Sınav sisteminde köklü değişiklik... İki yıldır uygulanan ve şifre iddialarıyla gündeme oturan YGS kalkıyor. YÖK Başkanı 'Yerine olgunluk sınavı geliyor' dedi. Öğrenci önce lise bitirme sınavına sonra da LYS'ye girerek üniversiteye yerleşecek.
OLGUNLUK SINAVI
Şifre skandalıyla gündemden inmeyen Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) tarih olacak. Üstelik yerine de yine tarih olan bir başka sınav gelecek: Olgunluk Sınavı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan Akşam'a açıkladı. Özcan yeni üniversiteye geçiş sisteminden vakıf üniversitelerinin duruma kadar pek çok konuda 1.7 milyon öğrenciyi ve ailelerini ilgilendirecek çarpıcı açıklamalarda bulundu.
ARTIK TOP MEB'DE
- En çok tartışılan konu YGS. Bu ülke üniversite sınavını sevmiyor. 1974'te de sevmedi. Değişiklik düşünüyor musunuz?
Yani 140-180 puan barajıyla üniversite çokken kontenjanlar boşken YGS'nin bu derece hedef noktasında olması sizi ve sistemi yormuyor mu? Yani daha farklı yöntemlerle öğrenci almak, öğrencileri daha farklı ölçmek gibi değişiklilerden bahsediyorum. Çalışmalarınız ne boyutta?
Katılıyorum, bir şeyler yapmak lazım. Öğrenciler çok yoruluyor, bütün hayatları boyunca bu imtihanları dikkate alarak çalışıyorlar ve bu yüzden müzik, fotoğraf gibi sosyal aktivitelerle hobileri gelişemiyor. İşin özeti yüksek öğretimi talep eden sayı biraz aşağı inerse biz bu sınavları başka şekilde yaparız. Üniversite sınavları o kadar merkeze oturdu ki artık liselerde ders yapılamaz oldu. Ama size söyleyeyim, biz çalışmayı tamamladık, MEB'e gönderdik. YGS'yi kaldırıp yerine 'olgunluk' sınavını getiriyoruz. Böylece lise bitirme sınavını getirip ortaöğretim başarı puanını da bu sınavın sonucundan alacağız. Bu sınavı MEB yapacak, biz sadece LYS yapacağız. Öğrenciler lise son sınıfta 'lise bitirme sınavı'na girecekler bu sınav öğrencinin lisede gördüğü derslerle ilgili olacak. Eğer hazırlıklarımızı yapabilirsek bu sınavda açık uçlu soru da sorabiliriz. İşte o zaman öğrencinin lise eğitimini desteklemiş oluruz. Öğrenciler bu sınavı geçmeden üniversiteye gidemeyecekler. Bu sınavı geçen öğrenciler LYS'ye katılıp tercih yapabilecekler. Sınavın bize bir faydası da öğrencinin hangi dersten başarılı olduğunu göreceğiz. O zaman belki LYS'de de öğrenciyi buna göre yönlendireceğiz. Ama tekrar söyleyeyim bundan sonra top MEB'dedir.
RANDEVULU SİSTEM
- Bahsettiğiniz öğrenci sayısının bir belirli limiti var mı?
Şu an da yaklaşık 550 bin öğrenci liseden mezun oluyor, yüksek öğretimi talep eden öğrenci sayısı 300 bin civarında olsaydı bugün daha farklı şeylerle uğraşıyor olurduk.
- Kısa vadede ne yapmayı düşünüyorsunuz?
İlerleyen zamanda öğrencileri aynı gün sınav yapmayıp randevu sistemiyle sınav yapacağız. Ve bir de IB, SAT gibi sınavlarla da üniversitelere öğrenci alacağız.
- Beşinci YÖK Başkanısınız. Önceki dört YÖK başkanının toplamda açtığı kadar üniversite açıyorsunuz ve kontenjanları 1 milyona çıkartıyorsunuz. Nihayetinde şimdi üniversitelerde boş kontenjan kalacak noktaya geldik. Ne tür önlemler alacaksınız?
Devlet üniversitelerinin açılması ile ilgili bizim bir kararımız olmadı. En son şu olayı anlatmak isterim. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız Adana'ya gitmiş ve bir üniversiteye daha ihtiyacı olduğunu tespit etmiş. YÖK'ün araştırma yapıp zemin hazırlamaktan başka bir etkisi yok. Siyasi kararlar. Eğer bir kredi vermek gerekiyorsa belki o krediyi vakıf üniversitelerine vermek gerekir.
- Devletin siyasetçileri, sizlerin bunu yapabildiğinizi gördükleri için bu kadar hızlı gidiyorlar yani?
Evet, engel çıkarmıyoruz. Hiçbir hükümet kuruluşuyla, birimiyle kavga etmemeye çalışıyoruz. 20 yılda 21 tane tıp fakültesi açılmış. Kontenjan artışı sadece 18 olmuş. Sonunda 3 öğrenciye 1 öğretmen denk geliyor. Hem kaliteli öğretime devam edeceksiniz hem de ülkenin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar doktor yetiştireceksiniz. Biraz da kolayına kaçtılar. Bu sene göreceksiniz bir programın kaydı 10'dan aşağıdaysa o bölümü kapatma kararı aldık. Bir bölüme 1 ila 9 arasında kayıt alan yerleri ya da mevcut öğrencisi o kadar olan programlarımızı bir dahaki yıl açmayacağız bu yılda bu kadar kayıt varsa kapatacağız ve öğrencilerimizi başka programlara gitmeleri konusunda yönlendireceğiz. Öğrencilerin daha kolay iş bulabilecekleri yerleri teşvik edeceğiz.
