28 Şubat sürecinde meslek liselerine karşı geliştirilen ‘katsayı’ formülü tarihe karışıyor. ÖNDER olarak yakından takip ettiğimiz ve 13 yıldır yürürlükte olan bu haksız uygulamanın son bulmasını büyük bir sevinçle karşılıyoruz. Gelişmelerin sadece bununla sınırlı kalmayıp ‘kesintisiz’ eğitimin de gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılmasını temenni ediyoruz.
2012 yılından itibaren üniversiteye giriş sınavlarında imam hatip ve meslek lisesinde okuyan öğrenciler ile genel liselerdeki öğrencilerin eşit şartlarda sınava tabi tutulmaları geç kalınmış bir dönüştür. Bu uygulama ile sınırlı kalınmayıp aynı orada haksızlık yapılan ‘kesintisiz eğitim’ de son bulmalı.
İmam-Hatip Liselerinin en popüler olduğu dönemde okuyan öğrenci sayısı 200 bini geçmezken bugün 0,3’lük makas farkına rağmen sınırlı kontenjanın iki katı yapılan başvurular ile birçok okulda yerin kalmaması ve bina yetersizliği bize, geç kalınmış uygulamanın ne denli yerinde bir karar olduğunu gösteriyor.
SİYASİ İKTİRADIN SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUZ
Eğitimdeki antidemokratik izlerin silinmesinde katkı sağlayan YÖK’e en büyük desteği siyasilerin vermesini ümit ediyoruz. Eşitlikçi, adil bir düzenlemeye hiçbir siyasinin karşı çıkmayarak 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kurulu Kanunu’nun 45. Maddesinde yer alan ‘katsayı’ ifadesinin dahi mevzuattan kaldırılmasına destek olmalıdır.
KORKUT: ‘13 YILDA BİRÇOK ÖĞRENCİ MAĞDUR OLDU’
Önder Genel Başkanı Hüseyin Korkut, ‘Bu haksızlık sadece İHL’lere değil tüm mesleki liselere karşı yapılan zorunlu ve dayatmacı bir zihniyetin ürünü idi. Geç de olsa yanlıştan dönülmesi memnun edici. ÖNDER olarak 1998’den beri bu dayatmanın düzenlenmesi için çaba sarf ediyoruz. Bu süreçte birçok öğrenci ve aile mağdur olmuştur. 0,3’lük makasla iki katı artan başvurular gösteriyor ki aileler çocuklarına İHL aracılığı ile toplumsal değerleri ve din öğretimini vermek istiyor. Bu da din eğitiminin ne derece önemli olduğunu gösteriyor. Tüm ortaöğretimde zorunlu ders olan din kültürü ve ahlak bilgisinin yanı sıra din öğretimi de seçmeli ders olarak verilsin. Din eğitiminin resmi ortamlarda verilmesi %99’u Müslüman olan halkımızın en temel hakkıdır’ dedi.
KORKUT: ‘KESİNTİSİZ EĞİTİM DE SON BULMALI’
Başkan Korkut, ‘Bir an evvel gelişmiş ülkelerdeki gibi kesintisiz eğitim hatasından da dönülmelidir. Yanlış uygulamadan dönülmese memnun edici bunun yanında bir bu kadar yanlış olan ‘kesintisiz’ eğitim yanlışlığında da dönülmelidir’ diye konuştu.