376 aylık gurbetin 30 Temmuz'da sona ereceğini söyleyen Burkay, "Biletimi aldım. Saat 17.00'de İstanbul'da olacağım." dedi. 1980 darbesinin ardından terk etmek zorunda kaldığı memleketinden bu kadar ayrı yaşamayı hiç düşünmediğini vurgulayan Burkay, dönüş öncesi şu mesajı verdi: "Kimseye kırgın değilim, barış ve demokrasi mücadelesine katkıya geliyorum. Ülkemiz çok zaman kaybetti."
Türkiye'ye dönüş kararını ve bundan sonra yapacaklarını Cihan'a anlatan şair ve yazar Burkay, 1980 yılı Nisan ayında Türkiye'den ayrılmıştı. 12 Eylül darbesinin ardından arandığı için ülkeye bir daha dönemediğini vurgulayan Burkay, "Yurttaşlıktan çıkarılanlar arasındaydım. Özal döneminde, 1992 yılında çıkarılan bir yasa ile yurttaşlığımız iade edildi. 1993 yılında, dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, ülkeye serbestçe gidebileceğimi söylemişti. Ama o yıllar ortam çok kötüydü, çağrıyı gerçekçi bulmadım ve dönmedim." dedi.
Yaklaşık 1 yıl önce dönüş kararı verdiğini, ilk iki cildini yayınladığı anılarının kalan iki cildini de baskıya hazır olacak şekilde tamamladığını söyleyen Burkay, dönüş için seçimlerin geçmesini beklediğini ekledi. Türkiye'den ayrılırken "gurbetliğin" bu kadar uzun süreceğini hiç düşünmediğini belirten Burkay, "Ama uzun sürdü. Cunta çekildiği zaman da arkasında kendini aratmayacak bir kanuni altyapı ve kurumlar bıraktı. Onu izleyen sivil yönetimler ise bu çarka pek dokunmadılar. 12 Eylül Anayasası zaman zaman yamalansa da hâlâ duruyor. Umarım o da artık sonuna geldi." diye konuştu. Burkay, geçen yıl yapılan referandumda anayasa değişikliğine evet oyu kullanılması, yeni anayasa yapımını hızlandıracağı gerekçesi ile desteklenmesi çağrısında bulunmuştu.
Burkay, İsveç'te geçen 31 yılda çalışmalarına devam ettiğini ve asla yılmadığını belirterek şöyle konuştu: "Çok uzun süre ülkeden uzakta kalsam da yılmadım, yılgınlaşmadım. Koşullara uyum sağladım ve hem siyasal çalışmalarımı sürdürdüm, hem de edebi alanda ürünler verdim. Bunda çağımızın sunduğu olanakların da sanırım payı var. 1980'li yıllar ve sonrası iletişim olanakları bakımından geçmişten çok farklı. Televizyon, internet, cep telefonu uzakları yakın kılıyor. Ülkede olup bitenleri anı anına izleyebiliyorsunuz. Ayrıca Avrupa'nın her ülkesinde, ülkeden insanlarımız var, her kentte bir koloni oluşturuyorlar. Bulunduğumuz kentlerde eş-dost eksik değil. Yakınlarımın bir bölümü de yanımdaydı. Öyle olunca insan kendisini bu ülkelerde fazlaca yabancı görmüyor."
Yazılarının Türkiye'de arkadaşlarının çıkardığı yayınlara hep yansıdığını, kitaplarının basıldığını ifade eden Burkay, üzerinde uzun dönemler medya ambargosu olsa da zaman zaman gevşediğini vurguladı. Burkay, "Bütün bunlar, 31 yılımı ülke dışında geçirmeye mecbur kaldığım gerçeğini değiştirmez. Ülkede olup özgürce siyaset yapmamızın etkisi başka olurdu. Bundan yoksun kılınmamız ülkeye bir şey kazandırmadı, aksine çok şeyin yitirilmesine yol açtı. Sorunlar çözümsüz kaldı, ağırlaştı. Çok zaman kaybettik." şeklinde sözlerini sürdürdü.
Cihan'ın, yaşananlardan dolayı bir kırgınlığının, kızgınlığının olup olmadığı şeklindeki sorusuna ise Burkay "Yine de kırgın değilim. Ülkeye gelecek olmaktan mutluluk duyuyorum. Bundan böyle de insanlarımızın hak ve özgürlük mücadelesine, demokrasi ve barış için mücadeleye katkı sunmaya çalışırım." cevabını verdi.