Kapitalizm insanlığın düşmanı
“İktisadi Sistemlerin Temelleri” adlı kitabın yazarı Prof. Beşir Hamitoğulları: “Kapitalizmin amacı, Yüce Allah’ın ‘yaratılmışların en şereflisi’ diye nitelendirdiği insanı, yemek içmekten başka bir özelliği olmayan hale getirmektir.”
Aslan Değirmenci’nin Röportajı
“İktisadi Sistemlerin Temelleri” adlı kitabın yazarı İktisat Âlimi Beşir Hamitoğulları, kapitalizm ve İslam İktisadı hakkında Vakit’in sorularını cevaplandırdı. Kapitalizmin hedefinde İslam’ın olduğunu belirten Profesör Hamitoğulları, “Çünkü maddeci, yetersiz, kan emen, alın terini istimlâk eden sistem karşısında tek dirençli güç İslam iktisadıdır” dedi. İşte Hamitoğulları ile gerçekleştirdiğimiz mülakat:
- Kapitalizm hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
- İnsanlığı tahrip eden kapitalizm, insanın bütün cephelerini dışlamakta, hiçlemektedir. Kudurttuğu kişisel ihtirasları kâr ve kazanç kanunlarını sınır tanımaz kışkırtmalarıyla zirvelere çıkarır. Amaç; Yüce Allah’ın yaratılmışların en şereflisi diye nitelendirdiği insanı, yemek içmekten başka bir özelliği olmayan hale getirmektir. Maddeciliği, israf ve gösterişi zirvelere çıkaran kapitalizm, bütün insanların ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Sömürünün bin bir çeşidinde işlettiği çarkla bir azınlığı sürekli madden zenginleştirirken, diğer çoğunluğu yoksullaştırmaktadır. Kısaca kapitalizm maddesel sefalete, yok ettiği manevi boşluğu ekleyerek insanları tahrip etmektedir.
“KAPİTALİZM, İNSANLAR ARASINDAKİ BİRLİĞİ YOK EDER”
- Kapitalizm sadece ekonomik alanda mı tahribatlara neden oluyor?
- Elbette hayır. Bunu böyle düşünmek büyük bir yanılgı olur. Bu maddeci, yetersiz, dengesiz, sömürücü, arızalı, hastalıklı düzenin tahribatı sadece ekonomik alanla sınırlı değildir. İnsanlar arasındaki birliği ve bütünlüğü yok eder. Bununla da yetinmez, insanın kendisiyle olan barışını da bozar. Kapitalizm aynı zamanda tam bir çevre düşmanıdır. Kâinattaki doğal beraberliğin en büyük tehdididir. Doğal hayatın tüm kaynaklarını tüketen ve yok eden süreç kapitalizmdir. Orman, deniz ve havaya bakarsak bunu anlamamız yeterli olacaktır. Yine sınıfsal ve grupsal ayrışmalar da bu bütünün bir başka bileşiğidir. Bu düzen kâinatın gerçek yaratıcısı olan Allah’ın yerine parasal diktatörlüğü tanrısallaştırır ve putlarını diker. Malum medya aracılığıyla da kamuoyuna kendilerinden başka kurtarıcı yokmuş gibi propaganda yaptırır. Bu propaganda yapılırken tek rakipleri olan İslam’a da eş zamanlı savaş başlatır. Zihinlerini esir aldıkları kalem erbabı olanları kendilerine hizmet ettirirler.
“HEDEFLERİNDE İSLAM VAR”
- Neden İslam’ı hedef alırlar?
- Çünkü maddeci, yetersiz, kan emen, alın terini istimlâk eden sistem karşısında tek dirençli güç İslam iktisadıdır. Dayanışmacı, sömürüye karşı, israfa karşı gelen, gösterişe direnen, helal ve harama dikkat eden tek anlayış İslam iktisadıdır. Faize gereksinim duymayan, dengeleri koruyan, fiyat istikrarını sağlayan, denetimin en üst seviyede olduğu, kaynakları en gerekli alanlara kanalize eden kalkınma modeli olan İslam iktisadı insanın doğasına uyan tek sistemdir. Bu model, insanı yaradılışın kanunları doğrultusunda ele alır. Maddesel ihtiyaçları olduğu kadar kapitalizmin görmek istemediği manevi boyutunu da devreye sokarak insanı maddenin kölesi değil hâkimi yapar. Bu ekonomide para kapitalistlerin kazandırdıkları tanrısal bir güç ve değerde değil, hak ettiği ölçülerde sadece bir araçtır. Paradan daha güçlü olan insancıl değerlere önem verir. İslam ahlakının yüce gücünü yalnız üretime değil, adil paylaşıma da yansıtarak verimi ve ürünü çoğaltır. Sömürü, hırsızlık, vurgun, soygun bu ekonomide bertaraf edilir. Üretim biçimi doğal çevreyle de barışıktır. Ne yazık ki Batıcıların yerli işbirlikçileri bu gerçekleri saptırmakta ya da örtmektedir.
