CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında partililerine sesleniyor.
Geçen hafta iki önemli günü ve haftayı kutladık. Birisi engelliler haftası, diğeri de Kadınların seçme ve seçilme hakkını koruması. 5 Aralık 1934'te kadına seçme ve seçilme hakkı verildi. Ama büyük ölçüde devrimcilerin, CHP'lilerin çıkardığı bir yasadır. Aradan 76 yıl geçti. Bugün dönüp bakıyoruz. 4 milyon kadınımız okuma yazma bilmiyor. 76 yıl sonunda 4 milyon kadınımız okuma yazma bilmiyorsa, bu kadınlarımız seçme ve seçilme hakkını nasıl kullanacaklar. Kadınlarımız acaba bunu faturasını kime kesmelidir? Ben Türkiye'deki bütün kadınlara söz veriyorum. Siyasette daha fazla yer alacak ve güç olacaksınız.
4 milyon kadınımız okuma yazma öğrenmedi ama üniversiteyi bitiren milyonlarca kadınımız var. Size bazı sorular soracağım. Bugün 81 ilin valisi içerisinde bir kadın bile yok... 439 vali yardımcısı var kadın sayısı sadece 10... 852 kaymakamdan sadece 5i kadın. Nasıl oluyor da nüfusun yarısını oluşturan kadınlardan bir vali çıkmıyor. Evini gül gibi yöneten kadın ilçeyi mi yönetemeyecek. Şiddete uğrar kadın. Doğru. Sokak ortasında dövülüyorlar, intihar eden kadınlarımız var. Bir yerde ekonomik kriz olduğunda da işten çıkarılan kadın oluyor. Hakkı alacaksınız ve mücadele edeceksiniz.
Geçen hafta engelliler haftamız da vardı. CHP Genel Merkesi'nde engelli derneklerinin başkanlarını topladık. Yeni evinize hoş geldiniz diyerek başladım sözlere. Nedeni şu. Biz toplumun her kesimini kucaklayan bir partiyiz. İster engelli olun, ister engelsiz sorunlarınız aynı olabiliyor. Bunları aşacağız. Engelli derneklerinin başkanlarına, 'Sizin sorunlarınızı çözecek olan parti CHP'dir' dedim. Biz birileri gibi söz verip sözümüzden dönmeyiz. Sokakta pek engelli görmeyiz. Neden acaba? Sayıları mı çok az. 9 milyon engelli var. Onların da sinemaya, tiyatroya gitmeye hakkı yok mu? Onlar insan değil mi? Bizler de engelli olabiliriz. Engelli olmak haklarından vazgeçmek değil.
Geçen yasama döneminde CHP ve bütün partilerin desteğiyle bir yasa çıkardık. O yasa 5378 sayılı yasamız. Engelli hakları. Ama yasa çıkarmak yetmiyor. Yasanın amaçları doğrultusunda uygulanması gerekiyor. Şimdi size bir örnek.. Bu yasanın bir geçici maddesi var. 7 yıl içinde toplu taşıma araçları engellilerin de kullanabilecekleri hale getirilecek. 7.7.2005'te süre dolacak. Peki uygun hale getirildi mi? Bir de bu konuda Sayın başbakan'ın imzaladığı bir genelge var. Süratle yerine getirin diye. Ancak görülüyor ki hala yerine getirilmiyor.
Bir de narenciye işçilerimiz var. Bunlar umutla iyi ürün gelecek diye beklerler. Ama bu yıl narenciye üretici için ortaya çıkan tablo hiç hoş değil... Eğer üreticiye yardım yapacaksınız, elinden tutacaksınız. Destekleme fiyat istikrar fonundaki rakamı yükseltmeniz lazım. Biz bekliyoruz. Sayın Başbakan yeri geldiği zaman, işçiden bahseder, emekliden bahseder. Şimdi biz sorunu ortaya çıkarıyoruz. Ve çözüm üretmeleriniz istiyoruz. Belki diyecekler ki bunları yapacağız ama paramız yok.
