Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan, 12 Eylül referandumunu İstanbul ilçelerinde ortaya çıkan sonuçlara göre analiz etti.
AK Parti’nin CHP’ye kaptırdığı ilçeler olan Kartal, Sarıyer ve Maltepe’de referandum sonuçlarının iyi analiz edilmesi gerektiğine vurgu yapan Erol Erdoğan, bu ilçelerin 1994 seçimlerinde Refah Partisi tarafından SHP’den alındığını, ancak AK Parti’nin yeniden CHP’ye teslim ettiğini hatırlattı.
Kutuplaştırma siyasetinin yansımalarının Kartal, Maltepe, Ataköy ve Sarıyer gibi ilçelerde çok net bir şekilde ortaya çıktığına değinen Erol Erdoğan, “Bu dört ilçemizin geçmişten bugüne tercihlerine iyi bakıldığında görülecektir ki; siyasi taraftarlık birinci önceliği değildir; ihtiyaçlarına göre tercih yapmaktadır” dedi.
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan, seçim analizlerinin üstünkörü yapıldığını da kaydederek, “29 Mart yerel seçimlerinde Sarıyer, Kartal, Maltepe ve Ataşehir’i CHP’li adayların kazanması üzerine muhafazakâr basından bazı yazarlar, bir takım AKP yöneticileri ve eski birçok Milli Görüşçü “Bu ilçeleri AK Parti kazanacaktı, Saadet Partisi yüzünden CHP kazandı. Saadet’e verilen oylar CHP’ye yaradı” diyerek üstünkörü bir yorumla Saadet Partisi’ne yüklenmişler hatta zaman zaman ağır sözler sarf edilmişti” şeklinde konuştu:
EROL ERDOĞAN’IN İSTANBUL İLÇELERİ İÇİN REFERANDUM ANALİZİ ŞÖYLE:
12 Eylül 2010 Halkoylamasında İstanbul’da % 55 evet çıkmış olması demokrasi adına sevindiricidir. Bunu bir defa daha ifade ettikten sonra bu vesileyle 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde sıklıkla yapılan bir yorumu da referandum sonuçlarından yola çıkarak tekrar analiz etmek istiyoruz.
29 Mart yerel seçimlerinde Sarıyer, Kartal, Maltepe ve Ataşehir’i CHP’li adayların kazanması üzerine muhafazakâr basından bazı yazarlar, bir takım AKP yöneticileri ve eski birçok Milli Görüşçü “Bu ilçeleri AK Parti kazanacaktı, Saadet Partisi yüzünden CHP kazandı. Saadet’e verilen oylar CHP’ye yaradı” diyerek üstünkörü bir yorumla Saadet Partisi’ne yüklenmişler hatta zaman zaman ağır sözler sarf edilmişti.
Seçmen hangi partiye oy verirse versin buna siyasetçinin saygı duyması gerekir. Hal böyle iken hiçbir ilçe siyasi tercihi yüzünden ayıplanmaması gerekirdi.
Bize düşen “Vatandaş yine yanlış yaptı” diye onları suçlamak yerine seçmen davranışlarını doğru analiz etmektir. Biz 29 Mart seçimlerinde analizimizi yapmış ona göre de çalışmalarımızı şekillendirmiştik.
12 Eylül Referandumu vesilesiyle de bir defa daha bunu yapıyoruz. Bahsedilen 4 ilçeye dair referandum sonuçları aşağıdaki gibidir.
Kartal: Evet % 49,8, Hayır % 50,2 - Maltepe: Evet % 44,9, Hayır % 55,1 - Sarıyer: Evet % 44,1, Hayır % 55,9 - Ataşehir: Evet % 50,1, Hayır % 49,9
Rakamlar bu 4 ilçede HAYIR’ın baskın biçimde önde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu tablodan 3 önemli sonuç çıkarabiliriz.
Bir: 29 Mart seçimlerinde bu ilçelerdeki oy dağılımı tesadüf değildir; siyasi bir tercihe ve sosyal değişime işarettir. 29 Mart seçimlerinde bu ilçelerde CHP’nin kazanmasını sağlayan yerel gerekçeler halen devam etmektedir.
İki: Seçmen, 1990’lı yıllarda kendi partilerinden (özellikle SHP, CHP, DSP) ayrılarak niçin Refah Partisi’ne oy vermişse, 29 Mart’ta ve 12 Eylül’de de benzer gerekçeyle CHP’ye sahip çıkmaktadır. 1990’lı yıllarda özellikle sol seçmenin Refah Partisi’ne yönelmesindeki temel etkenler; RP’nin, insan haklarında hassasiyeti, herkese adaletli davranma, emeğe ve alınterine saygı, işçiye sahip çıkma, haksız kazançtan uzak durma gibi özellikleriydi. İstanbul’da ve diğer illerde bu değişimi, siyasetçilerin doğru gözlemlemesi gerekir. Refahtan alınan pay artsa da, içimizden bazıları zengin olsa da insani beklentiler her zaman etkili olacaktır.
Üç: Kutuplaştırma siyasetinin dışlayıcılığı: Bu dört ilçemizin geçmişten bugüne tercihlerine iyi bakıldığında görülecektir ki; siyasi taraftarlık birinci önceliği değildir; ihtiyaçlarına göre tercih yapmaktadır. Ancak iktidar partisinin gerek yerel seçimlerde gerek referandum döneminde izlediği kutuplaştırma siyaseti, ilçe seçmenini, bu dayatmaya reaksiyon göstermeye itmiştir. Bu aynı zamanda Saadet Partisi'nin bu ilçelerde yüksek oranlarda seçim kazanabileceğinin de göstergesidir.