İLK KEZ 1869'DA UYGULANDI
Olgunluk sınavları Osmanlı döneminde ilk kez Mektebi Sultani'de (Galatasaray Lisesi) 1869'da uygulanmaya başlandı. 1955'te olgunluk sınavı yerine lise bitirme sınavları getirildi. 1974'teyse ÖSYM'nin kurulmasından itibaren kaldırıldı. Gerek olgunluk sınavı gerekse lise bitirme sınavları öğrencinin lise eğitimini tamamlayıp tamamlamadığını ölçmeye yarayan sınavlardı. Sonucuna göre lise mezuniyeti belirlenir ve öğrenciler üniversitelere başvurabilirlerdi.
ÖZEL EĞİTİM KREDİSİ VERMELİYİZ
YÖK Başkanı Özcan vakıf üniversitelerinde okumak isteyen öğrencilere kredi vermek istediklerini söyledi. Özcan şöyle konuştu:
'ABD'deki gibi mortgage'a benzer bir eğitim kredisi sistemini gerçekleştiremedik, hangi kredi kurumuna gittiysem olmadı. Öğrenci vakıf üniversitesinde okumak istiyorsa biz ona 20 yıl gibi vadeli kredi sağlayalım istedik. Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel bu konuyla ilgili uluslararası eğitim uzmanlarını bir araya getirdi ve konferans düzelendi, kendisine bu konuda müteşekkiriz. İnsanlar maddi durumları olmadığı için devlet üniversitesi talep ediyorlar bu da devlet üniversitesinin yükünü artırıyor. Kredi sistemi olursa hem bu yük vakıflara da dağılacak hem de vakıf üniversitelerini ayakta tutmayı başarabileceğiz.'
Vakıf üniversiteleri zarar etmemeli
- Bir vakıf üniversitesinde burslu program tam dolup ücretli program boş kaldığında bu üniversitelerde bursluluk oranı yüzde 50'lere çıkıyor. Bazı vakıf üniversiteleri ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bir önlem alacak mısınız?
Üniversitelerden kontenjan istekleri geliyor. Çok afak” bulduklarımızı hemen arayıp uyarıyoruz. Bir vakıf okulu istediği kadar kontenjan olabilir. Yeter ki kendisi laboratuvarı olan bir bölümse yeteri kadar laboratuvarı olacak o zaman belki karışırız. Biz vakıf üniversitelerine çok iyi bakmak istiyoruz. Çünkü bunlar hakikaten devletin elinin kısa kaldığı yerlerde bize kol verdiler yardım ettiler. Onu için bunların sağlam ve sürdürülebilir olmasını istiyoruz. Vakıf üniversiteleri bunların hesabını güzel yapsınlar mezun ettiği öğrenciyi iş bulabileceği alanlarda eğitim versinler ve de kalıcı olsunlar.
- 'Vakıf üniversiteleri belli alanda uzmanlaşsınlar' diyordunuz. Bu amaca doğru gidiyor musunuz?
Evet gidiyoruz. Türk Hava Kurumu üniversite kurdu, Acıbadem Üniversitesi tıp alanında kuruldu. Kurulacak olan üniversiteleri birazcık zorluyoruz
- Peki dünyadaki yükseköğretim nereye doğru gidiyor?
Mesela ABD'ye baktığımızda her bir üniversitede birkaç konuda tema oluyor. Harvard'ın tıp alanı iyi iken Yale'nin sosyal bilimleri iyi olabiliyor.
- Burada aynamız ABD mi?
Yok ama doğru bir gidiş. Bir üniversitenin bir alanda iyi öğrenci yetiştirmesi sistemin ihtiyaçlarına daha iyi cevap verir durumda. Şu anda 165 üniversite var ama 200'e kadar ulaşmak istiyoruz. Kontenjan doldurmakta güçlük çekiceğiz. Bu yüzden master ve doktora öğrencileri için dışarıdan İngilizce gereksinimi ortadan kaldırıldı. Dışarıdan öğrenci gelirse kontenjanımızı doldurabiliriz yoksa azıcık tehlike görüyoruz. Özellikle vakıf üniversiteleri. Neden zarar etsinler. İnsanlar bir iyilik yapmak için bu okulları kuruyor biz onlara zarar ettirirsek çok hoş bir şey olmaz. Vakıfların tehlikeye gireceğini düşünüyorum.
YGS İYİ YÖNETİLEMEDİ
- YGS krizi neden yaşandı? Gerekli zamanda müdahale edebildiniz mi? Ali Demir görevine devam edecek mi?
Yargı süreci bittiği gün konuşmaya başladık. Karışmak zorundayız çünkü ÖSYM'nin müşterisiyiz. Ayrıca öğrenciye özgü soru ve cevap kağıdı isteğimiz dahilinde gelişti. Ali Bey'in isteğiyle ilgili değil. Bu medyaya yansımadı. Süreç iyi idare edilemedi. Ali Bey'in yeni olması, sistemin zor olması, yeni şifreleme, güvenlik vs. Bilinenin aksine ÖSYM'de ki kadro eski, hiç değişmedi. Eğer yeni elemanlarla yeni ekip kurulsaydı belki sorunlar azalabilirdi. ÖSYM'nin başkanı görevinin başındadır. Bence ÖSYM bundan sonra Metaksan'la devam etmemeli. Metaksan kadrosunu değiştirmeyecekse Ali Bey tekrar düşünmeli. ÖSYM başkanı olsaydım sorunu tam tespit etmeden basın toplantısı yapmazdım. Eğer yapılan iş kimseye ayrıcalık tanınmamışsa ki yargı da onu söylüyor istifa etmemi gerektirecek bir durum olmazdı.