İZMİR (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu ülkenin gündemini nereye getirmeye çalıştıklarını, neye hazırlık yaptıklarını bilmiyor değiliz. Eski makam sahiplerinin ağzından eski darbeleri aklamaya çalışmalarını masum görecek de değiliz. Bir gazeteci bozuntusunun çıkıp 'muhalefet yapıyorum' diye insanlara darbe, eylem tarifini yapmasını 'alelade yorumlar' diye görecek, geçiştirecek değiliz." dedi.
Yenifoça Jandarma Komando Teröristle Mücadele Harekatı Okul Komutanlığında düzenlenen Jandarma Uzman Erbaş Komando Temel Kursu Mezuniyet Töreni'nde konuşan Soylu, güvenliği sağlamaya çalışan güvenlik güçlerinin, polisin hedef tahtasına konulduğunu, polis üzerinden bu devletin küçük düşürülmeye çalışıldığını belirtti.
Bir köşe yazarının polisi 12 Eylül darbecileriyle kıyasladığını, bunun adının "art niyet, kalem şeytanlığı, Türk demokrasisine, Türkiye'nin birliğine, beraberliğine, huzuruna operasyon çekmek" olduğunu söyleyen Soylu, "Bu ülkenin gündemini nereye getirmeye çalıştıklarını, neye hazırlık yaptıklarını bilmiyor değiliz. Eski makam sahiplerinin ağzından eski darbeleri aklamaya çalışmalarını masum görecek de değiliz. Bir gazeteci bozuntusunun çıkıp 'muhalefet yapıyorum' diye insanlara darbe, eylem tarifini yapmasını 'alelade yorumlar' diye görecek, geçiştirecek değiliz. Bizim bu işlerden canımız çok yanmıştır." ifadesini kullandı.
Soylu, bugün Türkiye'de kişi başına milli gelirin 20 bin dolar olması gerektiğini, Türkiye'nin uçağını üreten, dünyanın her noktasına arabasını, savaş gemilerini, helikopterlerini, tanklarını ihraç eden, dünyanın en iyi üniversiteleri arasında üniversiteleri olan bir ülke olması gerektiğini, ancak darbelerin, terörün, ülkenin asayişine, huzuruna, güvenine kastedenlerin Türkiye'yi geciktirdiğini dile getirdi.
İçişleri Bakanı Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnatçıyız. 2200 yıllık bir devletin evlatlarıyız. 16 büyük devletimizle bu coğrafyada var olmayı kendine namus bilen, onur bilen evlatlarız. Jandarmanın kalpgahında söylüyorum; ne yaparlarsa yapsınlar, ne ortaya koyarlarsa koysunlar, 15 Temmuz'da, 17-25 Aralık darbesinde, Gezi'de, 28 Şubat'ta bunu başaramadılar. Birilerinin uşağı olan terör örgütleriyle, PKK'yla, PYD'yle, KCK'yla, DEAŞ'la, FETÖ'yle bunu başaramadılar. Amerika'dan yönettiler bunu başaramadılar, etrafımızdaki coğrafyadan bunu başaramadılar. Bilmeliler, biz bu coğrafyanın ve dünyanın en güçlü ülkelerinden birisi olacağız, işte bu komandolarla, üniversitedeki evlatlarımızla birlikte olacağız.
Çok tecrübemiz var. Bugün kış, Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Ağrı Dağı'nda, Bestler Dereler'de evlatlarımız mücadelelerini ortaya koymaktadırlar. Gözünü hiçbir şeyden sakınmıyorlar. Buradan yetişen, buranın ruhuyla beraber bezenen evlatlarımız, ay yıldızlı bayrağı, Ezan-ı Muhammedi'yi kendi kalplerine gergef gibi işleyen evlatlarımız hiçbir şeyden çekinmiyorlar. Bize bedel ödettirenlere bedel ödettirmeyi namus borcumuz olduğunu, şiarımızın bu olduğunu biliyorlar. Bu ülke istiklalini ve hürriyetini kolay kazanmadı. İstiklal, kurtuluş mücadelesinde şanlı milletimizin, şanlı ordumuzun ve bu milletin evlatlarının hangi bedeller ödediğini biliyoruz."
