Çözüm sürecinin ‘tek sorumlusu’ olan Davutoğlu, koordinasyondaki birimleri Arınç, Akdoğan ve Ala arasında paylaştırdı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki 62. hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısında başbakan yardımcılıkları arasında görev dağılımı yapıldı. Dünkü Bakanlar Kurulu toplantısına yeni Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Yalçın Akdoğan, AB Bakanı Volkan Bozkır ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli ilk kez katıldı.
Atalay’ın görevleri
Çözüm sürecini koordinasyonda Atalay’a bağlı olan birimler de Davutoğlu tarafından Arınç, Akdoğan ve Ala arasında paylaştırıldı. Arınç, hükümette kendisine verilen görevlerin, Hükümet Sözcülüğü, Danıştay ile ilişkiler, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığı, MGK kararlarının ve görüşlerinin değerlendirilmek üzere Bakanlar Kurulu’na sunulması ve kabulü halinde bu tavsiye kararlarının uygulanmasının koordinasyon ve izlenmesi, insan haklarıyla ilgili kurulular ve insan haklarıyla ilgili konularda koordinasyon, Kıbrıs ile ilgili koordinasyon işlerinden oluştuğunu söyledi. Arınç, kendisine bağlı kurum ve kuruluşların ise, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu olduğunu bildirdi. Bu görevlerden önemli kısmı daha önce Atalay’a bağlı bulunuyordu.
Atalay’a bağlı olan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı da İçişleri Bakanı Ala’ya bağlandı.
Tek sorumlu Başbakan
Alınan bilgilere göre Bakanlar Kurulu toplantısında Davutoğlu çözüm sürecindeki görev dağılımı ile ilgili yeni bir modeli gündeme getirerek “Sorumlu hükümetin başı olarak ben olacağım. Bütün arkadaşlarımız çözüm sürecinin başarıya ulaşması için çalışacak. Sekreterya çalışmalarında da yardımcılarım Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan ile ilgili bakanlar görev alacak” dedi.
Arınç, bir gazetecinin “Yeni görevlendirmelerden çözüm sürecinin koordinasyonunda olacağınızı anlıyoruz” sözleri üzerine görevlendirmelerden böyle bir sonuç çıkabileceğini, ancak Başbakan’ın özel bir düşüncesi olduğunu söyledi. Var olan sekreteryanın güçlendirileceğini de kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
“Bu sekreterya içinde bazı bakan arkadaşlarımız yer alacaktır. Bunlar bendeniz, Sayın Akdoğan, Sayın İçişleri Bakanı, ilgili kurumların başkanları. Esasen yürüyen ve devam eden Terörle Mücadele Üst Kurulu ve diğer kurulların da koordinasyonu bana verilmiştir. Bunlar zaman zaman bazı konuları görüşecekler ve alınan kararların yürütülmesi konusu Başbakanımızın direktifleriyle tek elden götürülmüş olacaktır. Bazı bakanlarımızın bu süreçte özel rolleri bulunmaktadır. Diyelim ki Sayın Adalet Bakanımız, ada ile yapılan görüşmeler konusunda izin verme konusunda söz sahibi olduğu için ayrıca bilgi sahibidir de. Şunu bana soruyorsanız, ‘bunun tamamen sorumlusu siz misiniz’, hayır ben değilim. ‘Sayın Akdoğan mı’, hayır o da değil. ‘Sayın Kurtulmuş mu, Sayın Babacan mı’, o da değil. Bunun tek sorumlusu Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’dur. Yetkiler onun elinde toplanmıştır”
‘Yeni tehditler var’
Arınç, istihbarat örgütleri, terörle mücadelede görevli olan pek çok kurumun koordinasyonuna ve daha sıkı bir işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Arınç, “Eğer Terörle Mücadele Üst Kurulu veyahut da buna ilişkin kurumlar, sadece PKK terörüne göre iş yapmak üzere kurulmuşsa artık bunların işlevselliğini de kaybettiğini söyleyebiliriz. Çünkü sadece PKK değil, bugün artık yeni tehdit unsurları, yeni örgütler var. Bunlar, Türkiye’nin güvenliğiyle doğrudan ilgili. Dolayısıyla Üst Kurul’un çalışmalarını, teröre yönelik bütün örgütleri kapsayacak, bunun içinde şüphesiz IŞİD ve diğerleri de dâhil, yeni bir yapıya kavuşturmak istiyoruz” dedi.