Banu Güven’in ayrılması ve ardından “Hükümet baskısı sebebiyle NTV’den ayrıldım” açıklamasıyla bir anda medya dünyasında çetin tartışmalara sebep olan NTV, bugünlerde kapsamlı bir değişim sürecinden geçiyor. Bundan böyle yorum ve tartışma programlarına yer vermeyecek olan kanalın yeni yayın politikasını dergimize anlatan Doğuş Yayın Grubu Genel Müdürü Cem Aydın “Ajans haberciliği” yapacakları yönündeki tahminleri doğrulayarak “Yorum ve tartışma izlemek isteyenlerin çok fazla seçeneği var zaten. Biz bilginin peşindeyiz” diyor.
Cem Aydın, Banu Güven’in ayrılışının ardından kimi köşe yazarlarının kendilerine ağır bir dille yüklenmesini ise “Bizde yayına çıkmak isteyip çıkamayan, NTV ile bir ilişki kuramayan, NTV’nin yok saydığı bazı kişilikler durumu fırsat bilip ‘bir de ben vurayım’ dedi sanıyorum... ” diye açıklıyor ve ardından ekliyor: “Medyanın ne yazık ki en önemli problemlerinden biri de yeni yeni ortaya çıkan, kavga ve çatışmadan beslenen, altyapısı zayıf yazarlar.” Doğuş Grubu’nun Kasım ayı ortasında yayına girecek yeni kanalı TVen’in tüm eğlence kanallarına rakip olacağını da sözlerine ekleyen Aydın, ezber bozan, cesur ve yenilikçi bir kanal yaratmak için çaba harcadıklarını belirtiyor.
Her gün NTV’den yeni bir haber alıyoruz. Ya bir ayrılık ya yeni bir transfer... NTV’de neler oluyor? NTV’nin yeni bir yapılanmaya gittiğini biliyoruz. Neden böyle bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç duydunuz?
Kuruluşundan bugüne her yıl bir yenilik iddiasıyla çıkmaya çalıştık izleyicinin karşısına. Bu yıl ise temeli güçlendirmeye karar verdik. İşimizin temeli haber. Haber yayıncılğını daha anlaşılır, izleyicinin ihtiyacını en kapsamlı şekilde karşılayacak bir standarta getirmeye çalışıyoruz. Muhabir ve editör kadrolarını güçlendiriyor, eğitim çalışmaları ile eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyoruz. Haber Merkezi hem içerik hem de görsel açıdan bugüne kadar yaptığımız işin üzerinde bir haber kanalı kurmak için çalışıyor.
Neden bu değişime ihtiyaç duyduk, tartışma ve yorum programları neden kaldırdık?
Çünkü özelikle son dönem artık izleyiciye de yansıyan tahammülsüzlük, taraf ol baskısı bizim açımızdan yönetilemez hale geldi. Bir kanal hem ergenokoncu, hem komünist, hem yandaş hem candaş olabilir mi? Biz olduk.
Yayın ilkelerini ekrana vererek hem izleyiciye, hem siyasilere nerede durduğumuzu anlatmaya çalıştık, “Taraf olduğumuz sadece üç alan var; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları” dedik. Bu kanalın siyasi görüşü yok dedik. Ama pek başarılı olamadık. İnsanların dinlemekten, anlamaktan çok duymak istediklerini duydukları bir dönemden geçiyoruz. Biz de yapıyı değiştirmeye işimizin temeli olan habere dönmeye karar verdik.
Bu yeni yapılanma ile birlikte NTV ekranlarında neler değişecek? Kendinizi bu yeni dönemde diğer haber kanallarından nasıl farklılaştıracaksınız?
Bu değişimin bir nedeni de farklılaşma çabası. Birbirine benzeyen bu kadar kanal arasında NTV yine soğukkanlı ve sakin durmaya çalıştı ama rekabet bizi de zorladı.
Onlarca kanalda, çok fazla tartışma, konuşma ve çatışma programı ortaya çıktı. Üstelik kafaların açılması değil, daha da karışmasına yol açan programlar oldu bir çoğu. Çatışmadan ne kadar kaçarsanız kaçın, gerginlik bu tür programlara da yansıyor. İnsanlar da kavga eden insanları izlemeyi seviyor açıkcası.
Görsel ve içerik zenginliği ile diğer kanallardan farklılaşacağımızı düşünüyoruz, Türkiye’nin en güvenilir kanalı olma iddiamız sürüyor. İzleyici en hızlı ve anlaşılır haliyle haberi yine NTV’den alacak . Konunun gerçek uzmanlarını bulup çıkartacağız ekrana, yorum ve tartışma izlemek isteyenlerin çok fazla seçeneği var zaten. Biz bilginin peşindeyiz. Neyin, neden olduğunu anlamasını sağlayacağız izleyicinin. Rekabet açısından çok da detay vermek istemiyorum. Farklılığı 1 Ekim’den itibaren görmeye başlayacaksınız.
Şimdiye kadar yapılan yorumlar NTV’nin bundan böyle "Yorum yapmayan" diğer bir ifadeyle "ajans haberciliği" yapan bir kanala dönüşeceği yönünde. Gerçekten de artık "yorumsuz" bir NTV mi göreceğiz?
