"Harama nazar ve iffet konusu her müninin özellikle de gençlerin imtihan oldukları ciddi bir husustur" diyen M. Yusuf Güven, düşünelim ve bir bakmada batmamanın yollarını arayıp bulmaya çalışalım maksadıyla herkese ama özellikle de gençleri aharama bakmaktan alıkoymak için koları sıvamış ve bu eseri kaleme almış:
"Gözü haramdan korumak mümkün müdür?" merak edilen bu sorunun yanıtını arayan ve okuyuculara sunan Yazar M. Yusuf Güven'in kaleme aldığı “Gözümü Haramdan Nasıl Korurum” bu olaya ayrıntılı cevaplar sunuyor.
Işık Yayınları'nca hazırlanan kitapta,"Sen gözleri bilir misin? Hani içimizdeki âlemden dışarıya açılan pencereler…Bazen uçsuz bucaksız mavi bir rüya.. Bazen yeşil bir coğrafyanın dinginliği.. Bazen de derin okyanusların, muammayı çağrıştıran dipsiz karanlığı.. Yerde ve göklerde bulunan bütün zerreler, gerçek göz sahipleri için Hakk'ı ilân eden, Rabb'in varlığını ve birliğini haykıran, O'na itaat eden, O'na şükreden, zikreden ve secde eden birer delildir. Göz nimeti de bu varlık âlemine bakması ve ibret alması için insana verilmiş en büyük nimetlerden biridir. Güneş, ay, yıldızlar, kara, deniz, dağ, taş, dere, ova, gece, gündüz, karanlık,aydınlık, sema, arz ve bunlar arasındakileri temaşa edip Rabbin büyüklüğünü kavramak, onların kendi dilleri ile Rabblerini tesbih ettiğini ve O'nun varlığını ve birliğini haykırdığını görmek, onların insanların emrine verildiğini hissetmek, mevcudatın nasıl yaratıldığını düşünmek, gözün insana verilme sebepleridir. Gözün şükrü ise yaratılış âyetlerini seyrederek ibret almak ve Yüce Allah'ın bakmayı haram kıldığı şeylerden gözü sakındırmaktır. Mümin erkek ve kadınlara gözlerini haramdan sakınmalarını emir buyuran Yüce Allah, bizlere görebileceğimiz şeyler için bir sınır koymuş ve bu sınırları aşanları da uyarmıştır. Yedi tabakadan yaratılan gözün bir tabakasına gelecek zarar bu nimetin zevali demektir. Gözü verenin, gözü veriş sebebine riayet etmek de kulun göz nimeti adına yerine getireceği birinci vazifedir" deniliyor.
"Gözümü haramdan neden alamıyorum?" sorusuna verilen cevapla başlayan eser, bakma tiryakiliğine dikkat çekiyor ve 'ortam böyle' tarzı savunmaları irdeleyerek, arkadaş belası gibi ince noktalara değiniyor.
"Gözümü haramdan nasıl korumalıyım?" başlıklı ikinci bölümde gözü korumakla aklı korumak ve hafıza, zeka, terbiye, eğitim ve sağlık arasındaki ilişkilere yer veriliyor.
Kitabın üçüncü bölümünde gözün haramdan nasıl korunacağına dair bilgiler verilirken dördüncü bölümde dinimizde harama bakmanın hükümleri hatırlatılıyor...
Habar 7 kitap Sayfası olarak bu kitaptan sizlere göz kirası olarak, "İslam'da kaç tür bakış vardır" başlıklı kısmı seçtik.
İslam'da kaç tür bakış vardır
Dinimizde gözlerimizin bakmasının yasaklanıp yasaklanma-dığı şeyler konusunda üç türlü bakışın olduğunu söylememiz mümkündür
Mendub Bakış
Bu bakış teşvik edilen ve göz nimetini kullanmanın gerektiği hususları içine alır. Yani Allah'ın biz kullarına verdiği göz nimeti bu alanlarda kullanılmalıdır.
