Hamza Erdoğan
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, tek parti döneminde Dersim’de yaşanan acılardan dolayı devlet adına özür dilediği için Başbakan Erdoğan’ı ‘topluma kin ve nefret tohumları ekmekle’ suçladı. Ancak tek partinin, Dersim olaylarında ve daha sonraki süreçte halkı birbirine düşman etmek için raporlar hazırladığı ortaya çıktı. Atatürk’ün önerisi ile TBMM’de yıllarca Evrak ve Tahrirat Müdürlüğü yapan Necmettin Sahir Sılan’ın arşivinde çıkan belgeler, o dönemde yaşanlara ışık tutuyor. Aynı zamanda Fethi Okyar ve İsmet İnönü’nün başbakanlıkları döneminde özel kalem müdürlükleri de yapan ve 1992’de ölen Sılan’a ait belgeler, geçtiğimiz Mayıs ayında Türk Tarih Vakfı tarafından “Kürt Sorunu ve Devlet- Te’dip ve Tenkil Politikaları” adlıyla kitaplaştırıldı.
‘Vahşi sürüler ıslah edilmeli’
Belgelerde Dersim katliamı için zemin hazırlandığı açıkça anlaşılırken, halka “vahşi ve dağlı” gibi sıfatlarla hakaretler ediliyor. Bu durum belgelere şöyle yansıyor: “Tarih hadisatın tesirleri altında eski devirlerden beri Dersim civarında yerleşmiş olan ve aslen öz Türk soyundan oldukları halde zamanın ilcaatiyle hali hazırda bir Zaza-Kürt manzarası gösteren vahşi sürünün... her işten önce bunun ıslahı lüzumlu ve önemli bir iş sayılsa yeridir...”
Şafii ve Alevi ayırımını körükleyin
Dersim için hazırlanan resmi aporlarda telkin ve propaganda konusu ayrı bir önem taşırken, farklı mezheplerden Kürtlerin bir araya gelmemesi için önlemler alınması isteniyor: “Yaptırılacak propagandalarda her halde Şafii Kürtlerle anlaşmalarına meydan vermemesi ve bu aşiretlerin Türkleri ayrı görmesinin başlıca sebebi mezhep ihtilafı olduğundan hassaten eyice anlatılması...”
Renkli gözlü olanlar Türktür
Dönemin Cumhur Reisi ‘Milli Şef’ İsmet İnönü’ün emri ile Dersim Harekâtını yürüten 4. Umumi Müfettişi General Abdullah Alpdoğan tarafından hazırlanan 1939 tarihli raporda ise Dersimlilerin Kürtçe konuştuğu ancak şekil bakımından sarışın ve uzun boylu oldukları için Türk sayılmaları gerektiği iddia ediliyor.
Yine aynı raporda İstatistik Umum Müdürlüğü’nün 1937 tarihine ait “İstatistik Yıllığı’ kitapçığındaki istatistikler de eleştirilerek 1935’te yapılan sayım sonuçlarında 1 milyon 400 bin kişinin ‘ana lisanı’ hanesinde Kürtçe yazılmasına da itiraz ediliyor.
SÜRGÜNLERİN GÖNDERİLDİKLERİ BÖLGELER VE İLLER
DERSİM için hazırlanan raporlara yansıdığı kadarıyla harekatın ardından dönemin hükümeti tarafından hazırlanan 20 Mayıs 1937 tarihli kararname ile önce 2 bin daha sonra 5 bin olmak üzere toplam 7 bin civarında Dersimli’nin, Trakya, Çanakkale, Bilecik, Bursa, Kütahya, Balıkesir, Denizli, Aydın, Isparta, Burdur, Muğla ile Zonguldak, Keçiborlu, İzmit, Karabük, Fethiye ve Divriği gibi maden ve endüstri merkezlerine gönderilmesine karar verildi.