Mısır’da 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimini devirmeye yönelik en ciddi girişime karşı İsrail devleti sessizliğini koruyor. Mısır’da Hüsnü Mübarek’ten önceki Devlet Başkanı Enver Sedat, 1979’da İsrail ile anlaşma imzalamış ve bunu hayatıyla ödemişti.
Mısır ayrıca Filistin’in Gazze bölgesinin ablukaya alınmasında İsrail ile benzer bir politika izlemişti. Bu yüzden İsraillilerin, Mısır’da yaşanan rejim değişikliğine soğuk bakmalarının bir sır olmadığı belirtiliyor.
MÜBAREK'E ÇIT YOK
İsraillilerin Mısır’da bir rejim değişikliği ile İslami bir hareketin iktidara gelmesinden ya da yönetimde söz sahibi olmasından endişelendiği kaydediliyor. Amerika’da faaliyet gösteren İsrail yanlısı bir grup olan Washington merkezli İsrail Projesi (Israel Project) adlı grup, İran’daki gösteriler sırasında demokrasi isteyen Yeşil Hareketi desteklemişti. Ancak grubun iletişim direktörü Alan Elsner, Arap ülkelerindeki protestoların, İsrail’in “istikrarını” da vurguladığını belirtiyor. Salon internet portalından gazeteci Justin Elliott’a konuşan Elsner, gruplarının Mısırlı göstericileri ne desteklediğini ne de karşı olduğunu belirtti.
İsrail’in olaylar karşısında nasıl bir konum aldığı sorusu üzerine ise Alan Elsner “Açıkçası tüm Amerikalılar ve İsrailliler gibi gelişmeleri büyük bir dikkatle izliyoruz. Bunun 30 yıldır devam eden bir otoriter rejim olduğunu biliyoruz. Özgür ev adil seçimlere izin vermedi, bunu anlıyoruz. Ama bu rejimin aynı zamanda 1979’da İsrail ile anlaşma imzalayan rejim olduğunu da biliyoruz ve Mübarek’in halefi bunu hayatıyla ödedi” dedi.
ENDİŞELERİ 1979'DAKİ ANLAŞMANIN BOZULMASI
Mısır’da Mübarek’ten sonra nasıl bir rejim olacağı konusunda bir şeyler söylemenin erken olacağını belirten Elsner, bazı endişeler olduğuna dikkat çekerek “Mübarek anlaşmaya riayet etti ve bu anlaşma istikrarın payandası oldu. Mübarek giderse, yerine gelecek hükümet bir endişe kaynağı olabilir. Yeni hükümetin anlaşmayı devam ettirip ettirmeyeceği de endişe kaynağı.” diye konuştu.
İran’da Mahmud Ahmedinejad aleyhinde demokrasi sloganıyla gerçekleştirilen gösterileri destekleyen İsrail Projesi’nin, yine demokrasi isteyen Mısır halkını desteklememesini nedeni sorulan Elsner, şu cevabı verdi: “İran ve Mısır hükümetleri arasında çok ciddi bir fark var. Mısır hükümetinin İsrail ile bir anlaşması mevcut ve ona saygı gösteriyor. Ayrıca İran gibi İsrail’e karşı düşmanca bir tavrı yok.”
AYAKLANMAYI GÖRMEK İSTEMİYORUZ
İsrail Projesi’nin Mısır’daki gösterileri desteklemek gibi bir planı olup olmadığı konusunda ise Elsner, gelişmeleri Mısır’ın içişleri olarak göreceklerini ve müdahale etmeyeceklerini kaydetti. Aynı gazeteciye konuşan Amerikan Yahudi Dernekleri Başkanları Konferansı’nın Başkanı Malcolm Hoenlein de benzer ifadeler kullandı. Hoenlein, “Biz her zaman demokrasiden yana hareketleri destekledik. Ama aynı zamanda aşırılık taraftarları tarafından istismar edilecek bir ayaklanmayı görmek istemiyoruz. Mısır’ın barış sürecinde yer almasını sürdürmeyecek ve barış anlaşmasındaki yükümlülükleri yerine getirmeyecek unsurların iktidara gelmesini istemiyoruz. Mübarek’in gitmesi böyle bir bozulmaya ve potansiyel bir tehlikeli değişime yol açacak. Emir yoluyla yapılacak bir reform sürecini tercih ederiz.” dedi
Mısır ayrıca Filistin’in Gazze bölgesinin ablukaya alınmasında İsrail ile benzer bir politika izlemişti. Bu yüzden İsraillilerin, Mısır’da yaşanan rejim değişikliğine soğuk bakmalarının bir sır olmadığı belirtiliyor.
