Ergenekon soruşturması kapsamında yeni bir irtica fişi ortaya çıktı. 27 Şubat 2004 tarihli, Jandarma Kurmay Albay Hasan Atilla Uğur’un imzalı “İrticai Kadrolaşma Çizelgesi”, 76 üst düzey bürokratın fişlendiğini gösteriyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında ortaya çıkan 6 Şubat 2004 tarihini taşıyan ve altında Jandarma Kurmay Albay Hasan Atilla Uğur’un imzası bulunan “İrticai Kadrolaşma Çizelgesi” , Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar'ın bugünkü köşesinde yayınlandı.
Çizelge 76 üst düzey bürokratın fişlendiğini gösteriyor.
İŞTE O YAZI :
Şamil Tayyar / Star
İrtica Fişlemesi
Ergenekon soruşturması kapsamında yeni bir irtica fişi ortaya çıktı. 6 Şubat 2004 tarihini taşıyan ve altında Jandarma Kurmay Albay Hasan Atilla Uğur’un imzası bulunan “İrticai Kadrolaşma Çizelgesi”, 76 üst düzey bürokratın fişlendiğini gösteriyor.
“Güvenilir bir kaynaktan kadrolaşma faaliyetlerine yönelik elde edilen bilgiler” olarak tanımlanan çizelge, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlıkları’na gönderilirken, çizelgedeki bilgilerin güncelleştirilmesi isteniyor.
O tarihte Başbakanlık danışmanı olan ve şimdi Türk dış politikasının mimarı olarak gösterilen Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, jandarmanın irtica fişlemesindeki en dikkat çekici isim olarak yer alıyor. Çizelgedeki “referans” bölümünde “Dışişleri Bakanı Abdullah Gül” yazılı.
Yine dönemin Kültür Bakanlığı Müsteşarı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, dönemin DSİ Genel Müdürü Çevre Bakanı Veysel Eroğlu ile eski Batman Valisi Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, çizelgedeki diğer kritik isimlerden.
O çizelgedeki üç isim, şimdi bakan... İki isimse devletin en üst düzey bürokratları...
Radikal Yazarı Hasan Celal Güzel’in o dönem Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı olan eşi Ülker Güzel de irtica çizelgesinde ismi yazılı olanlar arasında yer alıyor.
Ergenekon sanığı Turan Çömez’in referansıyla atandığı iddia edilen Eti Bor Genel Müdürü M. Ahmet Dere ve Abdüllatif Şener’in kardeşi Erdemir Başkanvekili Abdullah Şener, çizelgedeki ilginç isimler.
Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karakol inşa eden TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar da irticai kadrolaşmaya örnek olarak gösterilen bir başka isim.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu’nun kardeşi Mehmet Azmi Aksu (Şeker Fabrikaları Genel Müdürü), Süleyman Karaman (TCDD Genel Müdürü), Cihanser Erel (Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı), Muhittin Bal (Sağlık Bakanlığı Personel Genel
Müdürü), Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu (Hudut ve Sahiller Genel Müdürü, Trabzon Belediye Başkanı), İbrahim Atalay (Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı), Sabri Erbakan (Karayolları Genel Müdürü), Mustafa Esen (Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı), Ahmet Şirin (Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı), Kemal Albayrak (Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı) gibi çok sayıda bürokrat mürteci olarak gösteriliyor.
Dönemin Tarım Bakanı Sami Güçlü’nün makam şoförü Mehmet Oğuz dahi bürokraside irticai kadrolaşmanın örneği olarak gösterilmiş.
Liste hayli kabarık: Hasan Ekiz, Ali Altıntaş, Yasin Kalem, Osman İlter, Hasan Gül, Ömer Duman, Fikret Üçcan, Mustafa Bakar, Haluk Akşit, Mehmet Gürbüz, Hüseyin Avni Coş, Yusuf Ziya Göksu, Enver Salihoğlu, Abdurrahman Gündoğdu, Candan Karlıtekin, Mehmet Büyükekşi, İbrahim Kapusuz, Hikmet Bulduk, Can Okan Çağlar, Zeki Sayın, Doğan Aktaş, Şükrü Öztürk, Şaban Şimşek, Yusuf Beyazıt, Nihat Pakdil, Aziz Babacan...
Çizelgede başka isimler de var, yazmaya bu sütunlar yetmez. Ergenekon sürecinin en önemli kazanımlarından biri, kuşku yok ki, mahkeme kararına dayanmayan, ne idüğü belirsiz “güvenilir kaynak” üzerinden insanların haksız yere fişlenmesidir.
Süreç, bu hukuksuzluğun sadece yakın döneme ait bir uygulama olmadığını gösteriyor.
Dönemsel olarak demokratları, solcuları, Kürtleri, ülkücüleri, Alevileri, muhafazakarları “tehdit unsuru” olarak fişlediler.
Yıllardır zihinlerinde ürettikleri sanal düşmanla tehdit algılaması oluşturup devlet ve toplum mühendisliğine soyunanlar, bu sefer fena tosladılar.
Ancak, son seks videosu gösterdi ki, hala yılmış değiller, oyun kurmaya devam ediyorlar.
Acılarla örülmüş 27 Mayıs’ın 50. yıldönümünde bile darbeciliği çözüm yolu olarak önerenlerin, ikbal için komplo kayığına binenlerin ve bol miktarda oyun kurucunun varlığı, bunu gösteriyor.
“Güvenilir Kaynak” baş
ağrısı çekse de kuyruk sallamaya devam ediyor.