz" diyor. Bu süreçte söylediği tek söz budur. Evet yalan söyleyenden başbakan olmaz. Doğru. bunun için de Kemal Kılıçaroğlu bu ülkede başbakan olamadı ve yalan söylemeye devam ettiği sürece başbakan olamayacak" dedi.
Başbakan'ın açıklamalarından satırbaşları;
KADINA ŞİDDET
Kadına yönelik şiddeti, kadına kalkan eli şiddetle lanetlediğimizi, bunu durdurmak için her türlü tedbiri aldığımızı burada ifade ediyorum. Kadına ve çocuğa yönelik tahammülü olmayan şiddettir. Töre adı altında erkeklik değil o korkaklıktır, acziyetsizliktir vicdansızlıktır.
Kadına yönelik şiddet kimi çevrelerce istismar ediliyor. Rakamlarla oynamak süretiyle şiddette artış var diyerek yalan söyleyenler çıkıyor.Türkiye'nin ve tüm dünya kadınlarının kadınlar gününü kutluyor, mutlulu bir sağlık yaşam temenni ediyoruz.
SİVİL İTİRAZIN ÖNDERİYDİ
Söz ustasını sevgili Müslüm Gürses'i hakka uğurladık. Gürses sadece ses sanatçısı değildi. Gençliği derinden etkileyen verdiği mesajlarla dayanışmayı çoğaltan bir sanaatçıydı. Bir sivil itirazın unutulmaz önderiydi, duyguların temsilcisiydi.
AŞIK VEYSEL VE ITRİ ÖRNEĞİ
Aşık Veysel, bir dönem sazıyla Sivas'a inemediğini söylüyor. Tek parti döneminde saz gerici alet olarak görülüyor. Görüldüğü yerde yakılması ihma edilmesi isteniyor. CHP zihniyeti böyle bir zihniyettir. Dinlenmesi yasaklanıyor.
Itri de hafızalardan silinmek isteniyor. 40 yıl önce Devlet Konser Salonu'nda sözüm ona sanatçılar devreye giriyor. Tek sesli alaturka müzik yapılakaz diyerek ayağa kalkıyorlar. Konseri engelleiyorlar. Anlamsız yasağı Hazirina ayında kaldırdık.
ZİHNİYETE İTİRAZ OLARAK ÇIKTILAR
İşte Müslüm Gürses, Orhan gencebay daha nicesi bu baskıya bu zihniyete karşı itiraz olarak çıktılar. halkın diliyle müzik yaptılar. Onun müzik olmadığı söylendi. Bırakın onun da bu ülkede hedef kitlesi var. Bunlar bizim zenginliklerimiz niye rahatsız oluyorsun.
BOYUNLARI BÜKÜKTÜ
Boyunları büküktü, sazlarından başka bir şey yoktu. Toplum mühendislerine güçlü bir şekilde isyan ettiler.Cem Karaca gurbete mahkum oldu. Ahmet Kaya gurbette hayata gözlerini yumdu. Seversin sevmezsin ayrı bir hikaye.
AHMET KAYA BENİ PINARHİSAR'A UĞURLADI
Ahmet Kaya'ya yapılanları unutmayın. Duayen geçinenler. köşe yazarları neler yaptılar. Salondan zor kaçııldı. Aynı Ahmet Kaya, beni Pınarhisar'a uğurlayanlardan bir tanesiydi. belediye başkanlığı döneminde münüse etelii çok çok farklıydı.
GÜRSES'İN SESSİZ DEVRİMİ
Merhum Müslüm Gürses'in hayatı da bu toplumu aşağılayanlara verilmiş en güzel cevaptır. Kendisinin nasıl duygularının insanı olduğunu çok çok iyi anlamıştım. İfadelerinde bütün o yaptığı müzikte onu görüyorsunuz. Müslüm Gürses'i müzikleri olduğu kadar itirazlarıyla yaptığı sessiz devrimleri her zaman diri tutacağız.
MUHALEFET ŞEHİT YAKINLARINI İSTİSMAR EDİYOR
Terör meselesinin çözümü için adım attığımız bu dönemde muhabbetin bize karşı arttığını büyük bir memnuniyetle müşahede ediyoruz. Gazilerimizle de şehit yakınlarıyla tam bir iletişim halindeyiz. Muhalefetin ağır tahrikleri, bu kesimlere yönelİk istismar yüklü açıklamalar nedeniyle süreçle ilgili soru işaretleri taşıdığını gördük.
ŞEHİTLERİN RUHUNU ASLA SIZLATMAYIZ
Bakın bu dönemde terör için adım attığımız şu günlerde, muhalefetin ağır tahrikleri, asılsız ihtamları nedeniyle çok az sayıda şehit yakını ve gazinin süreçle ilgili soru işaretleri taşıdığını gördüm. Bakın tekrar söylüyorum; bizim şehitlerimizin ruhunu, kemiklerini sızlatacak hiçbir adımı atmamız, hiçbir girişimin içinde bulunmamız mümkün değildir.
CHP ve MHP bu çözüm sürecini ısrarla, inatla bir geri adım süreci gibi lanse etmenin peşinde. Bu tavırları açık söylüyorum milli bir tavır değildir. Şehit yakınlarının, gazilerin bize yönelttiği sorulara bakıyoruz, muhalefetin ürettiği bir propagandanın gölgesini görüyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Paşa Osmanlı'nın son dönemini yaşamış, önemli cephelerde başarı göstermiş, ülkeyi işgalden kurtarmıştır. Sadece 8 yıl sonra Nobel Barış Ödülü'ne layık gösterilmiştir. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan ediliyor, tüm ülkelerle yeni bir sayfa açılıyor. Bize karşı düşmanlık beslemeyen tüm ülkelerle barış sağlamak için, Gazi adım atıyor. Kin güdülmüyor, nefretin üzerine gidilmiyor.
