TSK'nın Kozmik Odadaki aramaların ardından yeni bir piar çalışmasına başlayacağını iddia eden Emre Uslu medyada yer alan iki değerlendirmeninde buna işaret ettiğini söyladi.
İŞTE TARAF GAZETESİ YAZARI EMRE USLU'NUN DEĞERLENDİRMESİ
Kozmik Oda'dan olay çıkacak
Bir haftadır Türkiye Kozmik Oda'dan ne çıkacağını konuşuyor. Benim iddiam şu: Sekiz mermi olayından sonra ister bir şey çıksın ister çıkmasın Kozmik Oda araştırması bitince olay çıkacak.
Öncelikle, Yeni Şafak'a verdiğim söyleşide altını çizdiğim fakat gündeme gelemeyen bir hususa dikkat çekmek istiyorum:“TSK planlı bir karşı operasyonla şimdiye kadar değişik nedenlerle yıpranmış imajını düzeltecek bir hamle de yapabilir. Bu aramaların uzamasını biraz da buna bağlıyorum. Aramalar uzayıp beklentiler yükseltildikten sonra, oradaki hâkim ve savcı çıkıp bunca arama sonunda kanunsuz bir duruma rastlamadık diye açıklama yaparsa, bütün derin devlet ve kontrgerilla hikâyeleri çöpe gider. TSK yönetimi de en gizli yerimizi denetime açtık bir şey çıkmadı artık sütten çıkmış ak kaşığız diyebilir. ...hâkim ve savcılar gelene kadar bilgisayarları temizleyenlerin orayı da temizlemediklerinden emin olamıyorum. Oradaki suç unsurları temizlenmişse hâkim ve savcının da yapacağı çok şey olmayabilir. Bu da muhalefetin eline koz verir ve hükümeti yıpratmak için bulunmaz bir fırsata dönüşebilir.”
Bu değerlendirmelerime ilişkin işaretler gelmeye başladı. Ankara'da zihnen ve pratikte de TSK'ya akredite iki gazete temsilcisi, yazdıkları “özel” haberlerle yukarıdaki değerlendirmeyi doğruladılar. Önce “soruşturmayı yürüten yargı mensuplarına yardımcı oluyorlar ve sürecin sonuçlanmasını bekliyorlar. Yargı süreci bitmeden kesin yargıda bulunmuyorlar. Yargı süreci sonunda suç unsuru bir bulguya rastlanmazsa bu süreç TSK'ya olan güveni arttıracaktır” değerlendirmesi basında yer aldı. Bunu takip eden gün de aklama işlemi ikinci yazara geçti ve şu “haber” yapıldı. “Hâkim Kadir Kayan, Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki iki kozmik odaya girmeden önce brife edildi. Kozmik alana girmeye yetkili personel tarafından, odada ne tip bilgi ve belge olduğuna ve dosya düzenine ilişkin bilgilendirildi. Askerler, Kayan'a kurumun çalışma prensipleri, emir ve görev zinciri hakkında da bilgi verdi.”
Böylece hâkimin takip ediliyorum şüphesi ve hâkim ve savcıya gönderilen mermilerin yarattığı negatif etki silinmeye çalışıldı. İkinci günkü haberde ilginç iki ayrıntı da mevcut. “Olağanüstü durumlarda temas kurulacak sivil kişilerle ilgili kayıtları da gören Kayan, suç konusunu içermeyen ve soruşturmayla ilgisi olmayan gizli bilgi ve belgeler üzerinde inceleme yapmadan dosyaları kapattı.” Haberin final değerlendirmesini şu şekilde bitiriyor ikinci yazar: “Hâkim Kayan'ın elde ettiği bilgi ve belgeleri yakinen bilen yetkili askerî personelin ‘Şu an TSK'yı töhmet altında bırakacak bir durum yok' değerlendirmesinde bulunduğu ifade ediliyor.”
