GAZİANTEP (AA) - Gaziantep Üniversitesince (GAÜN) düzenlenen "Kampüsten Kardeşliğe Bakış" paneline katılan bölgedeki 7 üniversitenin rektörleri tarafından kardeşlik, birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı, bilimselliğin önemi anlatıldı.
Türkiye Kardeşlik Birliğinin (TÜRKAB) de desteğiyle GAÜN Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen panelde konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, birlik ve beraberliğin önemine değinerek, "Birlik olmak demek, tek düşünce demek değildir, farklı düşüncelerle bir arada yaşamaktır." dedi.
Uluslararası alanda Türkiye'yi dize getiremeyenlerin "kendi içimizden çıkmış gibi" göstererek farklı din algıları ve sömürgeci yapı üzerinden ihanet şebekeleri kurduğunu anlatan Gür, "Bunlar öyle bir ihanete kalkıştılar ki coğrafyamızda onulmayan yaralar açtılar. FETÖ yapısı çok büyük travmalar açtı. Her şerde bir hayır vardır. İçimizdeki ihanet şebekelerinin neler yapabileceğini, nasıl canileşebileceklerini ve nasıl bir ihanetin tohumlarını ekebileceklerini ve 'Vatan, millet' dedikleri halde nasıl satabileceklerini gördük." ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün kendi dışında başka fikirleri tanımadığını aktaran Gür, şu değerlendirmede bulundu:
"(Benden ve öteki) diye ayırıyordu. Dolayısıyla fitne kabiliyeti o kadar yüksekti ki kendi dışındaki farklı fikirlerin hepsini birbirine düşman ediyordu. Sadece kendisiyle ilişki kuranlar her zaman iyiydi. Kendi dışındakiler birbirleriyle ilişki kuramazdı. İşte bu yapının şu anda bize bıraktığı bütün travmaların ötesinde bunu anlamış olduk. Bu yapı devreden çıkınca biz, farklı fikirlerle konuşmayı öğrendik. Milliyetçisinden dindarına, entellektüel solcusundan vatanseverine, ulusalcısına, herkes bir noktada vatanı müdafaa, dini inançları koruma, bayrak sevdası üzerinde birleşti. İşte ben sevgili öğrencilerimden şunu istiyorum, bu yapılara asla aldanmayacaksınız. Ve bu yapıların bize bıraktığı travmayı en kısa sürede atlatacaksınız. Bunun yolu da şudur, farklı mezheplerden, meşreplerden ve dil ve fikirden olan arkadaşlarla bir araya geleceksiniz."
- "Sorgulayıcı öğrenciler olun"
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay da öğrencilerden derslerin ve sınavların yanında ülkenin bütün sorunlarını yakından takip etmelerini istedi.
Gençlerin kendilerini iyi yetiştirmesi gerektiğini belirten Kızılay, onların bu ülkenin geleceğinin teminatı olduklarını vurgulayarak, şunları dile getirdi:
"Sanatta, kültürde, sporda kendinizi yetiştirin. Her bir öğrencimizin farklı öğrenci topluluklarında, hatta birden çok öğrenci topluluğunda aktif olarak rol almasını istiyorum. Sivil toplum örgütlerinde yer alın. Toplumun içine, sahaya inin. İnsanlarla iletişim içerisinde olun. Sorgulayıcı öğrenciler olun. Böylece ülkenin geleceğinde size ihtiyaç olduğunda sizleri hazır yetişmiş insanlar olarak bulacağız."
- "Aklınızı sakın kiraya vermeyin"
Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş da ülkenin aklını, fikrini kiraya verenler yüzünden 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığını kaydederek, "Onlar, aklı hür, vicdanı hür insanlar değillerdi. Salya sümük akan bir adamın, Elazığ yöresinde 'Şorikli' derler, şorikli bir adamın mendillerini cebinde saklayarak insanlar unvan aldı. Doçent oldu, profesör oldu, vali oldu, kaymakam oldu. Şorikli bir adamın, yürümesini bilmeyen, konuşmasını bilmeyen bir adamın peşine takıldılar. Niye? Aklını, fikrini kiraya vermişlerdi. Onun için biz gençlerimizden şunu istiyoruz, aklınızı sakın kiraya vermeyin. İslam dini akıl dinidir. Kuran-ı Kerim'de de birkaç yerde Yaradan, 'Aklınızı kullanın.' diyor." ifadesini kullandı.
