ANKARA (AA) - İYİ Parti'nin yayımladığı Engelli Hakları Bildirisi'nde engellilik konusunun insan hakları meselesi olarak görüldüğü bildirildi.
İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Ünzile Yüksel, Engelliler Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, engellilerin sayısı ve oranlarıyla ilgili kapsamlı, güncel ve erişilebilir bir veri tabanının olmadığını, TÜİK'in 2002'deki istatistiki çalışmalarından faydalanıldığını ifade etti.
Türkiye'de geçerli olan kanunda yer alan engelli tanımının, daha çok tıbbi modelleme bakış açısını yansıttığına, geleneksel tıbbi modelde sorunun engelli kişiyle ilişkilendirildiğine dikkati çeken Yüksel, bu modelde engelli kişinin eksik, korunmaya ve bakıma muhtaç bir birey olduğunu, beden odaklı yaklaşım biçiminin, toplumdaki negatif algıyı artırdığını ve engellileri ötekileştirdiğini savundu.
Yüksel, "Bu nedenledir ki tıbbi model ön yargılı olup ayrımcılığı doğallaştırmanın ve meşrulaştırmanın yanı sıra engelli kişileri yetkisizleştirmektedir. İYİ Parti olarak, konunun yepyeni bir değerler dizisi ile ele alınması gerektiğini savunmaktayız ve Engelli Hakları Bildirimizde belirttiğimiz tüm hususları eksiksiz yerine getirmek için var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz." ifadelerini kullandı.
- "İYİ Parti, engelliliği farklılık, bedensel ve nörolojik çeşitlilik olarak görür"
Açıklamada yer alan İYİ Parti Engelli Hakları Bildirisi'ndeki bazı maddeler şöyle:
"İYİ Parti, engellilik konusunu insan hakları meselesi olarak görür. Engellilerin haklarını insan haklarının ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirir ve engellilerin toplumsal yaşamın tüm alanında ayrımcılığa uğramaksızın ve diğer bireylerle eşit katılımını savunur.
İYİ Parti, engellilik konusunda rasyonel ve olgusal kavramların birlikte ele alınması gerektiğini, sorunların bu çerçevede geliştirilecek politikalarla en aza indirilebileceğini savunur.
Engellileri kendi hakları konusunda korunmaya ve yardıma muhtaç bireyler olarak görmek yerine, yaşamları üzerinde yetki ve karar sahibi bireyler olarak kabul eder.
İYİ Parti, bireye engelli veya engelsiz olarak bakıp kişileri biz ya da ötekiler diye ayırmaz. Sağlıklı tabir edilen kişilerin normal olarak görülmesini, başka bir deyişle tek tipleştirilmiş beden algısını reddeder. Engelliliği farklılık, bedensel ve nörolojik çeşitlilik olarak görür.
Engelliliği kurumsal bir sorun olarak kabul eder ve çözümün de kurumsal bir çerçevede olabileceğini savunur. Bu nedenle engelliliği bireysel bir durum olarak değil, engelli birey ve toplum arasında oluşan bir etkileşim olarak görür."