Bugün'den Gültekin Avcı, KCK terör örgütünün vahşi bir terör örgütü olmanın yanında, kanlı terörü dinselleştirme ve sapık bir tarikata dönüşme yolunda ilerlediğine dikkat çekti.
"Müslüman'a salâvatla, Hristiyan'a istavrozla, Musevi'ye kipayla yaklaşıyorsan saygı da bekleyemezsin, hoşgörü de." diyen Avcı, KCK'nın, "Kürt hakları mücadelesi" olarak pompaladığı terör faaliyetlerini metafizik bir zemine oturtma derdinde olduğunu ifade etti.
Avcı, "Terörle mücadelede yeni dönemin KCK ağında oluşturduğu büyük gediği nasıl kapatacaklarını bilemiyorlar." dedi ve KCK'nın taktik amacının, tüm semavi dinlerin varlık sebebi olan Allah inancını Kürtler'de sarsmak olduğunu belirtti.
İşte Gültekin Avcı'nın KCK analizi:
Terör dininin kulları
KCK vahşi bir terör örgütü olmanın yanında, kanlı terörü dinselleştirme ve sapık bir tarikata dönüşme yolunda ilerliyor.
KCK'nın dini motifli bir terör örgütüne dönüşme ihtimali aklınıza gelir miydi?
Tüm dinlere ve inançlara kuşkusuz saygılıyız.
Sandalyeye tapana bile.
Lakin kanlı terör eylemlerini kutsallaştırmak için binbir maske takan şarlatanlara değil.
Masumların kanıyla "peygamber" kabul ettikleri Öcalan'a kurban sunanlara değil.
Müslüman'a salâvatla, Hristiyan'a istavrozla, Musevi'ye kipayla yaklaşıyorsan saygı da bekleyemezsin, hoşgörü de.
Aklıma Japonya'da faaliyet göstermiş olan dini motifli terör örgütlerinden Aum Shinrikyo geliyor.
Aum, temelde Budist felsefeyi benimsiyor gözüküyordu.
Ama asli ideolojisi, Hristiyanlık, Hinduizm, Şintoizm ve Nostradamus kehanetleri karışımına dayanıyordu.
Aum Shinrikyo'da örgüt mensuplarına yönelik dışlama, şiddet, psikolojik işkence uygulanmakta, uyuşturucu maddeler yoğunlukla kullanılmaktaydı.
Bu örgütü 1995 yılında Tokyo metrosundaki Sarin gazı saldırısıyla hatırlarsınız.
12 kişi ölmüş, 6000 kişi yaralanmıştı.
KCK, "Kürt hakları mücadelesi" olarak pompaladığı terör faaliyetlerini metafizik bir zemine oturtma derdinde.
Ölüm öncesi yaşamı KCK'lılaştırdıkları gibi ölüm sonrasını da KCK'lılaştırma gayesinde.
Ama orada özerkliğin tartışma konusu olacağını sanmıyorum.
Terörle mücadelede yeni dönemin KCK ağında oluşturduğu büyük gediği nasıl kapatacaklarını bilemiyorlar.
KCK'nın taktik amacı, tüm semavi dinlerin varlık sebebi olan Allah inancını Kürtler'de sarsmak.
Tüm KCK yayın organlarında bu görülüyor.
KCK nefretini 3 semavi dine kusuyor.
Öcalan'a köle kalemler yoğun bir propaganda yapıyor.
"Peygamber"leri Öcalan, Kâbe'leri Öcalan'ın doğduğu ev, kutsal kitapları Öcalan'ın savunmaları...
Her sözünü adeta "tefsir" ediyorlar:
"Tanrısız şeytansız, günahsız sevapsız kardeş kardeş yaşayıp giderken kim sokmuştu bu bize yapışıp kalan fikirleri zihnimize..." diyor KCK'lı Dilzar Dilok.
Hâlbuki bu millet kendileri gibi Allah'sız ve vicdansız olsaydı ortalıkta bir tane KCK'lı kalmazdı.
Ve ekliyor Dilok:
"Allah, diğer tüm Tanrıları öldürerek doğmuştur. Onlardan alarak, onlardan beslenerek ama onları yok ederek. Doğarken kaynağını parçalayarak kanatan bebek gibi, kanla doğmuştur...
Muhammet'teki Allah kavramını önderliğimiz enerji kavramına eş düşünmekte, bunu da toplumsal kimliğin topyekûn ifadesi olarak görmektedir..."
Hatta hızını alamayıp isminin sonu "Allah"la biten erkek isimlerinin mevcudiyetini erkek egemen sisteme mal edebiliyor.
"Erkek çocuklara Allah'la biten isimlerin konularak ataerkil sistemi kutsallaştırma çabaları, en yüceltilene ilahi sıfatlar yüklenmesi ve benzer isimlendirmelerin kullanılması da bu ihtiyaçlara bir örnek olabilir..."
Sebahat Tuncel de Tunceli'de 8 kişinin ölümüne sebep olan canlı kadın bombanın eylemini erkek egemen sisteme başkaldırı olarak yorumlama densizliğini göstermişti.
PKK'lı kadın militanlara kendi yatağında zorla "devrimci yoğunlaşma" yaşatan liderinize ve KCK yöneticilerine neden bakmıyorsunuz?
Öcalan'ın doğduğu evi Kâbe belleyip "tavaf eden" sapkınlar, mahşerlerini bile ayırmışlar.
"Ana baba öyle mahşer gibiydi Kürt mahşeriydi, kim kimi görür babo" diyor terör dininin kulu.
Mahşer'i bile Kürtleştirmişler.
Faşizmin ünlü ismi Mussolini ve Nazizm'in lideri Hitler ve takipçileri bu kadar ileri gitmemişlerdi.
Onların planları ve cinneti dünyaya yönelikti.
KCK'lılar ırka dayalı bir Kürt dini inşa ederek ahireti de istila etme amacında.
Anlaşılan öteki tarafta Öcalan'ın militanları bunları bekliyor.
Her KCK'lı ölünce kendilerini Öcalan'ın öbür âlemdeki muhipleri karşılıyor.
Bunlar da Öcalan'a yemin edip KCK kimlik kartlarını göstererek sorgusuz sualsiz geçiyorlar.
Diplomatik dokunulmazlık(!) yani.
Böylece "Devrimci KCK Cenneti"ne ulaşıyorlar.
Ve ebediyen "özerk" olarak orada kalıyorlar.
Nasıl?
Not: Vesayet terörünün yetim bıraktığı Aydın Menderes'i kalbimize gömüyor, yakınlarına sabır ve metanet diliyorum.