Abdülkadir Selvi/ Yeni Şafak
Krizi bitirecek formül
Yemin krizinin aşılması konusunda önemli bir çalışma yapılıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile BDP'lilerin Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i ziyaret etmelerini kast etmiyorum.
Cumhurbaşkanı Gül'ün yürüttüğü temaslardan da söz etmiyorum.
Onlar çözüm için gerekli olan zeminin hazırlanmasına katkı yaptı.
Diyalog kapısının aralanması sağlandı.
İki kanal açıldı.
Biri Cumhurbaşkanı'nın açtığı diyaloğ kanalıydı.
Diğeri ise Meclis başkanı Cemil Çiçek'in sürdürdüğü temas trafiğiydi.
Ancak burada farklı bir çalışmadan söz ediyorum.
Meclis'te, gözlerden uzak, kameraların olmadığı mekanlarda parti temsilcileri tarafından yürütülen çalışmayı kast ediyorum.
Bundan liderlerin bilgisi var.
Çünkü onların onayı alınarak başlandı.
Her aşamasında liderlere bilgi veriliyor ve onların onayı ile ilerleme sağlanıyor.
Sessiz sedasız yürütülen çalışmalar sonucunda, yemin krizini çözecek formül bulundu.
Partilerin üzerinde uzlaştığı bir metin ortaya çıktı.
Liderlerin talimatı üzerine kamuoyuna açıklanabilecek aşamaya gelindi.
Peki formül ne?
Ne diz çöktürecek, ne de tükürdüğünü yalatacak bir formül...
CHP ve BDP'yi Meclis'e gelmeye ve yemin etmeye davet eden, güçlü bir metin.
Ortak metin birkaç noktayı içeriyor.
Partiler, karşı karşıya olunan yemin sorununun çözümü için özgürlükçü bir Anayasa yapma konusunda güçlü bir taahütte bulunuyorlar.
Ayrıca siyasetin karşı karşıya olduğu diğer yasal engellerin kaldırılması için TBMM'de çalışma sözü veriyorlar ve "Gerekli olan yasal düzenlemelerin yapılacağı" vaadinde bulunuyorlar.
Özgürlükçü bir Anayasa'nın yapılmasının ve yasal düzenlemelerin gerçekleşmesinin yolunun partiler arasındaki diyalog ve uzlaşmadan geçtiğine vurgu yapılıyor.
Ekleme olursa 5, yoksa 4 paragraftan oluşan metinde, kamuoyuna taahhüt edilen hususların gerçekleşmesinin yolunun TBMM'den geçtiği belirtiliyor.
Yeni Anayasa'yı yapmak ve yasal düzenlemeleri gerçekleştirebilmek amacıyla partiler göreve çağrılıyor.
Kimseye tek başına fatura kesilmiyor.
Hiçbir parti ya da lider, gelecekte olacak ya da olmayacaklar konusunda peşinen bir yükümlülük altına sokulmuyor.
Sorun dört parti tarafından omuzlanıyor. Ortak bir çözüm üretiliyor. Herkes elini taşın altına koyuyor.
Böylece başından beri yanlış tutulan iş, ilk kez doğru olan zemine oturtulmuş olacak.
Ayrıca sorunun çözümünde her parti sorumlu kılınırken, hiçbir parti tek başına fatura ödemek gibi bir zorunlulukla karşı karşıya bırakılmıyor.
Formül şu; partilerin temsilcileri tarafından hazırlanan metin, bir taahütname olarak kamuoyuna açıklanacak.
Kimse kimseye çağrı yapmayacak. Kimse kimseye güvence vermeyecek. Ama herkes herkese çağrı yapıp, herkes herkese güvence verecek.
"Güçlü bir çağrı" bekleyen CHP'nin yemin etmesi ve BDP'nin meclise girmesi süreciyle birlikte krizin çözümü sağlanacak.
Bu gelişme gerçekleşirse, önümüzdeki hafta CHP milletvekillerinin kürsüye çıkarak yemin etmesine tanık olabiliriz.
Bu çok güçlü bir ihtimal.
Hem Cumhurbaşkanı Gül'ün diyalogları, hem Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in yürüttüğü temaslar, hem de Başbakan Erdoğan'ın parti temsilcilerinin bir formül üzerinde çalışmasına onay vermesi, yemin krizinin çözümü için atılan önemli adımlar.
Ama çözüm kapısını aralayan formül, Başbakan Erdoğan'ın ortak çalışma yapılmasına onay vermesiyle birlikte açıldı.
Yemin krizinin müsebbipleri olan CHP ve BDP, üst üste taktik hatalar yaptılar.
BDP, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin faturasını YSK'ya değil, haksız ve insafsız bir şekilde Başbakan Erdoğan'a kesmeye kalkıştı.
Kemal Kılıçdaroğlu, krizin düğmesine bastıktan sonra, sistemi çökertecek olan şalteri Başbakan Erdoğan'a kaldırtmak istedi.
Ergenekonla mücadelenin sembolü olan Erdoğan'ı bir anda Silivri'yi boşaltan, Ergenekon davasını çökerten biri konumuna düşürmeye çalıştı.
Kılıçdaroğlu bir künde atmaya kalkıştı, ama sırtı yere geldi.
Siyaseten herkes bir fotoğraf verdi.
Bundan sonrası için artık Meclis'in,"Topal ördek" konumundan kurtulması gerekiyor.
O aşamaya geldik.
CHP'lilerin milletvekillerinin düşürülmesi ve ara seçim gibi hesaplar geride kaldı. Şimdi gündemde, önümüzdeki hafta yemin edilmesi konusu var.
Meclis tatile girmeden yemin krizi çözülecek.