Gazi'nin Çanakkale'de yatan düşmanların ailelerine söylediği sözler son derece önemlidir. 'Uzak diyarlardan savaşa evlatlarını yollayan analar, evlatlarınız bizim bağrımızda' diyor. Kime söylüyor? Mehmetçik'i şehit eden, buraya savaşmak için gelmiş askerlerin annelerine söylüyor.
Neden biliyor musunuz? Bunlar neden yapılıyor biliyor musunuz? Çünkü Mehmetçik savaş meydanında savaşır, ondan sonra o defter kapanır.
Benim askerim dağda yakaladığı teröriste üşümesin diye parkasını verecek kadar kahraman bir askerdir. Bizim komutanımız teröristi mağaradan 'seni annene götüreceğiz' diye çıkaran bir komutandır. Bizim şehitlerimiz hangi yoldaysa biz de o yoldayız. Bizim gazilerimiz düşmanlarına nasıl davrandıysa biz de aynen o şekilde davranacağız.
Biz yenilginin jargonuyla konuşan bir millet değiliz, hiçbir zaman böyle olmadık, olmayız da... Biz CHP, MHP genel başkanları gibi ürkek ve küçük bir Türkiye'yi tanımadık, tanımıyoruz.
"BU GENÇLERE İHANETTİR"
Allah aşkına bu nasıl bir milliyetçiliktir? Kendi ülkesini bu kadar küçük, korkak gören nasıl milliyetçi olabilir? Bu ülkenin şehitleri en son şehit kendileri olsun diye canlarını ortaya koydular. Bu şehitler bu toprakların huzuru, birliği için canlarını ortaya koydular. Bunların yaptıkları milliyetçilik değildir, olamaz.
Aziz milletimden ben bir şey rica ediyorum; terörle mücadele ettiğimiz 30 yılı şöyle bir görelim. BDP'nin nerede durduğunu herkes çok iyi biliyor zaten. Ama ben CHP ve MHP'nin nerede durduğuna çok iyi bakmanızı istiyorum. MHP'nin de CHP'nin de iktidarda olduğu dönemler oldu. Ne yaptılar? Koca bir hiç.
CHP birkaç rapor hazırlamaktan, MHP hakaret etmekten, şehit cenazelerini istismar etmekten başka hiçbir şey yapmadı. Her salı Bahçeli'yi dinleyin; kin kusmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. 30 yıl boyunca çözümün önünde nasıl engel oldularsa bugün de aynı şekilde engel oluyorlar. Hiçbir tasarıları yok, neye engel çıktıklarını bile bilmiyorlar. Siz terör karşısında 30 yıl boyunca milli bir duruş sergilemediniz. Eğer ortada bir ihanet varsa, bu gençlere olan bir ihanettir terör sorunun çözümünün önünde durmak.
KILIÇDAROĞLU DOĞRU SÖYLEDİ
Sayın Kılıçdaroğlu, "yalan söyleyenden başbakan olmaz" diyor. Bu süreçte söylediği tek söz budur. Evet yalan söyleyenden başbakan olmaz. Doğru. bunun için de Kemal Kılıçaroğlu bu ülkede başbakan olamadı ve yalan söylemeye devam ettiği sürece başbakan olamayacak.
ÇÖZÜME ENGEL YAYINLAR MİLLİ BİR TAVIR DEĞİLDİR
Bu sürece destek vermek sadece siyasetçilerin görevi değil, sivil toplum kuruluşlarının ve medya mensuplarının da görevidir. Kimse kusura bakmasın, kimse kimsenin özgürlük alanına giremez. medya ne kadar her istediğini yayınlamkla özgürse bizde sorumluluklarımızı icra etmekte özgürüz. Medya hiç olmadığı kadar özgür, istediğini yazabiliyor. Bize hakaret edenleri biz hukuka havale ediyoruz oturupta kürsülerden cevap vermiyoruz. Malum medya bu süreçte milli bir duruş sergileyemedi. Çözüm sürecine engel olacak yayınlar yapmak asla milli bir tavır değildir.
BELGELERİ SIZDIRANLARI ORTAYA ÇIKARACAĞIZ
Onlar yıkmaya bozmaya çalışsın, ama biz yapmaya ve yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Biz milletimiz ile birlikte yürüyoruz. Şu an ortada dolaşan belgelerin kimler tarafından nasıl sızdırıldığını kısa bir zamaniçinde ortaya çıkaracağız. Kimin ne söylediğine değil bizim ne yaptığımıza bakın... Biz kanı durdurmak için elimizden geleni yapacağız. Terörle mücadelede asla taviz vermeyeceğiz, biz aziz milletimizden dua bekliyoruz. Çünkü biz onların duaları ile evel Allah herşeyi yıkar geçeriz. Çünkü biz bu süreci başarı ile bitirmek zorundayız.
Bu süreçte sizden isteğim, konuşmayacaksınız. Bu sürecin söylem birliği içinde sürmesi gerekiyor. Yoksa bu çözüm sürecini, kristali kırarız.