Durmuş, gençlerin FETÖ benzeri yapılara karşı uyanık olmasını istediklerini dile getirerek, "Adam gibi olmak, insan gibi insan olmak herşeyin üstündedir. Birbirinizi sevmenizi ve birbirinizle mikro milliyetçilik yapmadan kardeş olmanızı istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Sağcı, solcu, falancı, filancı, esas problem burada"
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın da kaliteli öğrenci yetiştirmenin önemine dikkat çekerek, şöyle dedi:
"Sağcı, solcu, falancı, filancı elde etmek, işgal etmek, ele geçirmek... Esas problem burada. Bu şekilde yaparak kaliteli olmayacağımız kesin. 'Şu bölümü ele geçirelim, burayı ele geçirelim.' Kadrolaştık. Sonra? Amerika, kaliteli adamı dünyanın dört bir tarafından toplarken biz bu laboratuvarda kendi görüşümüzdeki adamlarla kalite üretebilir miyiz? Hayır, hiçbir şey üretemeyiz. 'Benden olsun da ne olursa olsun.' Hayır, öyle olmaz."
- "Irkçılık bağlamında bakarsak ayrışırız"
Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Erkan da bazı kesimlerin toplumu bölmek istediğini anlatarak, şu ifadelere yer verdi:
"Ağabeyimizi biz seçmedik, kız kardeşimizi de biz seçmedik. Allah, bizi kardeş yaptı. Ömer Halisdemir'in, rahmetli şehidimizin babasıyla görüştüm. Şunu dillendirdi, 'Şırnak'tan 30 genç, Ömer Halisdemir'in mezarının başında nöbet tutmak için gitti.' Yine Şırnak'tan, Siirt'ten 15 Temmuz darbe girişimi sırasında tankların karşısına çıkan gençler vardı. Irkçılık bağlamında bakarsak ayrışırız. Din kardeşliği üzerinden bakmak lazım. Bizim aramıza bu kavmiyetçilik tefrikasını sokup, bizi sürekli küçük küçük parçalara ayırıp, bölüp yutmak isteyenler var."
Erkan, bilginin güç, bilgisizliğin de güçsüzlük olduğunu belirterek, gençlerin üniversitelerden bilgi edinip bunu güce çevirmesini ve birlik, beraberlik gücünü de iyi kullanması gerektiğini vurguladı.
Bilim insanlarından da tecrübelerini aktarmalarını isteyen Erkan, "Bir bilim adamının, bir rektörün, bir profesörün övüneceği şey kendisi değildir, öğrencisinin başarısıdır." dedi.
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, İslam'ın gençlerin omuzlarında yükselmiş bir din olduğunu belirtti.
- "Herkesin bir kızıl elması olmalı"
"Ülküsü olmayan, ideali olmayan toplumlar, bireyler, gençler, hatta yaşlılar çok çabuk ölürler" sözlerine yer veren Polat, herkesin bir kızıl elması, bir ideali, bir ülküsü olması gerektiğini belirtti.
Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü de düşünen toplum olunması gerektiğini dile getirerek, düşünmek için bilmek gerektiğini ve bunun da bilimle olduğunu anlattı.
TÜRKAB Genel Başkanı Sait Ali Arslan da kardeşlik bağının "sen, ben" davasına düşmemekle, "biz olabilmek" ile gerçekleşebileceğini ifade ederek, "Biz aynı vücudun azaları, aynı binanın tuğlaları, aynı teknenin hamuruyuz. Bizim kurtuluşumuz beraberce hareket etmekte, bir olmamızdadır." diye konuştu.