Karadeniz Teknik Üniversitesi (Ktü) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, "Trabzon, ülkemizde AIDS vakası gelme sıklığı bakımından ilk 5 il arasında yer alıyor. Maalesef bize 2012-2013 arasındaki 1 yıllık süre içinde gelen vaka sayısı, 10 yılda gelen vaka sayısının 4'te 1'i kadar" dedi.
"YÜZDE 33 AZALMA VAR"
Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütünün 2001-2013 yılı verileri karşılaştırıldığında, dünyada 2001-2013 yılları arasındaki 12 yıllık dönemde yeni AIDS vakalarında yüzde 33 azalma görüldüğünü belirterek, "AIDS ile ilişkili ölümlerin ise yüzde 29 oranında azaldığını görüyoruz. Çocuklarda görülme oranında da yüzde 52 azalma var. AIDS ilaçlarına erişimde ise yüzde 40'lık artış oldu. Bu azalmalar, hem korunma yollarının öğrenilmesine hem de tedavilere bağlı" diye konuştu.
"BÖLGELERE BAKILINCA OLUMSUZ BİR İSTATİSTİK ÇIKIYOR"
Dünya genelindeki olumlu tablonun, bölgeler tek tek ele alındığında olumsuza dönüştüğünü ifade eden Köksal, "Dünyanın her yerinde bu güzel tablonun geliştiğini söylememiz pek de mümkün değil. Hastalık hala bazı bölgelerde maalesef artışa devam etmekte. Biz de o riskli bölgelerden birinde yaşamaktayız. Hastalık Ortadoğu'da, Asya'da, Doğu Asya'da ve Doğu Avrupa'da maalesef artış trendinde" dedi.
"VAKALAR ARTTI"
Köksal, Türkiye'deki verilere göre ise AIDS vakalarının azaldığını söyleyemeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Maalesef ülkemizdeki vakalarda artış var.Trabzon, ülkemizde AIDS vakası gelme sıklığı bakımından ilk 5 il arasında yer alıyor. Maalesef bize 2012-2013 arasındaki 1 yıllık süre içinde gelen vaka sayısı, 10 yılda gelen vaka sayısının 4'te 1'i kadar. Veriler bize gösteriyor ki 10 yıllık vaka sayısının yüzde 25'ini 1 yılda gördük."
"AIDS, TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK"
Dünyada her gün, bir dakikada 50 kadına HIV virüsü bulaştığına dikkati çeken Köksal, şunları kaydetti:
"Bu rakamlar bize, hala hastalıktan korunma yönünde çok da ileri gitmediğimizi gösteriyor. İlimizde 100'ün üzerinde takip ettiğimiz vaka var. Bu vakaların büyük kısmını erkek hastalar oluşturmakta. Kadın hastalara baktığımız zaman bunların yüzde 90'ı eşlerinden almış durumdalar. Bunun dışında birden fazla seksüel partneri olan bazı kadın hastalarımız da var ama bunların sayısı çok az. HIV pozitif anne ve babadan doğan çocuklarımız var. AIDS gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. AIDS, tedavi edilebilir bir hastalıktır. O bakımdan ne kadar erken dönemde teşhis konursa tedavide de o kadar başarılı oluyoruz. Hastalarımızın yaşam kalitesine ve ömür sürelerine baktığımız zaman da çok iyi bir durumda olduğumuzu ifade etmek isterim. Tedaviler çok başarılı."
"ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ"
Köksal, yaşamını yitiren hastaların analizini yaptıklarında, tedavi için çok geç kalınmış olduğunu gördüklerini anlatarak, "Hastalığın son döneminde olanların dışındakiler sağlıklı şekilde yaşamlarına, işlerine devam etmekteler. Tedaviye erken dönemde başlandığı zaman fırsatçı enfeksiyonlar, kanserler gelişmiyor. Bu bakımdan erken teşhisi çok önemsiyoruz" diye konuştu.
"İLAÇLARINI KESMİYORUZ"
Tıp otoritelerinin, tedaviye başlama kurallarını yeniden belirlediğini dile getiren Köksal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hastanın bağışıklık sistemi tam çökmeden, daha iyi bir durumdayken artık tedaviye başlıyoruz. Bu da hastaların daha az ilaç almasına, yaşam kalitelerinin daha iyi olmasına zemin hazırlıyor. AIDS tedavisinde kullanılan ilaçlar, tıp dünyasında en hızlı gelişen ilaçlardandır. Yine AIDS ilaçlarındaki bir gelişme de artık hastaların daha kolay uyum sağlayabileceği, günde tek tablet, tek doz rejimlerine doğru gidilmekte. Bu da tedavilerde hasta uyumunu artırmak bakımından çok önemlidir çünkü AIDS hastalarımızın ilaçlarını kesemiyoruz. Hayat boyu bu ilaçları almak durumundalar. Bu da hasta uyumunu artırmak ve hasta konforu bakımından son derece önemli."
"ÇEKİNMEYİN"
Köksal, hastalıktan şüphelenen kişinin bu durumu saklamaması ve en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini belirterek, "Hekimler olarak her türlü bilgiyi saklamakla mükellefiz ve bunu en iyi şekilde yapıyoruz. Hastamızın sırrı, bizim sırrımızdır. Biz sağlıklı yaşam için hastalarımıza, ailelerine yardımcı olmak istiyoruz. Lütfen sağlık kuruluşlarına başvurmaktan çekinmesinler" dedi.