- "Ülkemizin birliğine beraberliğine operasyon çektirmeyiz"
Bakan Soylu, kimlerin neye ve nasıl hazırlandıklarını gayet iyi bildiklerini ifade ederek, "Hangi fikrin altyapısını kurguladıklarını gayet iyi biliyoruz. '12 eylülde bile böylesi olmadı' cümlesinin verdiği mesajı elbette biliyoruz. 493 gündür bir çadırda nöbet tutup evlatlarını isteyen anneler için, terör örgütüne, onun destekçisi partiye tek kelime etmeyen, 6-7 Ekim olaylarının talimatını veren Demirtaş'ı savunmak için gece gündüz ekranlarda, gazetelerde mesai yapmasının ne anlama geldiğini bilmiyor değiliz." diye konuştu.
Diyarbakır annelerini dün ziyaret ettiğini hatırlatan Soylu, bir annenin "Demirtaş'ın annesi diyor ki, 'evladım devletin elinde, onu devletin elinden almak istiyorum'. Peki o anne şu soruyu niye sormuyor, bir gün çıkıp bir anne olarak, 'evladın PKK'nın emrinde ve evinde, onu almak istiyorum' diye niye gelmiyor. Çocuklarımızı elimizden aldılar. Sonuna kadar onlarla mücadele etmeye devam edeceğiz" dediğini, onların cesaretine ve ortaya koyduğu duruşa saygı duyduğunu aktardı.
Bakan Soylu, kanun tanımazlığın demokrasi diye yutturulmaya çalışıldığını, bunun neye hizmet ettiğini bildiklerini vurgulayarak, "Bu devletin saygınlığına, kurumlarına dil uzattırmayız. Ne devletin, ne kurumların itibarını 3-5 fersudenin insafına bırakmayız. Türk demokrasisine, ülkemizin birliğine beraberliğine operasyon çektirmeyiz." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 21. yüzyıla iyi başlamasının ve bölgesinde bir güç olmasının, sınır içinde ve ötesinde yürüttüğü terör operasyonlarında elde ettiği başarıların hazmedilemediğine işaret eden Soylu, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin, el alemin arızalı İHA'larıyla değil kendi evlatlarının ürettiği modern İHA'larıyla, SİHA'larıyla terörle mücadele etmesini, Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan'da, güney sınırlarında hem kendi haklarını hem de bu coğrafyanın kardeşlik hakkını savunmasını hazmedemiyorlar ve anlayamıyorlar. Düne kadar sadece terör haberleriyle haberdar oldukları Doğu ve Güneydoğu illerimizde bugün festivaller yapılmasını, milletin kardeşliğinin her türlü saldırıya rağmen ayakta kalmasını, Hakkari'deki kayak tesislerini, üniversiteyi, Tunceli'de gondolların yüzmesini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun modern yollarla, havaalanlarıyla, hastanelerle donatılmasını, oradaki çocukların bilgisayar kodlama sınıflarında eğitim almasını, o çocukların hayallerini hazmedemiyorlar. Salgına, dünyadaki ekonomik sendelemeye rağmen bugün Türkiye'de ihracat rekorları kırmamızı hazmedemiyorlar."
-"Dağlarımızı terör yuvası olmaktan çıkardık"
Türk milletinin rahat olması gerektiğini, dağların artık terör yuvası olmaktan çıkarıldığını, gençliğin artık terörün ve istikrarsızlığın oyuncağı haline gelmeyeceğini dile getiren Soylu, "Çünkü gençlerimizin dünyaya söyleyecek sözleri var, onun için hazırlıyoruz. Onların yapacakları var, onun için hazırlıyoruz." dedi.
Mezun olan askerlere seslenen Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Değil bir PKK'lıyı, PKK'lının ayak izini bile bu ülkenin taşından, toprağından kazıyacaksınız ve sizlerden Foça'dan 'bismillah' diyerek yola çıkan, 'Amentü' ile yola çıkan, 'Ayet el Kürsi'lerle yola çıkan jandarmalar, mavi sulara açılacak leventler, buradan çok büyük bir emanetle ayrılacaksınız.
Şimdi sizlere soruyorum ve cevabı hepinizden, ağzınızdan duymak istiyorum. Bu bayrak, bu millet artık size emanettir, Bu emaneti taşımaya hazır mısınız? Kato'da, Gabar'da, Pülümür'de rüzgar sert eser, denizlerimizde dalgalarımız hırçındır, bu vatan için ayakta kalmaya, bu bayrağı ebediyen dalgalandırmaya hazır mısınız? Yeri geldiğinde ay-yıldızlı bayrağa sarılıp, Ezan-ı Muhammediye'nin gölgesinde şehadet şerbeti içmeye hazır mısınız?"
(Sürecek)