ATİLA ALTUNTAŞ/STOCKHOLM
Stockholm'ün sekiz portföylü belediye başkanından biri olarak seçimleri kazanan ve belediye başkanlığı koalisyon görüşmeleri yapıldığı esnada bakanlığa atanan Türk kökenli Şehir ve İskan Bakanı Mehmet Kaplan, ''Stockholm Treni'' Belgeselinin İsveç sorumlusu Orhan Karan'a önemli açıklamalar yaptı.
İsveç'in en büyük sıkınkılarından birinin konut olduğunu ve bu sıkıntıları aşmak için Türkiye'nin tecrübelerinden de yararlanacağını söyleyen Kaplan, özellikle İstanbul'un şehirleşme tecrübesinden yararlanmayı düşündüğünü ifade etti.
Hükümet olarak Filistin'i tanıyacaklarını ve sözlerinin de arkasında olduklarını belirten Kaplan, Fransa'nında kendilerine destek verdiğini belirtti.
Çetin geçen seçim sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İsveç'i 2006'dan beri merkez-sağ hükümeti yönetiyordu.Sayın başbakan Reinfeldt yönetiminde ki merkez-sağ partileri 2010 seçimlerinde oy kaybına uğrasa da azınlık hükümeti kurdular. Bende o dönemde 2. kez milletvekili olarak meclise girmiştim. 14 Eylül'de yapılan son seçimlerde de merkez-sağ hükümeti kaybetti ve başbakan Reinfeldt istifa etti. Bu seçimler bizim içinde zorlu bir etaptı. Bu etaptan başarılı çıktık ve Sosyal Demokrat Parti ile mensubu olduğum Yeşiller partisi ittifak kurarak pazarlık yaptı. Ve koalisyonla ülkeyi yönetmeye karar verdiler. Sayın başbakan Steven Löfven'de içinde olmak üzere 18 bakanlık Sosyal Demakrat Parti, 6 bakanlıkta bizim Yeşiller Partisi aldı. Partimizin en öncelikli konuları:Çevre Bakanlığı, Maliye ile ilgili bir bakanlık, Kültür Bakanlığı, Eğitim Bakanlığının yanında bana nasip olan Şehir ve İskan Bakanlığı'nı alarak ilk defa İsveç'te hükümete ortak olduk. 3 Ekim 2014 itibariyle devraldığım Şehir ve İskan Bakanlığı İsveç'in en büyük sorunlarından biri olan konut sorununu çözmeye çalışacağız...
Neden Milletvekilli adaylığına değilde, Stockholm Belediye Başkanlığına adaylığınız koydunuz?
Belediye başkanlığına aday olmakta ki temel neden ise, geçen yıl Stockholm'ün banliyölerinde çeşitli isyanlar çıktı. Arabalar yakıldı. İşsizlik arttı. 2. Dönem milletvekilliği yaptığım zamanlarda bu konularda direk etkili olamıyorsunuz. Ya hükümet olmanız gerekli yada belediye başkanı. 2014 seçimleri öncesi ailem ve çevremle istişare ederek belediye başkanlığına adaylığımı koymaya karar verdim. Zaten belediye başkanı seçildiğinizde de bakanlığa atanma durumunuz var. Stockholm'de başarılı olup oyumuzu artırmamıza rağmen, İsveç genelinde oyumuz beklenenin altında oldu. Seçimler bittikten sonra Stockholm'ün sekiz portföylü belediye başkanından biri olarak diğer partilerle koalisyon görüşmesi yaptığımız sırada Yeşiller Partisi Eş Başkanım ve Eğitim Bakanı Gustav Fridolin,bana bakanlık teklifinde bulundu.
Teklifi Türkiye'de bulunan babama ilettim ve hayır duasını aldım. Annem ve çevremle istişare ettikten sonra kabul ettim. Türkiye'den bakanlar, milletvekilleri ve bir çok kişi beni arayarak tebrik etti. Bakan olduğum ilk günlerde o kadar yoğundum ki sekreteryamız bile yoktu. Bir çok kişiye cevap veremedim. Daha sonra tekrar arayarak tebrikleri kabul ettim. İsveç'in Tarihi hükümetinde bakan olmaktan dolayı çok mutlu oldum. Özellikle önceden fazla oy vermeye gitmeyen Müslüman kesim bu seçimde sandığa giderek bize oy verdiler. Bütün seçmenlerimize teşekkür ederim...