Bütün bunlara karşın Fehmi Koru, kaynağının koordinatör olduğunu düşündürtecek biçimde bir yazı kaleme aldı. Koru'nun kaynağı da “yargıcın kozmik oda soruşturması sonuna kadar gidecek ve çok başlar düşecek” iddiasında.
Bu durumda iki ihtimal ortaya çıkıyor. Birinci ihtimal, o odaların temizlendiği ve bundan dolayı “TSK'yı töhmet altında bırakacak bir durum” ortaya çıkmaması. Hal böyle olursa, diğer, o odadan “başlar düşürecek” sonuçlar doğacağına inanan kesim “hâkim susturuldu adalet kurşun gönderilerek baskı altına alındı” diye yaygara koparacak. Zira bunu destekleyici emareler de görülmeye başlandı. Hâkimin takip ediliyorum şikâyeti ile mermi gönderilmesi bu görüşü savunanlar için yeterli delil kabul ediliyor.
O odadan “başlar düşürecek bilgiler” çıkması durumunda zaten olay çıkacak. Bu durumda askere akredite gazetecinin satır aralarında kabul ettiği “Olağanüstü durumlarda temas kurulacak sivil kişilerle ilgili kayıtları da gören Kayan, suç konusunu içermeyen ve soruşturmayla ilgisi olmayan gizli bilgi ve belgeler üzerinde inceleme yapmadan dosyaları kapattı” bilgisi iki nedenle önem kazanıyor. Birincisi, asker de o odada sivil temas kurulacak sivil kişilerin kayıtlarının tutulduğunu kabul ediyor. Sanırım bu bilgi şu günlerde çok heyecan içinde olan hatta savcı ve hâkime mermi gönderme noktasına getirecek kadar paniklemiş “o sivilleri” rahatlatmak için oraya konuldu. “O dosyalar incelenmeden kapatıldı panik yapmayın” mesajı veriliyor açıkça. İkincisi, “olağanüstü durum” tanımının kim tarafından ve neye göre yapıldığı konusu. Örneğin darbe hazırlığı bir olağanüstü hal durumu mudur? Bu durumda sivillerle, örneğin milletvekilleri ve gazetecilerle irtibata geçilir mi? Bunların kayıtları var mı? Unutulmasın ki savcının o üç askeri mahkemeye sevkederken ileri sürdüğü iddialardan biri de darbe iddiasıydı. Dolayısıyla, hâkim, darbe girişimini “olağanüstü durum” olarak değerlendirirse, bununla ilgili sivillerle irtibata geçilmiş mi diye de bakabilir.
Bu noktada hâkim ve savcıya gönderilen mermilerin üzerinden parmak izi çıkmaması da, ilk etapta, “mermiden ve kriminal incelemeden haberdar profesyoneller göndermiş olabilir” değerlendirmesine neden oluyor. Zira 16 merminin ve kargo zarfının üstünde parmak izinin bulunamaması çok anlamlı. Kargoya mermileri veren ve avukat olduğunu iddia eden kadının o mermileri kargocuya verirken eldiven giyiyor olması gerekiyor. Sanırım kargocunun da eldivenin de bir anlamı olmalı. O mermili paketle, bir de, önceki yıllarda evine ya da işyerine kargoyla paket gönderilerek öldürülen aydınlar ve politikacılar hatırlatılmak isteniyor olabilir.
Fehmi Koru'ya not: Taha Kıvanç, Ahmet Altan'a ait “Ankara'yı iyi bilen gazeteciler arasında bir fısıltı dolaşıyor, habere ve yazıya dökülmüyor bu fısıltılar ama kulaktan kulağa yayılıyor” değerlendirmesinin kaynağı olarak tahmin ettiği kişi/ler/i doğru tahmin edememiş. Dolayısıyla kurgu yanlış olunca yazı da baştan aşağı sakat olmuş. Koru ve önemli kaynağı olgularla değil kurgularla hareket ettiği sürece maniple edilmeye açık hale geliyorlar...