Geçen hafta bir travma yaşadık bir grup gencimiz sayın Başbakan'a gidip bir rapor sunmak istiyorlar. Kimseyi dövmüyorlar sağa sola taş atmıyorlar karşılık olarak joplar, tekmeler bir tek top tüfek eksik onlarda olsa tam savaş alanı. O kızımızın dövülmesi tekmeler altında yatmasını acaba Recep Bey dünyaya nasıl anlatacak. Bizim bildiğimiz siyasetçi eleştiriye açık olan insandır doğrusu nedir eğrisi nedir toplumun düşüncesi nedir bunu öğreneyim der hayır Başbakan'ı eleştiremezsiniz Başbakan'ı eleştirenler bu davranışlara maruz kalırlar. Dönüp sormamız lazım Başbakan'a sen kimsin ki bu davranışlara maruz bırakıyorsun vatandaşlarını. Anayasal hakkını kullanan birisine böyle şiddet uygulanır mı bunlar diyor ki bizde demokrasi var hukukun üstünlüğü var yok kardeşin bur da hukukun üstünlüğü değil hukukun üstündekiler var Recep Bey'in hukuku var burada. Kendini eleştirilemez biri mi zannediyorsun.
Geliyor öğrenciler meclise girmek için içeri giremez diyorlar hani burası milletin meclisiydi hırsızlık yapsa girer orada hiç bir sorun yok. Hayali ihracat yapsa Ak Parti'de milletvekili olur orada da sorun yok naylon fatura düzenlese zaten sorun yok birde üstüne bakan olur. Ne yapmış bu gençler Allah aşkına şimdi birde meclise sokmuyorlar o gençlerin tamamına sahip çıkacağız bunu Recep bey unutmasın!
Geçen hafta bir dava zaman aşımına uğradı. Beklediler ana fail yurtdışına kaçtı yurt dışında tutuklandı hapse girdi baktı yurt dışında bu işleri götüremiyor yurda geri döndü daha güvenli olacağını zannetti. Ankara'dan dosya istendi Ankara'dan Bakırköy'e dosya 6 yılda geldi ne güzel ileri demokrasi değil mi ben Recep demokrasisi diyorum inanmıyorsunuz bundan daha iyi Recep demokrasisi olur mu? Son karardan sonra bakıyorlar ki beraat ettirme şansları yok ne yapalım alıyorlar bunun yerini değiştiriyorlar duruşma ee başka yerden oraya gelmesi yine aynı zaman alıyor ve sonuçta zaman aşımına uğrayarak dava bitiyor zaman aşımından. Belki Kemal Türkler CHP'ye hiç oy vermemiştir. Ama o bir insan, o bir sendikacı, işçilerin hakkını savunurken öldürüldü... Bu konuda Sayın Başbakan hiç konuşmadı değil mi. Dut yemiş bülbül gibi. Sen Başbakan değil misin? Neden konuşmuyorsun? Aynı haber AKP'nin başına gelseydi yer yerinden oynardı.Yandaş medya manşetlere taşırdı. Bunların hiç vicdanı sızlamıyor mu?
Amerika başka ülkelerde rüşvet dağıtanlara da ceza veriyor. Türkiye’de rüşvet dağıtıldığı belgeleniyor. Bu firmalar Türkiye’de rüşvet dağıttık diye önerge verdik bize bu çakma önerge dediler. Her tarafınız bozuk siciliniz de bozuk size güvenmiyoruz. Başbakan bana Aşık Veysel’in şiiri ile yanıt vermiş geçenlerde Aşık Veysel’in adını alırken abdest aldıysan bir sorun yok. Eğer Aşık Veysel’i çok seviyorsan heykeli önünde fotoğraf çektir. Halk ozanlarının arkasına sığınıyorlar.
Birinin aklı yok deli divane
Bir kısmı muhtaçtır acı soğana
Şimdi kendi saklanıyor sır gibi
Saklanan kişinin kim olduğunu siz iyi biliyorsunuz. CHP kişilikli bir partidir verdiği sözün arkasında duran bir partidir CHP halkın partisidir. Yine o belgelerde birşey var bir bakan o kadar yolsuzluk oldu ki istifa etmek zorunda kaldı bakan çıktı ve dedi ki o bakan bendim Abdullatif Şener. Bildiğim kadarıyla Sayın Şener'in bildiği çok şey var onunla tartışmaya giremez. Başbakan böyle esip gürlerken geçmişte Başbakan'ın 1 milyon doları var dedi şimdi oradakilerin neden orada olduğu da ortaya çıkmış oldu. Kimsin sen birisi seni eleştirecek ve sen o kişiyi alıp doğru Silivri’ye yollayacaksın sonrada diyeceksin ki bu ülkede hukuk var adalet var sonrada eleştirenleri içeriye al biz eleştiririz yeri geldiğinde çok iyi eleştiririz.