TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Erken seçim benim talebim değil, çiftçinin, emeklinin, sanayicinin, hapishanelerde haksızca yatanların talebidir. Demokrasiye inananların talebidir erken seçim. 'Milli irade' diyorsun. Mili iradeye gitsene, hakemliğine başvursana. Korkuyorlar. Korksunlar." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, istihdam paketlerinin işsizlik sorununu çözmediğini savunarak, işsizlik azaltılmak isteniyorsa devletin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.
İşsizlik azaltılmak isteniyorsa ihtiyaç olduğu belirtilen 138 bin atama bekleyen öğretmene görev verilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ta madenlerde çalışacak 5 bin kişiye de iş verilebileceğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, 18 yıldır boş olan engelli kadrolarının doldurulmasını da isteyerek, "Engelli kadrolarını doldurmuyorsun, 'Efendim biz Meclis'e istihdam paketi getirdik' diyorsun. Sen onu benim külahıma anlat. Yalandan bu millet bıktı." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, okullara sağlık görevlisi ile temizlik için yardımcı hizmet personeli atanabileceğini, muhtarlıklara büro elemanı verilebileceğini belirtti.
Devlet gereğini yaptıktan sonra özel sektörden de üzerine düşeni yapmasının istenebileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ben ona aslında iyilik yapıyorum, doğruyu söylüyorum. Niçin? Çünkü ben ülkemi seviyorum." dedi.
Kılıçdaroğlu, bu sistem içinde yatırımcının gelmeyeceğini ileri sürerek, 83 milyonun can ve mal güvenliğinin olmadığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bugün Erdoğan'a çok yakın olan, üç gün sonra başka yerde olur. Onu da içeri atarlar. Örneği var. Ama bir grubun can ve mal güvenliği var. Kim? Parası olan. Erdoğan'ın avukatına dolar bazında ciddi paralar verirsen senin can ve mal güvenliğin var. Savcı iddianame yazamaz, hakim karar veremez. Peki garibanlar? Onların hepsi içeride. Bir deyim vardır, boş tencereden çok ses çıkar. Günün 24 saati konuşuyor. Doğal gazı bulduk. Yetmedi, bir daha bulduk. Almanya, Fransa bizi kıskanıyor. Yunanistan mahvoldu bitti. Efendim dünya lideri Erdoğan dünyaya kafa tutuyor. Sonunda nereye geldik? Askıda ekmek gerçeğine. Ne dedik? Boş tencereden çok ses çıkar. Boş konuşuyorlar, mutfağı bilmiyorlar, mutfaktaki kadının ızdırabını bilmiyorlar. Çocuğunu emziremeyen annenin ızdırabını bilmiyorlar, bebek mamalarına kilit vurulmuş kimse çalmasın diye, onu bile görmüyorlar."
- "AK Parti seçmeni de inanmıyor"
Kılıçdaroğlu, yapılan bir ankette toplumun yüzde 68.5'inin, açıklanan işsizlik rakamlarından daha fazla işsizin var olduğunu söylediğini aktardı. Anketlere göre, AK Parti seçmenin yüzde 70.3'ü, MHP seçmeninin de yüzde 80.4'ünün açıklanan işsizlik rakamlarına inanmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, devletin yalan söyleyemeceğini belirtti.
Elektrik dağıtım şirketinden 2016'da 17 kuruşa alınan elektriğin vatandaşa 41 kuruştan satıldığını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, 2020'de ise 25 kuruştan alınan elektriğin vatandaşa 71 kuruştan satıldığını savunarak, iktidarın kime hizmet ettiğini sordu.
Denizli Valisi Ali Fuat Atik'in Kovid-19 tedbirlerine yönelik denetiminde eldiven ve maske sorduğu bir esnafın "Canıma yetti, gebermek istiyorum." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin gündemini bu vatandaş belirledi. Türkiyenin gerçeğini de bu vatandaş belirledi. Bu kişi bir siyasetçi mi? Değil. Tezgahında oyuncak satan bir adam. 'Akşam eve ekmek götürebilir miyim' arayışında olan bir adam. Her türlü fırçayı yiyor, bir de ceza kesiyorlar." diye konuştu.
Süt üreticilerinin perişan vaziyette olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, son 11 ayda yem ham maddesine yüzde 64 zam geldiğini, süt yemine gelen zammın yüzde 48, besi yemine gelen zammın ise yüzde 44 olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Çiğ süt alım fiyatı değişti mi? Değişmedi. Haziran, temmuz, eylül aylarında ödenmesi gereken çiğ süt primi hala ödenmedi." dedi.
