Eğitim ve Değişim Derneği E-der, İstanbul Medipol Üniversitesi işbirliği ile Eğitim Değişim Seminerleri’nin ilkini Medipol Üniversitesi konferans salonunda yapıldı. ‘İslam Medeniyetinde Bilim’ başlığı ile gerçekleşen seminerin konuşmacısı da İstanbul Medipol Üniversitesi Doğa ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tübitak Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Talip ALP oldu.
E-der başkanı Ali Kocadayı’ nın açılış konuşmasını yaptığı seminer akademisyenler, sendika ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü ve çeşitli branşlardan öğretmenlerin katılımı ile gerçekleşti.
Kocadayı açılış konuşmasında seminerlerin amacını şöyle dile getirdi: “Eğitim ve Değişim… Hem derneğimize, hem de üniversitemizle gerçekleştireceğimiz bu projeye isim olma ilhamı veren iki önemli kelime, kavram. Eğitim-öğretim faaliyetlerinden birinci derecede beklenen şey olumlu yönde tutum ve davranış değişikleridir. Değişime vesile olmayan eğitimin amacına ulaştığını söyleyemeyiz.
Değişime; bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimizi görmezden gelerek, kadim tarihimizden gelen örf ve adetlerimizi örseleyerek, din, vatan, bayrak, millet, ahlak, maneviyat gibi ortak değerlerimizi öteleyerek, sırf değişmek uğruna körü körüne teslimiyetçi olmak doğru bir yaklaşım tarzı olmamalı. Değişim rüzgârına kapılıp taklitçilik girdabına yakalanmamalıyız.”
Seminere konuşmacı olarak katılan İstanbul Medipol Üniversitesi Doğa ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tübitak Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Talip ALP ‘İslam Medeniyetinde Bilim’ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Talip ALP, konuşmasında İslam Medeniyeti’nin bilimle alakası yokmuş, bütün büyük buluş ve gelişmelerinin altında Batı Medeniyeti varmış gibi sunulmasının haksız ve gerçek dışı olduğunu belirtti. Ancak son zamanlarda bazı akademisyenlerin gerçeği bilimsel olarak tespit edip bu gerçekleri itiraf etmeleri de memnuniyet vericidir dedi.
Prof. Dr. Talip Alp, İnsanlığın tecrübelerinin kolektif olduğuna dikkat çekerek, medeniyetin milattan önce Sümerliler, Babiller ve diğer medeniyetlerin katkılarını kabul etmeden anlaşılamayacağına dikkat çekti. Sümerliler, Babilleri, Babiller’in medeniyeti Mısır’a, Mısır’da okuyan Yunan Filozofları’nın da batıya taşıdığını görmezlikten gelemeyiz diyen Prof. Dr. Talip Alp konuşmasında şunlara dikkat çekti: İslam Medeniyeti yalnız bir kılıç medeniyeti değil tam bir bilim medeniyetidir. Batının karanlık çağ diye adlandırdığı karanlık batının karanlığıdır. MS 500-1500yılları İslam Medeniyetinin pırıl pırıl parladığı son derece aydınlık bir çağdır. İslam’ın gelmesiyle karanlık dünyaya bir can gelmiştir. Şam, Endülüs, Bağdat, Kahire, İstanbul gerçek birer medeniyet merkezidir. Bu günkü gelinen teknolojik gelişmelerin temelinde Endülüs’ü görmemek kabul edilemez. Ülkemizde okuma yazması zor denilen Arapça yüzyıllarca hem doğuda hem batıda bilim dili olmuştur. İnsanın aklına acaba bu millet geçmişinden haberdar olmasın diye mi alfabe değiştirildi şüphesi geliyor.
Herkes fonksiyonların türevlerini Newton yaptı diye biliyor ama bugün ortaya çıktı ki Newton’dan 400 sene önce Şerafettin Tusi fonksiyonların türevini almıştır. Hepimizin sadece şiirleri ile tanıdığı Ömer Hayyam en büyük dahi matematikçilerden birisidir. 3. Dereceden denklemleri ilk çözen adamdır. Yaptığı Celali Takvimi 5000 yılda 1 gün sapma gösterirken, bugün kullanılan Gregoryan takvimi 2500 yılda 1 gün sapma göstermektedir. İslam Medeniyeti’nde hastaneler 8. Y.y.da başlıyor. Batı hastaneyi İslam Medeniyeti’nden alıyor. İbn-i Sina’nın El-Kitap Fittıb eseri 6 asır baş kitap olarak okutuluyor. İbni Sina bir dahidir. 57 yıl yaşamış. 270 eser yazmıştır. 43 kitabı Tıp, 22 kitabı Ruh Bilimi, 15 kitabı Matematik üzerinedir. 5 ciltlik bir de tefsiri vardır. Daha tespit edemediğimiz bir çok eseri olan bir dahi İbn-i Sina. Aynı dönemde yaşayan büyük Türk alimi Biruni Newton’dan 700 sene önce, Netwon’un matematiksel olarak ispatladığı yer çekimi kuramı üzerine ilk fikirleri El-Biruni ileri sürdü. Geliştirdiği teleskoplar ile gözlemleri sonucunda, gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü doğrulayan Galileo’dan 600 sene önce, ‘dünyanın döndüğü’ fikrini El-Biruni savundu. Ebul Kasım ez-Zahravi 11. Y.y.’da Endülüs’te açık kalp ameliyatı yapmış, kedi barsağından imal ettiği iplikle de ameliyatta dikişi kullanmıştır. Bununla da kalmamış ameliyatlarda kullanılan 200 kader aletin de çizimini yapıp bunları bir kitapta toplamış. Bu arada optik biliminin ilk kurucusu İbni Heysem’i söylemeden olmaz. El-Cezeri’nin dikey hareketi yatay harekete çevirme fikri olmasaydı belki tekerlek daha uzun yıllar bulunamayacaktı. El-Cezeri’nin 50 den fazla icadı var. İlk pompayı icad edip tasarlayıp imal eden kişidir.
Tabi daha bir çok örnek var. Büyük haritacımız Piri Reis’n dünya haritası hala bilim dünyasını şaşırtmaya devam ediyor.Biz de ilim adamları olarak hala yeni yeni farkına varıyoruz bir çok gerçeğin. İşte bizim olan, bizim medeniyetimize ait olan değerlerin öğrenilmesi öğretilmesi lazım. Mutlaka MEB Müfradatına bunların girmesi lazım. İslam Dünyası’nın sanılanın aksine dünyayı etkileyen şaheserleri olduğunu insanımızın bilmesi lazım. Bunlar bilinmeze bir özgüven eksikliğinin olması tabiidir.
Maalesef bir dönem ilim ve teknolojiden kopmuşuz, Batı ilim ve teknoloji ile bize fark atmış. Bunu da kabul etmeliyiz. Osmanlı son döneminde yenilenmemiz lazım diye düşünmüş ama yanlış alanda yenileme gayreti olmuş. Askeri alanda yenilenmeye kalkışmışız. Bilim ve teknoloji olmadan gelişme olmaz. Cenab-ı Hak ilim kapısını açık tutmuş. Talep edersen olur. Siz isteyin ben de icabet edeyim diyor. Medeniyetlerin temeli ilim, bilim ve teknoloji ile kurulmuştur. Yine öyle olacaktır.