MÜBAREK'E ÇIT YOK
İsraillilerin Mısır’da bir rejim değişikliği ile İslami bir hareketin iktidara gelmesinden ya da yönetimde söz sahibi olmasından endişelendiği kaydediliyor. Amerika’da faaliyet gösteren İsrail yanlısı bir grup olan Washington merkezli İsrail Projesi (Israel Project) adlı grup, İran’daki gösteriler sırasında demokrasi isteyen Yeşil Hareketi desteklemişti. Ancak grubun iletişim direktörü Alan Elsner, Arap ülkelerindeki protestoların, İsrail’in “istikrarını” da vurguladığını belirtiyor. Salon internet portalından gazeteci Justin Elliott’a konuşan Elsner, gruplarının Mısırlı göstericileri ne desteklediğini ne de karşı olduğunu belirtti.
İsrail’in olaylar karşısında nasıl bir konum aldığı sorusu üzerine ise Alan Elsner “Açıkçası tüm Amerikalılar ve İsrailliler gibi gelişmeleri büyük bir dikkatle izliyoruz. Bunun 30 yıldır devam eden bir otoriter rejim olduğunu biliyoruz. Özgür ev adil seçimlere izin vermedi, bunu anlıyoruz. Ama bu rejimin aynı zamanda 1979’da İsrail ile anlaşma imzalayan rejim olduğunu da biliyoruz ve Mübarek’in halefi bunu hayatıyla ödedi” dedi.
ENDİŞELERİ 1979'DAKİ ANLAŞMANIN BOZULMASI
Mısır’da Mübarek’ten sonra nasıl bir rejim olacağı konusunda bir şeyler söylemenin erken olacağını belirten Elsner, bazı endişeler olduğuna dikkat çekerek “Mübarek anlaşmaya riayet etti ve bu anlaşma istikrarın payandası oldu. Mübarek giderse, yerine gelecek hükümet bir endişe kaynağı olabilir. Yeni hükümetin anlaşmayı devam ettirip ettirmeyeceği de endişe kaynağı.” diye konuştu.
İran’da Mahmud Ahmedinejad aleyhinde demokrasi sloganıyla gerçekleştirilen gösterileri destekleyen İsrail Projesi’nin, yine demokrasi isteyen Mısır halkını desteklememesini nedeni sorulan Elsner, şu cevabı verdi: “İran ve Mısır hükümetleri arasında çok ciddi bir fark var. Mısır hükümetinin İsrail ile bir anlaşması mevcut ve ona saygı gösteriyor. Ayrıca İran gibi İsrail’e karşı düşmanca bir tavrı yok.”
AYAKLANMAYI GÖRMEK İSTEMİYORUZ
İsrail Projesi’nin Mısır’daki gösterileri desteklemek gibi bir planı olup olmadığı konusunda ise Elsner, gelişmeleri Mısır’ın içişleri olarak göreceklerini ve müdahale etmeyeceklerini kaydetti. Aynı gazeteciye konuşan Amerikan Yahudi Dernekleri Başkanları Konferansı’nın Başkanı Malcolm Hoenlein de benzer ifadeler kullandı. Hoenlein, “Biz her zaman demokrasiden yana hareketleri destekledik. Ama aynı zamanda aşırılık taraftarları tarafından istismar edilecek bir ayaklanmayı görmek istemiyoruz. Mısır’ın barış sürecinde yer almasını sürdürmeyecek ve barış anlaşmasındaki yükümlülükleri yerine getirmeyecek unsurların iktidara gelmesini istemiyoruz. Mübarek’in gitmesi böyle bir bozulmaya ve potansiyel bir tehlikeli değişime yol açacak. Emir yoluyla yapılacak bir reform sürecini tercih ederiz.” dedi