Bu da ikiye ayrılır: Zahir ve batın mendub bakışlar...
Bunları şöyle sıralamak mümkündür:
• Basiret ve dikkatle, tefekkür etmek ve ibret almak için gözü Allah'ın saltanatını gösteren varlığın iç yüzüne yöneltmek bu çeşit bir bakıştır. Bu bakış ile zahiri gözün aralığından batini sırların kapısını çalmak mümkün olur. Herşeyi muhteşem bir nizam ve intizamla yaratan Allah'ı bilmeye götürür bu bakış. Çünkü bütün bir kâinat insana Allah'ı anlatan kelime ve satırlarla doludur.
Ne güzel söylenmiştir:
Kâinatın satırlarını düşün ve tefekkür et,
Zira onlar sana Celil olan Rab'dan birer mektuptur.
• Âlim, salih ve fazilet ehli kimselerin yüzlerine bakmak da bu tür bir bakıştır. Zayıf bir hadis bile olsa Efendimiz'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Âlimin yüzüne bakmak ibadettir." Bundan dolayı sahabe efendilerimiz gözlerini Efendimizin yüzünden hiç çevirmemişlerdir.
• Kur'an-ı Kerim'e yani mushafa bakmak da mendup bir bakıştır. Efendimiz bir keresinde "Gözlerinize ibadetten nasibini verin." demişti. Sahabe efendilerimiz bunun nasıl olacağını sormuş, Efendimiz de şöyle buyurmuştu: "Mushaf'a bakmak, tefekkür etmek ve anlattığı şeylerden de ibret almaktır."
Kur'an'ın yanında hadislere bakmanın, onları tefekkür etmenin ve ibret almanın da aynı manada olacağını belirtmek gerekir. Bu hususta Hz. Osman'ın çokça okuyup teemmül ve tefekkür ettiğinden dolayı okunamaz hâle geldiği için iki mushafı parçaladığı rivayet edilir.
• Evlenmeyi düşündüğü bir kadının yüz ve ellerine bakmak da mendup bir bakıştır. Hatta bunun hadislerde teşvik edildiği belirtilir. Tabii ki bu bakışın halvet meydana gelmeden olması şarttır. İhtiyaç anında bakmanın tekrarının olabileceği, üç ile buna bir sınır koymanın gerektiği de belirtilmiştir. El ve yüzü haricinde bakmanın sınırı aşmak olduğu da fıkıh kitaplarında anlatılmaktadır.
Mubah Bakış
Avret yerleri haricindeki bütün mubah şeylere bu çeşit bir bakıştır. Altın, gümüş, ipek, yemek ve nimetlere bakmak gibi. Bu husustaki şart da bakılan şeyde bir münkerin olmamasıdır. Altın ve gümüş kaplara, zalim kimselerin eşyalarına ancak hakir görmek ve inkar niyeti ile bakılabilir.
Bir ihtiyaçtan veya bir zaruretten dolayı kadınlara bakmayı mubah gösteren hususlar da şunlardır:
1- Nikah akdi ki evli eşler birbirlerinin bütün bedenine ba-kabilirler. Avret mahallerine bakmalarının mekruh ve haram olduğuna dair iki görüş de bulunmaktadır. Bunu anlatan hadiste avret yerine bakmanın körlük (kalb gözünün görmemesi) getireceği ifade edilir. Eşi vefat eden erkek, öldükten sonra eşine bakamaz, artık onun için yabancı bir kadın durumuna dönüşür. Hanefî âlimler ise ölümün sadece bakışı ve dokunmayı keseceğini belirtirler.
2- Temyiz yaşına ulaşıncaya kadar küçüklük de bakmayı mubah kılan sebeplerdendir. Ferci hariç avret yerleri ile diğer yerleri arasında fark yoktur.