Soma'daki maden işçilerinin yürüyüşünün engellendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "31 işçiyi gözaltına aldılar. İşçilerden birisi şunu söylüyor, 'Sanki hırsızlığı, arsızlığı, namussuzluğu biz yapmışız gibi hesabı bizden sormaya çalışıyorlar.' Bu arkadaşların da haklarını ve hukuklarını sonuna kadar biz savunacağız." ifadesine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Fikri iktidarımızı henüz tesis edemedik." sözünü aktaran Kılıçdaroğlu, "Fikri iktidarınızda adalet yoksa zaten iktidarınızı gerçekleştiremezsiniz." diye konuştu.
- "Yeni Zekeriya Öz"
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Gürlek'in "yeni Zekeriya Öz" olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"'Ne hakkı hukuku, nereden çıkardınız siz bunu?' diyor. 'Bütün kirli işleri bana gönderin, bütün haksız dosyaları bana gönderin, hiç meraklanmayın, sadece bana bir göz kırp, ben gereğini yaparım' diyor. Erzurum'da 10 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edilirken bu beyefendi oradaydı. Barış Terkoğlu, bu dosyayla ilgili çok güzel bir yazı yazdı. Bu Akın Gürlek, böyle bir adamdır. Bundan adalet falan beklenmez. Adaleti katleden adam kim derseniz Akın Gürlek'tir. Bu kadar açık. Yeni Zekeriya Öz. 'Anayasa Mahkemesi, yasalar beni bağlamaz' diyor. 'Beni bağlayan tek otorite saraydır' diyor. 'Çünkü ben Anayasa'yı, yasaları, vicdanı, hukukun üstünlüğünü çoktan unuttum' diyor. 'Ahlakı, adaleti çoktan unuttum' diyor. 'Benim bir kıblem vardır, o da saraydır' diyor. 'Saraydan gelen talimatı yaparım' diyor. Yine bu kişi, aldığı bu kararla, 'milletvekili dokunulmazlığını asla tanımam' diyor. Anayasa Mahkemesi demiş ki yeniden seçime girdi, yeniden dokunulmazlık kazandı. Ama Akın Gürlek diyor ki, 'dokunulmazlık TBMM, Anayasa ben bunlara inanmam ve ben bunları takmam' diyor. TBMM Başkanı buna itiraz eder mi? 'Sen milletvekili haklarını nasıl istismar ediyorsun' diye bir demeç verir mi? Kendi milletvekilinin hakkını ve hukukunu savunamayan bir kişi asla TBMM Başkanlığı yapamaz. Usülen orada oturur. Kendisine başkan da denir ama o başkan sarayın başkanıdır, TBMM'nin başkanı değil. Bu parlamento çok başkan gördü ama bu kadar aciz bir başkanı hiç görmedi. O nedenle 'Saraydan talimat alır. Saraydan talimat alıyorsa bize bir şey yapamaz' diyor. Yine bu Akın Gürlek yani yeni Zekeriya Öz'ümüz diyor ki 'Hakimler Savcılar Kurulu da bana dokunamaz. Benim bütün kanunsuzluklarıma Hakimler Savcılar Kurulu gözlerini kapatır. Eğer gelirlerse üyeler, elimi uzatırım, hepsi sırayla elimi öperler, bana da acaba saraydan bir torpil bulabilir misin?' diye. Bu kadar ağır bir ifadeyi bu hukuksuzluğa karşı kullanmak benim görevimdir."
Akın Gürlek'in bir beklenti içinde olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, önümüzdeki süreçte Yargıtay üyeliğine getirilebileceğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, zulmün giderek arttığını savunarak, "Bütün vatandaşlarıma şunu söylüyorum, biz birlikte olduğumuz sürece, adaletten, haktan, ekmekten, emekten, alın terinden yana olduğumu sürece, demokrasiden yana olduğumuz sürece, çalışandan üretenden, çiftçiden, emekliden yana olduğumuz sürece, hiç kimsenin karamsar olmaya hakkı yoktur. Biz bunları birlikte, beraber göndereceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Erken seçim kabile devletinde olur." sözlerini eleştiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sen erken seçim yaptın. Demek o dönem kabile devletiydi, şimdi daha kötü. Bunlar ne söylediklerini de bilmiyorlar. Erken seçim benim talebim değil, çiftçinin, emeklinin, sanayicinin, hapishanelerde haksızca yatanların talebidir. Demokrasiye inananların talebidir erken seçim. 'Milli irade' diyorsun. Mili iradeye gitsene, hakemliğine başvursana. Korkuyorlar. Korksunlar. Halk gelecek, yok edeceğiz batılı. Adaleti getireceğiz bu ülkeye."
(Bitti)