Yorumu izleyici yapacak, NTV’nin görevi olup biteni en anlaşılır haliyle izleyiciye ulaştırmak, haberi yorumla değil bilgiyle tamamlayacağız. Bunu hakkıyla yapabilirsek zaten yaptığımız işi bir adım daha ileri götürmüş oluruz. Daha önce de NTV’ye “ajans haberciliğj” tanımı yapılmıştı. Ajans dilinden bahsetmiyorum ama evet yorumsuz yalın haber anlamında doğru. Hakkıyla yapılırsa önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır. NTV’nin siyasi bir duruşu yok mu, olmayacak mı ? Hayır yok ve olmayacak. Olması kötü bir şey de değil, siyasi yayıncılık yapan kurumlar var. Ama biz yapmıyoruz.
Özellikle Banu Güven’in kanaldan ayrılması ve ardından"Hükümet baskısı sebebiyle NTV’den ayrıldım" açıklaması medyada geniş yer buldu. Ardından bir çok köşe yazarının NTV’ye ağır bir dille yüklendiğini gördük. Sizce neden Türk Medyasında birden bire böyle bir NTV karşıtlığı ortaya çıktı ve bu NTV’nin saygın marka imajına nasıl etki eder?
Etkilendik doğal olarak . Banu da bunu kötü niyetli yapmadı eminim, kuruma etkisini öngörmemiş olabilir. Bazen kurumdan ayrılan kişiler kurumun hayatına devam ettiğini unutabiliyor. Neyse anlaşılabilir kaygılarla hatlar karıştı. Banu sevdiğimiz, saydığımız bir arkadaşımızdır, O NTV’ye, NTV de ona değer katmıştır. Kendisiyle anlaşarak ve konuşarak ayrıldık. Kendini yaptığı programla, hayattaki duruşuyla tarif eden arkadaşlarımıza “hadi şimdi tekrar haber sunmaya başla” diyemiyorsunuz, bu da mesleğin gerçeği. O yüzden ayrılmak zorunda kaldık.
Sizce bu olayların ardından neden Türk medyasında birden bire böyle bir NTV karşıtlığı ortaya çıktı?
NTV’ye niye bu kadar yükleniyorlar? NTV Türkiye’nin en gözde en saygın markalarından biri. Yaptığı yayınlar, değişimler de doğal olarak konuşulup tartışılabilir. Ama bazıları ayarı biraz kaçırdı. Sağlıksız bir öfkenin dışavurumu gibi. Bizde yayına çıkmak isteyip çıkamayan, NTV ile bir ilişki kuramayan, NTV’nin yok saydığı bazı kişilikler durumu fırsat bilip bir de ben vurayım dedi sanıyorum. Medya’nın ne yazık ki en önemli problemlerinden biri de yeni yeni ortaya çıkan, kavga ve çatışmadan beslenen , altyapısı zayıf yazarlar. Bunların yanında çok düzgün eleştiri yazıları da çıktı. Çıkmalı da zaten. Mesela Amberin Zaman, Taraf gazetesinde NTV’yi eleştiren güzel bir yazı yazdı. Neyse ki kalemini dövmek için değil derdini anlatmak için kullanan yazarlar da var. Bizim problemimiz eleştiri değil düzeysizlik.
Sizin imzanızla yayınlanan açıklamada "Biz hiç mi yanlış yapmadık, elbette yaptık" dediğiniz bir bölüm var. Yazınızın bu bölümümedyada oldukça ciddi bir taktirle karşılandı. O bölümde ifade ettiğiniz hataları tekrar yapmamak içine ne gibi önlemler alacaksınız?
Hata yapmamak mümkün değil ama düzeltebilmek için hatayı anlamak gerekiyor. Yöneticilere, editör ve muhabirlere çok iş düşüyor. Bu işte bir yanlış on doğruyu götürüyor.
TV-en kanalıyla ilgili haberler de bir süre gündemde...
Biliyoruz bu projeyle ilgili pek konuşmak istemiyorsunuz ama dergimiz için birkaç tüyo verir misiniz? Nasıl bir içeriği olacak? Kime rakip olacaksınız?
Rakip eğlence kanalları. Ama o alanda da farklılaşmaya gerçek anlamda yeni ve alternatif olmaya çalışacağız. Varolanlardan bir tane daha yapmanın ticari ve mesleki olarak çok bir anlamı yok. Ezberbozan, cesur ve yenilikçi bir kanal yaratmak için çaba harcıyoruz. Kasım ortası yayına başlamayı hedefliyoruz. Ocak başı yayın akışımız oturmuş olur. Ama kendi tarzımızı, kimliğimizi gösteren yapımların ortaya çıkması 2012 Eylül gibi görünüyor.
Birkaç önemli dizinin astronomik rakamlarla TVen’e geçtiğine dair haberler okuduk. Bu haberlerin yapılma amacı sizce ne ve bu tür haberler şu aşamada sizi zora sokuyor mu?
Yanlış olmadıkları sürece diyecek bir şey yok. Rakamlar çok abartıldı, bize kimsenin bir şey sormaması biraz tuhaftı. Rakamı açıklayamazdık ama en azından doğru bir çerçeve çizmeye çalışırdık.
Ferruh ALTUN / MARKETING TURKIYE