İZMİR (AA) - HALİL FİDAN - İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'nde yürüttükleri kazı çalışmalarındaki alanın Dokuz Oğuzlar'ın yaşadığı ve Göktürkler ile savaştığı "Togu Balık" kenti olduğunu kanıtladı.
İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinden akademisyenler, Moğolistan'da ortak kazı yapmayı içeren protokol kapsamında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteğiyle çalışmalarını sürdürüyor.
Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında da adı geçen Dokuz Oğuzlara (Uygurlar'ı kuran boylar) ait Togu Balık kenti olduğu düşünülen, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'ndeki yerleşim yeri kalıntılarında gerçekleştirilen ortak kazı çalışmalarında 30 kişilik ekip görev alıyor.
İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan'ın koordinasyonu ve Prof. Dr. Anıl Yılmaz ile Doç. Dr. Enkhtur Altangerel'in başkanlığında yürütülen çalışmalarda, eski Türklerin inanç, ölü kültü, şehircilik gibi konularda geliştirdikleri yaşam şekilleriyle ilgili detaylı bilgilere ulaşılması hedefleniyor.
Alanda kazı çalışması ve yüzey araştırmaları sürdürülüyor. Araştırma, Tuul Nehri'nin iki yakasındaki şehir kalıntıları ve buraları çevreleyen Mayhan, Tömst ve Agit dağlarını kapsayan 100 kilometrekarelik alanda gerçekleşiyor.
-"Eski Türklerden kalma sayısız kültür varlığı var"
Kazı projesinin sorumlusu Prof. Dr. Şaban Doğan, pek çok Türk devlet ve topluluğuna ev sahipliği yapan, Türkler için kutsal kabul edilen Ötüken'in de bulunduğu Moğolistan topraklarında eski Türklerden kalma şehir harabeleri, anıt mezar kompleksleri, kurganlar ve petroglifler başta olmak üzere sayısız kültür varlığı bulunduğunu belirtti.
Moğolistan'da Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk yazıtları başta olmak üzere bugüne kadar 200'e yakın yazıt bulunduğunu aktaran Doğan, bilim camiasının bu topraklara 1800'lü yılların sonunda başlayan ilgisinin artarak devam ettiğini ifade etti.
Doğan, Moğolistan'da her yıl 60 ila 90 arasında uluslararası bilim heyetlerinin dahil olduğu arkeolojik çalışmalar yapıldığını aktararak, "Maalesef Türkiye merkezli kazı çalışmaları yok denecek kadar az. TİKA tarafından oluşturulan ekiplerle gerçekleştirilen Bilge Kağan ve Tonyukuk anıt külliyelerindeki kazılar dışında 2019'a kadar bu ülkede kurumsal olarak Türkiye merkezli kazı çalışması yapılmadı." dedi.
İslamiyet öncesi Türk tarihini, kültür ve medeniyetini anlayıp yorumlayabilmek için bu coğrafyada arkeolojik çalışmaların yapmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Doğan, "Almanya, Rusya, Çin, Japonya başta olmak üzere pek çok ülke yaklaşık 200 yıldır bu topraklarda arkeolojik çalışmalar yapmaktadır. Maalesef Türkiye bu alanda geride kaldı, arzuladığımız noktadan çok uzağız. Türkiye'nin tek Türk-İslam Arkeolojisi bölümünü bünyesinde bulunduran üniversitemiz 2018 yılında rektörümüzün öncülüğünde bu coğrafyada arkeolojik çalışma yapmak için girişimlerde bulunmuş o yıldan günümüze kadar Moğolistan'da önemli çalışmalar yapmıştır." diye konuştu.
- "Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaştık"
Hedeflerinin Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık'ı gün yüzüne çıkarmak olduğunu söyleyen Doğan, şunları kaydetti:
"Tarihi kaynaklarda adı geçen ancak neresi olduğu bugüne kadar tam olarak tespit edilemeyen Togu Balık, bilinen Uygur şehirlerinden çok daha eski. Bu şehrin gün yüzüne çıkarılıp kazılması Uygurlar'ın yerleşik yaşamına dair bulgularımızı en az 100 yıl geriye götürecek. Çalıştığımız alanla ilgili uzun zaman yüzey araştırmaları ve literatür taraması yaptık. Bazı çalışmalarda bölgede Uygur dönemiyle ilişkilendirilebilecek buluntulardan bahsedilmiş, ancak detaylandırılamamıştı. Biz bu bölgenin Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaşmayı başardık. Kazı çalışması yaptığımız bir bina kalıntısında binaya ait olduğu kesinleşen Uygur seramiklerine ulaştık. Ekibimizdeki Türk ve Moğol arkeologlar bu konuda hemfikir. Biz artık net olarak burası Dokuz Oğuzlar'ın Togu Balık şehri diyebiliyoruz. Bize göre çok önemli bir keşif. Bu, Türklerin yerleşik hayata geçişine dair yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacak."