Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun Erzurum Cumhuriyet savcılarıyla ilgili kararına bir tepki de Karadeniz Demokrat Avukatlar Platformu'ndan geldi. Karadeniz bölgesindeki 8 baro mensubu 300 avukat adına Trabzon Cumhuriyet Savcığı'na HSYK üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan avukatlar, derin ilişkileri ortaya çıkarmak için harekete geçen bazı hakim ve savcıların yüksek yargı tarafından engellendiğini söyledi.
Bölge illerinden gelen çok sayıda avukat, Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi'nde düzenledikleri basın toplantısı ile ortak bir açıklama yaptı. Türkiye Barolar Birliği Trabzon Delegesi Avukat Osman Çıtlak, platform adına yaptığı açıklamada, Türkiye'nin hukuk devleti olmasının önündeki engelleri kaldırmak konusunda ve suç örgütleri ile mücadelede çok önemli bir soruşturmayı yürüten Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları'nın yetkilerinin kaldırılması ve soruşturmadan el çektirilmelerine gösterilen gerekçelerin hukuka uygun olmadığını belirtti. Çıtlak, bu nedenle Trabzon, Samsun, Giresun, Ordu, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Amasya barolarına mensup 300 avukat tarafından oluşturulan Karadeniz Demokrat Avukatlar Platformu olarak HSYK üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti.
Özel yetkileri kaldırılan savcıların karar öncesi savunmalarının alınmadığı, haklarında inceleme başlatılmadığı ve en önemlisi yapılan gözaltı ve arama kararlarının mahkeme kararı ile yapıldığının dikkate alınmadığını vurgulayan Çıtlak, "Özel yetkileri kaldırılan savcıların yerlerine görevlendirilen savcıların da aynı işlemleri devam ettirmeleri, yeni görevlendirilen savcıların özel yetkisi kaldırılan savcıların topladığı deliller ile iddianame düzenlemeleri ve iddianamenin mahkeme tarafından kabulü de yetkisi kaldırılan savcıların işlemlerinin hukuka uygunluğunu göstermektedir." dedi.
Çıtlak, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'in basına yansıyan görüntülerde mahkeme kararının icrası esnasında şüpheli Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nı telefonla araması, tavrını belirlemesi yönünde istişari anlamda fikir vermesi ve bu görüşmede daha önce de bu türden görüşmelerin yapıldığını söylemesinin ayrıca dikkat çekici olduğunu dile getirdi.
Bu durumun Anayasa'nın 138. maddesine aykırı olduğunun altını çizen Çıtlak şöyle devam etti: "HSYK, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları'nın özel yetkilerini kaldırarak aynı durumda olan hakim ve savcılara fiilen talimat vermiştir. Bu sebeple artık suç işleyen kimsenin kimliğine, makamına bakılacak, HSYK üyelerinin tepki göstermeyeceği kişiler için işlemler devam ederken, aksi durumda olanlar için soruşturmaya devam edilemeyecektir."
HSYK üyelerinin eylemlerinin Türk Ceza Kanunu (TCK) 277. maddede belirtilen yargı görevini etkileme ve TCK 257. maddede düzenlenen görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturduğuna değinen Çıtlak, "HSYK üyeleri soruşturma aşamasında ani ve sansasyonel bir kararla özel yetkili cumhuriyet savcılarının görevlerine son vererek, yerlerine görevlendirilecek cumhuriyet savcılarını ve kovuşturma aşamasında davaya bakacak hakimleri etki altına almıştır. Ayrıca hakkında disiplin soruşturması yapılmamış kimseler hakkında ceza tayini görevi kötüye kullanmaktır." diye konuştu.
Çıtak, HSYK kararlarının yargı denetimi dışında tutulmasının bir keyfilik gerekçesi olamayacağını da hatırlattı. Çıtlak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer yargı mercileri hukuka uygunluk hassasiyeti taşımaz ise devletimizin hukuk devleti olma niteliği tartışılır hale gelir. Hukuk devleti ilkesini öncelikle hakimler korumalıdır. Bu nedenle kararları yargı denetimi dışında olan kurulun bu açıdan da daha fazla özen göstermesi gerekmektedir. Ülkemizde tüm kurumların itibarlarının aşındığı, kurumların artık millet tarafından güvene mazhar olma oranlarının hızla düştüğü bu ortamda yargının itibarını korumak hepimizin görevidir. Ancak öncelikle yargı görevi yapanların görevidir."
300 avukat olarak içinden geçilmekte olan bu süreçte, hukuk devleti, hakim teminatı ve yargıya olan güvenin aşınmasını engelleyebilmek için bu suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Çıtlak, bu suç duyurusu ile kim suç işlerse işlesin mutlaka yargılanacağını, kimsenin sorgulanamaz olmadığını ortaya koymaya çalıştıklarını söyledi. Çıtlak, "Umuyoruz ki, tüm hukukçular bu girişime destek verecek ve ülkemiz bağımsız ve tarafsız bir yargı düzenine sahip olacak, hakimlerimiz yargı bağımsızlığının öncelikle kendi dünya görüşlerinden, siyasi kimliklerinden bağımsız olmakla mümkün olduğunu kabul edeceklerdir."
Platform üyesi avukatlar daha sonra Trabzon Adliyesi'ne giderek, hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini savcılığa verdi.