Dikkat! Kur'an'ı Anlamaya ve Yaşamaya Başlatır!
Namaz Gönüllüleri Platformu'nun kurucusu ve aktif üyesi ve Hilal Tv "Namazla Diriliş" programı yapımcısı, Ahmet Bulut'un yeni çalışması okuyucuları ile buluşuyor. 98 baskı yapan ilk kitabı "Namaz Dirilişe Çağrı" ile iyi bir tirend yakalayan Bulut, "Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim?" eseriyle de büyük bir boşluğu doldurdu. Yeni kitabı "Kur'an'la Yaşamak" ile Kur'an'la insanlar arasındaki engelleri kaldırıp, köprü olmak istiyor. Bulut kitabı hakkında bakın neler söylüyor:
"İlk emri "Oku" olan ve çokca okunan bir kitap Kur'an'ı Kerim. Aynı zamanda en az anlaşılan bir kitap. Peki hiç düşündük mü ne kadarımız onu anlıyor/ anlamaya çalışıyor ve anladıklarıyla amel ediyor? Ya da şöyle soralım kendimize, günlük yaşantımızda hayatımıza ne kadar yön veriyor kitabımız? Bize yol kılavuzu oluyor mu okuduğumuz kitabımız? Yoksa sadece ibadet kitabı olarak mı okuyoruz onu?
Ülkemizde anlamak için okuyanların oranı sadece % 5. Anladıklarını yaşamaya çalışanların oranı kaçtır bilemiyoruz? Hepimizin ortak derdine deva olması için "Kur'an'la Yaşamak" isimli çalışmayı yaptık. Okuyanları Kur'an'a yaklaştırsın, anlamak için teşvik etsin, "yaşayan Kur'an" olmaya şevklendirsin istedik. Çok şükür ilk güzel haberi Bursa'dan aldık.
Bursa'nın Keles ilçesinde yaşayan Yener kardeşim, kitabı bitirmeden evinde ailesiyle Kur'an'ı anlamak için meal okuyarak işe başlamış. Sadece bu netice bile kitabın gayesi açısından güzel bir haber olarak yeter diye düşünüyoruz.
Peygamber Efendimizin "Ya Rabbi Kur'an'ı kalbimin baharı kıl." duası kitabımızın parolası. Kur'an'ı kalbimizin baharı kılmak için okumak, okuduklarımızı anlamak, anladıklarımızı yaşamak bizim olmazsa olmazımız. Çünkü yarın hesap gününde "Kur'an'a uyup uymadığımızdan hesaba çekileceğiz." Peygamberimizin sav şefaatine en çok muhtaç olduğumuz günde biz ümmetinden tek şikayeti," Kur'an'ı mehcur bırakmamız." dan olacak. Efendimizin sav, şefaat edeceklerinden mi yoksa şikayet edeceklerinden mi olacağımızı Kur'an'la olan ilişkimiz belirleyecek.
Öyleyse kitabımızla olan ilişkimizi gözden geçirmek için "Kur'an'la Yaşamak" güzel bir rehber kitap olacak.
Kitaptan enfes bir örnek, Muhammed İkbal ile babasının hatırası. İkbal şöyle anlatıyor:
"Gençlik yıllarımda her sabah namazından sonra iki saat Kur'an okurdum. babam yaptığım işi görmesine rağmen her sabah gelip soruyor:
- Oğlum ne yapıyorsun? Diyor, ben de elimdeki mushafı gösterip;
- Kur'an okuyorum cevabını veriyordum. Tam iki sene belki onlarca defa elimde mushafı görmesine rağmen ne yaptığımı sordu. Bir gün yine adeti üzere yine sorunca:
- Babacığım biliyorsun ki Kur'an okuyorum; ama yine de ne yaptığımı soruyorsun. Bir şey mi demek istiyorsun? dedim. Babam şöyle cevap verdi:
- Evladım, evet biliyorum ki elinde mushaf var. Ama ben ona bakmanı değil, onu okumanı istiyorum. Muhammedim! Kur'an'ı sana sesleniyor gibi okur ve her ayetten alacağın şeyleri alırsan o zaman gerçekten okumuş olur ve istifade edersin."
"Kur'an'la Yaşamak", niçin Kur'an okumalıyız, nasıl okumalıyız, ne zaman okumalıyız sorularına cevap verirken, Sevgili Peygamberimizin sav ve ashabının Kur'an'ı nasıl okuyup, anladıklarını ve hayatlarına kılavuz kıldıklarını gözler önüne seriyor. İlk nesil örneklerinin yanında günümüzden de çarpıcı örneklerle, okuyucunun dikkati canlı tutuluyor. Özellikle günümüzden örneklerle okuyucu, "İstersen sen de başarabilirsin." düşüncesine sevk edilerek yüreklendiriliyor. Yukarıda verdiğimiz ilk örnek işte bunun isbatıdır.
Profesyonel çizimlerle sayfa sayfa süslenen; kıssalar, yaşanmış öyküler, büyüklerin Kur'an'la ilgili tavsiyeleriyle okunması çok daha zevkli hale getirilen kitap, tüm insanlara, anne-babalara, imamlara, öğretmenlere, öğrencilere ve insanların Kur'an'la buluşması için yüreği yanan herkese hitap ediyor.
Takdim yazısında Senai Demirci, Bulut hakkında şöyle şahitlik ediyor:
"İkizim" Kur'an'la tanışmam da, Ahmet Bulut kardeşimle tanıştığım yıllara denk geliyor. Gönlünde Kur'an nüshası taşıdığına şahit olduğum kardeşlerimdendir Ahmet Bulut. Hakkındaki "güzel zannı"mı, sözsüz ama keskin, sessiz ama sürekli bir dua olduğunu bilerek sürdürüyorum.