Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İsviçre'de minare yapımına ilişkin gerçekleştirilen referandumun sonuçlarını değerlendirirken, ''Bu referandum sonuçları, İsviçreliler'in hoşgörü testinde sınıfta kaldığının göstergesidir'' dedi.
Zafer Çağlayan, Dünya Ticaret Örgütü 7. Bakanlar Konferansı toplantılarına katılmak üzere geldiği İsviçre'nin Cenevre kentinde, gazetecilerin, İsviçre'de minare yapımına ilişkin olarak düzenlenen referandumun sonuçlarıyla ilgili sorularını yanıtladı. Minare yapımı konusunun referanduma taşınmasının yanlış olduğunu, bunun pek çok Avrupalı bakan ve Vatikan tarafından da dile getirildiğini belirten Çağlayan, İsviçre'nin nüfusunun 7.5 milyon, bu ülkede yaşayan Müslüman nüfusun da yaklaşık 400 bin olduğuna dikkati çekti. İsviçre'de 150 cami ve 4 minare bulunduğunu dile getiren Çağlayan, şöyle devam etti: ''Bahse konu referandumun yeni yapılacak 2 minare üzerinde olduğu söyleniyor, bu 2 yeni minare üzerinde konuşuluyor. Bunun bir şehir planlamacısı tarafından yapılması, bu konuda referanduma gidilmemesi gereken bir konu olduğu söyleniyor. Bizlerin söyleyeceğini diğer ülke temsilcileri dile getirmiş; AB Dönem Başkanı İsveç'in referanduma tepkisi var. Bu konunun bir referandum konusu olamayacağını, İsveç'te böyle birşeye izin verilmeyeceğini belirttiler. Fransa ve İtalya'nın dışişleri bakanları bu konuyu (hoşgörüsüzlük) olarak nitelendiriyor. Hatta Fransa Dışişleri Bakanı, İsviçreliler'in bu karardan döneceklerini umut ettiklerini söylüyor. Vatikan Göçmen İşleri Kurulu Başkanı Kardinal de çok net bir tavır ortaya koyuyor. (Minare yapımının yasaklanması din özgürlüğüne ve göçmenlerin bütünleşme sürecine darbedir) diyor. Vatikan tarafından kaygıyla izlediğini belirtiyor. Buradaki hoşgörüsüzlüğün Avrupa'daki ülkelere sıçramasından endişe ediyor. İslam ülkelerindeki Hristiyan azınlıklara benzeri kısıtlamalar gelebileceğini söylüyor. Ben, Müslüman toplumların İsviçre'deki toplum gibi davranmayacağını, çok daha medeni ve hoşgörülü olduklarını göstereceklerini düşünüyorum.'' -''DİNİ YAPILAR BÜTÜNDÜR''- Referandum sonucunu son derece yanlış ve talihsiz bulduğunu vurgulayan Çağlayan, ''İsviçre'yi medeni modern bir ülke bilirdim. 1926'da Medeni Kanun'u İsviçre'den almıştık iyi ki 2000 yılında değiştirmişiz. Bu kararı İsviçre'ye ve İsviçreliler'e yakıştıramıyorum'' diye konuştu. Dini yapıların bütün olduklarına işaret eden Çağlayan, caminin minareyle, kilisenin de çan kulesiyle özdeşleştiğini, çan kulesiz kilise düşünülemeyeceği gibi caminin de minaresiz düşünülmesinin söz konusu olamayacağını söyledi. Bir kilisenin çan kulesiyle ilgili böyle bir karar alınsaydı da aynı tepkiyi göstereceğini ifade eden Çağlayan, tüm ülkelerin bu tür ayrımcılıkları kaldıracak, dinsel özgürlüklere karşı saygılı olmayı sağlayacak adımlar atması gerektiğini kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İspanya Başbakanı Zapatero ile başlattığı Medeniyetler İttifakı Projesi'ne de atıfta bulunan Çağlayan, ''Bazı ülkelerin davranış biçimlerini değiştirmesi gerekiyor. Türkiye ve İspanya başbakanlarını biraraya getiren bu tür ayrımcılığı kaldıracak, dini özgürlüklere saygılı olmayı gerektirecek projesini Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı başlattı. Bu toplantının 2010 yılında Brezilya'da yapılacak olması da son derece önemlidir'' diye konuştu. Konuyla ilgili rahatsızlığını İsviçre makamlarına da ileteceğini belirten Çağlayan, ''DTÖ Bakanlar Konferansı çerçevesinde bu akşam İsviçre Ekonomi Bakanı Doris Leuthard ile görüşeceğim. Bu görüşmelerimde referandum ve sonuçlarına ilişkin rahatsızlığımızı ileteceğim'' dedi. Bu referandum sonuçlarının İsviçreliler'in ''hoşgörü testinde sınıfta kaldığının göstergesi'' olduğunu belirten Çağlayan, bu karara karşı özellikle Avrupalılar ve diğer dinlere mensup olanların tavrının ne olacağının iyi izlenmesi gerektiğini kaydetti. | |