3- Neseb, süt veya akrabalık (musahare) bağıyla birbirlerine mahrem olmak da bakışı mubah kılar. Bu durumda da göbeği ile diz kapağı haricinde bakmak mubahtır.
4- Din ve iffet anlayışları bir olduğu müddetçe aynı cinsten olan insanların birbirlerinin göbek ve diz kapakları arası hariç bakmaları mubahtır. Kâfir bir kadının müslüman kadına veya fasık bir kadının iffetli bir kadına bakması ise mubah değildir.
5- Kölelik de şehvetle olmadıktan sonra göbek ve diz kapağı haricindeki yerlere bakmayı mubah kılar. Fakat âlimlerin çoğu bu meseleyi sedd-i zerai açısından değerlendirmişler ve mefsedeti def etmek için buna olumsuz yaklaşmışlardır.
6- Zaruret ve ihtiyaç durumları da bakışı mubah kılan hususlardandır. Aşağıda anlatılacak bu durumlar için en başta belirtilmesi gereken kıstas, zaruretlerin gerektiği ölçüde bakışı mubah kıldığıdır. Bu ihtiyaç ve zaruretlerin hangi alanlarda olabileceğini şu şekilde ele alalım:
a- Evlenmek için bakmanın hükmü daha önce geçmişti.
b- Eğitim ve öğretim için duyulan bir zaruretten de söz edilebilir. Bu durumda fitneden emin olunduğu müddetçe yüze bakmanın mubah olduğu belirtilir. Bunun için de öğrenilecek şeyin namaz, abdest, gusül, hayız ve nifas gibi vacip şeylerden olması veya sadece bir eğitmenden öğrenilebilecek bir sanat eğitimi olması gerekmektedir. Bu hususta imam Nevevî'nin bu fikirlerine karşı çıkanlar olmuş ve perde arkasından da bunları öğrenmenin mümkün olduğu söylenmiştir9 ki fitne asrında bu tür şeylere daha bir dikkat etmek gerektiği açıktır.
c- Doktorun hastasını tedavi ederken tedavi maksatk olarak bakmak zorunda kaldığı yerlere bakması da bir zarurettir. Bu durumda öncelikle bayan bir doktorun olup olmadığına bakılır. Varsa bayan doktor tedaviyi yapar. Eğer yoksa "Zaruretler gerektiği ölçüde takdir edilir." prensibi ile hareket edilerek zaruretin gerektirdiği ölçüde adaletli bir doktorun tedaviyi üstlenmesi gerekir. Adaletiyle muttasıf bir doktor varken fasık bir doktorun veya Müslüman doktor bulunuyorken kafir bir doktorun tedavi etmesi doğru değildir.
d- Doğum yaptıran doktorların doğum esnasında kadının fercine ve avret mahalline bakmaları mubahtır.
e- Zina edenleri gören bir kimsenin şahitlik yapması için onların ferclerine bakması mubahtır.
f- Eğer gerekiyorsa ve bir zaruret söz konusu ise doğuma şahitlik yapmak için kadının fercine bakmak mubahtır.
f- Eğer gerekiyorsa ve bir zaruret söz konusu ise süt emzirmeye şahitlik yapmak için kadının göğüslerine bakmak mubahtır. Bu durum için fitneden ve harama düşmekten emin olma şartı getirenler de olmuştur.
Haram Bakış
Kötü bir fiile inkâr gözü ile bakılmadıktan sonra o bakış sahibini günahkar yapar. İnkâr gözü ile bakmak demek, işlenen kötü harekete kalben buğzederek, o fiili hakir görerek bakmak demektir.
Haram olan bakışlardan biri fitneden emin olunmadığı durumda şehvetle hemcinslerine bakmaktır.
Kişiye evlenmenin haram olduğu kadınların avret yerlerine, saçlarına hatta tırnaklarına bile bakması haramdır.
Mekruh Bakış
Mekruh olan bakışlar da evli eşlerin birbirlerinin ferclerine bakmaları ve namazda iken gökyüzüne bakmaktır.