Onun gökyüzü mor, Güneş'i turuncu. Nedenini soran annesine, 'Gözyüzü mor, çünkü bize üzülüyor, ağlıyor anne' demiş.
20 Mayıs günü, öğleden sonra ajanslara düşen bir heber gözleri İstanbul'a çevirdi. İlk anda bilinen polis helikopterinin Beykoz açıklarında denize düştüğüydü. Helikopterde bir çocuğun da olduğu teyit edilmemiş bilgi olarak kafaları karıştırdı. Saatler ilerledi, acı tablo netleşti. Havacılık Şube'ye ve 3 ocağa kor ateş düştü. Bilgi İşlem Müdürü Ragıp Ali Bilgen, oğlu Tarık Abdullah Bilgen (9), Pilot Komiser Murat Güçlü, THY çalışanı Mehmet Oray Sarıçay can vermişti. Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Özdemir yaralı olarak kurtulmuştu.
UÇMAK İÇİN TUTUŞUYORDU
Ayşe Bilgen, o kazada hem eşini hem oğlunu yitirdi. Zaman makinesini biraz daha geri sarınca, dramatik bir öykü çıkmıştı. O ve eşi, Tarık'ı kucaklarına almak için 8 yıl beklemişti. Özlemin meyvesiydi Tarık, uçuş meraklısıydı. Havada olmak için can atıyordu. Sıkça ısrar ediyordu babasına. O gün babası kıramadı onu. Bir hafta sonra doğum gününü kutlayacak oğluyla o helikoptere bindi.
GÖKYÜZÜ BİZE ÜZÜLÜYOR ANNE
Kazadan 2 gün önce... Tarık annesinden büyük bir resim kağıdı istedi. Ölçtü, biçti ve içinden geçenleri kağıda döktü. Çizim bittiğinde ortada deniz, iskele, tekne, turuncu bir Güneş, kuşlar ve mor bir gökyüzü vardı. Gün batıyordu Tarık'ın resminde. Annesine gösterdi. Ayşe Bilgin iki soru sordu, 'Neden Güneş'i sarı çizmedin, hep öyle yapardın?' Tarık, 'Çünkü akşam üstü anne' dedi. 'Gökyüzünü neden mor çizdin' diye sordu annesi. 'Gökyüzü bize üzülüyor, ağlıyor anne' diye yanıt verdi. His mi, tesadüf mü bilinmez ama helikopter tam da Tarık'ın çizdiği gibi 16.30'dan sonra gün batarken düştü. Onun denizi, helikopterin düştüğü Beykoz açıklarına çok benziyordu...
Acı hatıra başköşede
TARIK'IN kaleminden dökülenler ne yazık ki, son nefesini verdiği bölgeye çok benziyor. Çizdiği iskele, Beykoz'daki mendireği andırıyor. Ailesi, ondan kalan bu son hatırayı çerçeveletip evin başköşesine koydu.