Hükümetiniz Filistin'i devlet olarak tanıyacağını duyurdu. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
ekim 2014 hükümet protokolünü okuduğumuzda orada başbakan sayın Löfven'in, ''Filistin'i devlet olarak tanıyacağız'' diye net ifadeleri var. Bu ifadenin arkasında her iki koalisyon partiside çok net şekilde duruyor. Her iki partinin içerisinde de hiç bir şekilde tartışma yok. Filistin meselesi BM nezdinde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İspanya'nın eski başbakanı tarafından başlatılan 'Medeniyetler İttifakı''insiyatifi çerçevesinde, Filistin meselesi dünya barışını tehdit eden ilk 10'un birinci sırasında yer aldı.
O günden bugüne hiç bir gelişme yaşanmadığı gibi İsrail işgale devam ediyor. İşgal ettikleri topraklara da konut yapıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Maalesef uluslararası camiada bu konuda yavaştan hareket ederek barışı geciktiriyor. İnşallah hükümetimiz Filistin'i yakın zamanda tanıyacak. AB içinde Filistin'i önceden tanıyan ülkeler var. Ama İsveç gibi güçlü bir ülkenin tanıması önemli. Bu konuda bize Fransa'dan destek geldi. İsrail ve müttefiklerinden tepki gelse de biz bu kervanı yürüteceğiz. Sonuçta barış için İsrail gibi Filistin'in de tanınması lazım.
Avrupa'da ve İsveç'te aşırı sağ partilerinin oyların yükselmesini neye bağlıyorsunuz?
11 eylül ikiz kulelere yapılan terör saldırıları, Avrupa'da Müslümanlara karşı bir cadı avı başlamasına neden oldu. Saldırıyı gerçekleştiren terörist herhangi bir dine mensup olabilir. Saldırıyı gerçekleştiren teröristten dolayı büyün Müslümanlar günah keçisi ilan edildi. Bu durum ne adalete uyar, ne vicdana. Bu sorunu maalesef batı dünyası çözemedi.
11 eylülden sonra batıda İslamfobi arttı. Irkçı damarı bulunan partilere destek artarken bunun net örneği Danimarka'da görüldü. Merkez- sağ hükümeti ırkçı damarı bulunan Halk Partinden bütçe desteği alarak işbirliği yaptı. Ve 10-12 yıl bütün dünya bunun ne kadar tehlikeli olduğunu gördü. Bizde de ilk defa ırkçı damarı bulunan İsveç Demokratlar meclise 2010'da 6.sıradan girdi. 2014'de ise oyunu yüzde 13'lere yükseltti. Uzmanlar bu partinin geleceğinin diğer partilerin performansına belirleyeceğini söylüyor.
Geçen dönem Sosyal Demokratlarla biz muhalefetteydik, hükümeti zor durumda bırakmak için hiç bir zaman onlarla işbirliği yapmadık....
İsveç'te ev sıkıntısı hat safhada bu sorunu nasıl çözeceksiniz?
Hükümet olarak sayın Başbakan Löfven 2020 yılına kadar 250 bin daire yapacağımızın sözünü verdi. İsveç ölçülerine göre 9 milyonluk bir ülkeye bu bir dev projedir. Bakanlığım belediyelerle olsun, ev firmalarıyla olsun bu ortamda araştırmacılarla irtibatını sağlam tutup gövde gösterisi yaparak bu işe inşallah başlayacağız. Genel olarak belediyelere, ev firmalara devlet desteği ile projeleri hızlandırma düşüncelerimiz var.
Bunun yanı sıra İstanbul'da ki, şirketlerle, kurumlarla yakından irtibata geçeceğiz. Zira Avrupa'da en kompleks ve en zor şehircilik İstanbul'dadır. İki kıta üzerinde bulunan İstanbul hızlı büyümesine rağmen Marmaray projesi olsun,İstanbul-Ankara hızlı tren hattı olsun pratik çözümler bulmuştur. 20-30 yıl önce Türkiye, Avrupa'dan hep bir şeyler öğreniyordu. Şimdi Avrupa'da Türkiye'den bazı şeyler öğrenmeye başladı. İsveç'in Türkiye'den öğreneceği şeyler olduğu gibi, Türkiye'ninde İsveç'ten öğrenecek şeyleri var.
İsveç'te Konya'nın popüler ilçesi Kulu'ya gitmeyi düşünüyormusunuz?
İlk önce Başkent Ankara'ya gideceğiz. Daha sonrada Kulu'ya. Kulu Ankara'yada çok yakın. İsveç'te yaşayan vatandaşlarımızın bir çoğunun kalbi Kulu'da atıyor. Kayın babam ve kayın validem Kulu'nun Yaraşlı köyünden. İsveç'in Kulu Fahri Konsolos'luk açılışında da milletvekili olarak katılmıştım. Allah'ın izniyle o güzel insanları toprakları yeniden ziyaret edeceğim