“MALUM MEDYA KAPİTALİZME HİZMET ADINA İSLAM’A SALDIRIYOR”
- Yöntemleri hakkında neler söylemek istersiniz?
- Misalleri çok ama özetlemek lazım. Türkiye’de ve dünyada Müslümanlara karşı sürdürülen savaşlar... İnsanlığı tahrip eden batı, yıllardır Müslümanları çapraz ateş altında tutmaktadır. Bu bir yöntemdir. Filistin, Irak, Afganistan bugün işgal altındadır. Topraklar kan içindedir. Pakistan’da yaşananlar ve Afrika’da akan kan da Müslümanlara aittir. Ancak emperyalist katillerin cürümleri bununla sınırlı değil. Bir de yazar-çizer tayfa var. Bunlar köşelerinde ve TV ekranlarında sürekli bize ait olmayan eklemeler ile milletin kafasını bulandırırlar. Siyasi İslam, light İslam ve radikal İslam yakıştırmaları ile çirkin bir propaganda yürütürler. Siyasi İslam demek, cehalettir. Bu, Marksist olduğu söylenen batıcı tayfanın uydurmasıdır. Bu uydurmaya, İslam’ı hiç bilmeyenlerin Batı’da yazdıkları kitaplarda yer verilmiştir. Bizim işbirlikçiler de bunu alıp tekrarlıyorlar. İslam demokrasisi, ekonomisi, eğitimi, tutarlılığıyla bir bütündür. Bunlardan biri eksik olduğu zaman o İslam değildir. Yani günümüzde uygulanan sisteme de siyasi İslam hiç denilemez. Light veya ılımlı İslam diyenlerin ise akıllarına şaşıyorum. Barışın bütün temellerini kuran ve yayan İslam kökten zaten ılımlıdır.
“TERÖRÜ DOĞURAN ETKEN KAPİTALİZMDİR”
Radikal İslam diye bir şey ise hiç olamaz. Bu, Hz. İsa’nın Hıristiyanlığı yerine konulan kilise görüşleri için Batıda yapılan bir yakıştırmadır. Bunu İslam’a yamalamak vicdan ve insafa sığmaz. İslam’ın maddeci sistemlerle hiç ilgisi yoktur. Radikal, ılımlı gibi birtakım deyimler, ilahi diyalektiği tutarlı, dengeli ve etkin boyutlarını kucaklayan İslam için söylenemez. İnsan yapısı olan Marksist sosyalizm ve kapitalizm için söylenebilir. Yaptıkları, emperyalizmin karşısında duran ve tek rakipleri olan İslam’ı yıpratmaktır. Bu deyimleri Müslümanların doğru projelerini engellemek için kullanıyorlar. Müslümanları da kapitalistleştirmek istiyorlar. Buna dikkat etmek lazım. Kamil Müslüman makam ve parayla satın alınmaz. Unutmamalıyız ki İslam ekonomisinde en yüce değer para değil, emektir. Radikal kelimesi ile İslam’ı terörle bağdaşlaştırmaya çalışanların kendileri teröristtir. Terörün giremeyeceği tek yer İslam’dır. Terörü doğuran etken kapitalizmdir. Üretip besleyen de...
- Çabalarında başarılı olabilecekler mi?
- Asla. Boşuna uğraşıyorlar. Eninde sonunda can çekişen kapitalizm son bulacak. Allah’ın nuru doğrultusunda kurtarıcılığını ortaya koyacak yeni yöntemler arayışı içinde olan güçlü beyinler İslam’ın iktisadi, sosyal, siyasal sistemini bulacaklardır. İslam iki dünya saadetidir. Bu saadetten korkmaları da doğaldır.