"Maliki'yi, ilk işgal sırasında ABD’nin tayin ettiği ilk işgal valisi Paul Bremer, İran’ın bu tescilli ajanını, PASDAR’ın neferi Nuri El Maliki’yi “BAAS’sızlaştırma Projesi”nin başına getirdi." diyen Milat'tan Erdal Şimşek, Maliki'nin tam olarak eğitildikten sonra İran tarafından konuşlandırıldığını belirttiği yazısında çarpıcı bilgilere yer verdi.
Yaptığı zulüm ve işkencelerle adı Saddam El Maliki’ye çıktı. Değil Sünniler, Şiiler bile onun zulmünden nasibini aldı.
İran’ın Ortadoğu’daki en zalim ajanıydı. Ve şükürler olsun artık gidecek. Hem de İran’ın dinsiz-ateist adamı Beşşar El Esed’den önce.
MALİKİ-İRAN İLİŞKİSİ
Irak topraklarının gördüğü en büyük zalim ve mücrim hükûmet başkanı olan Cevad el Maliki Ebu Esra 1950 yılında Babil eyaletine bağlı Hille şehrinde doğdu. Saddam rejiminde Hille’de devlet adına görev ifa ediyordu. Ve 1979 yılında Humeyni rejiminden sonra İran’a gitti. 1987 yılına kadar İran’da kaldı. Burada Fanatik ve yobaz bir Şii organizasyonu olan Dava Partisi’nde Genel Sekreterliğe kadar yükseldi.
İran’da iken, parti adında örgütlenen cinayet şebekesinin Şehit Sadır Alayı komutanlığı da yaptı. Bu alay, İran’ın Ahvaz şehrindeki İran Devrim Muhafızları (PASDAR) Tugayı’nda konuşlandırılmıştı.
Tabi bu süreçte Türkiyede çok yanlış bir isimle bilinen İran İstihbarat Servisi Wezarete Ettela’at ve Amniyet-i Kisvar (VEVAK) tarafından suikast, soygun ve terör eylemleri konusunda eğitiliyordu. Yani anlayacağınız Nuri el Maliki, Netenyahu, Ehud Barak ve diğer İsrail Başbakan ve bakanları gibi çok iyi bir terör eğitiminden geçmiş, bir sürü insanı bomba, silah veya iple boğarak öldürmüştür.
SÜNNİ KATLİAMI YAPTI
İran-Irak savaşı boyunca bu çete Irak derinliklerine inip binlerce Iraklı Sünni sivili katletti. Dava’nın önde gelenler, “Maliki’nin Sadr Alaylarında iken bizzat öldürdüğü Sünni sayısının 100’ün üzerinde olduğunu” belirtiyorlar. Üstelik kendisi akademik eğitim almasına rağmen bizzat birçok Sünni akademisyeni katlettiği belirtiliyor.
Maliki’nin Esed aşkı sadece mezhepsel bir kaygı değil, bir minnet borcunun da ifadesidir. Çünkü Maliki, tam olarak eğitildikten sonra İran tarafından 1987’de Suriye’ye konuşlandırıldı. Baba Esed, Maliki’ye kamplar verdi. Ve Maliki, Suriye’den Irak’a sızarak terör ve tedhiş eylemlerine hız veriyordu.
Maliki, İran Devrim Muhafızlarının Kudüs Tugayları birlikleri ile birlikten Suriye Üzerinden Irak’a yoğun terör saldırıları yapıyordu. Maliki’nin Suriye’deki cinayet kampı Seyyide Zeynep’te bulunuyordu.
Saddam devrilene kadar Maliki, Irak’ta hep terör faaliyetlerinde bulundu. Faaliyetlerini İran’ın yönlendirmesi, lojistik, teknik ve istihbarat desteği ile Suriye topraklarını kullanarak yaptı.
Maliki bu süreçte Lübnan’da da birçok cinayete imza attı. 1980’lerde Lübnan Şii Emel Harketi’ne bağlı ölüm tugayı olan Lübnan’daki Uşşakul Hüseyin (Hüseyin Aşıkları) adlı grubun üyesi olarak Beyrut’taki Irak büyükelçiliğinin patlatılması da dahil birçok terör eylemi gerçekleştirdi. Grubun asıl görevi o zaman Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı askeri lider kadrosunun tamamının suikastlarla tasfiye edilmesiydi.
Ve 1982 yılında Siyonistlerin baskısıyla Lübnan’ı terk etmek zorunda kalmıştı. İran Hizbullah hareketi genel sekreteri olan Hasan Nasrallah’ın da içinde yer aldığı Şii Emel Hareketine bağlı bu terör grubu 80’lerin ortasında güney Lübnan’daki Filistin mülteci kamplarını kuşatarak toplu katliamlara girişti.
Nasrallah’ın neden Esed’in yanında yer aldığını ve Maliki’nin Irak’a başbakan olup iplerini eline aldıktan sonra, Bağdat’taki Filistinli mültecileri neden katliama tabi tuttuğunu umarım şimdi anlamışsınızdır İrancı ahmaklar.
Bana inanmayabilirsiniz ama FKÖ’nün film arşivinde Bu ölüm mangalarından biri olan Nuri El Maliki’ye Bağlı Haydar Tugayları’na bağlı birkaç terörist suikastçı yakanmış ve itirafları kayıt altına alınmıştı. Ve FKÖ’lüler bu konuda araştırma yapan herkese arşivlerini açıyorlar. Dileyen bunun bir kopyasını alabilir.
Saddam devrildikten sonra 2003’ten beri Nuri el Maliki Irak’ın en önemli siması ve son iki yıldır da bölgenin baş belası oldu.
Maliki’nin bunca açık CV’sine rağmen, ilk işgal sırasında ABD’nin tayin ettiği ilk işgal valisi Paul Bremer, İran’ın bu tescilli ajanını, PASDAR’ın neferi Nuri El Maliki’yi “BAAS’sızlaştırma Projesi”nin başına getirdi. Ve maliki de Irak’ta yakalayabildiği bütün BAAS yöneticilerini katlettirdi.
Binlerce BAAS’lıyı katleden maliki on binlerce Sünni memurun da işine son verip aç ve açıkta bıraktı.
İçimizdeki kurtçuklar olan İrancı ahmaklar, Irak’taki İran-ABD ortaklığını göremeyecekler mi hala?
Maliki sadece bir İran işbirlikçisi mi? Tabi ki hayır. İran üzerinden İsrail ile de çok sıkı fıkı dosttur.
İran’ın sıradan bir ajan olarak gördüğü Maliki, ABD tarafından adım adım Irak’ın başına getirildi.
Maliki, ABD tarafından Irak’a başbakan olarak atanır atanmaz, İran’daki günlerinde komutanı olan Kazım Kummi Bağdat’a büyükelçi tayin edildi. Ne tesadüf. Bremer’den görevini ikinci sömürge valisine devretti. Çünkü Bremer’in gidişi ile Kummi’nin tayini aynı günlere denk geliyor. Bu arada Dava Partisi’nin ünlü suikast ve katliam ordusu Mecmuatil Se’r (intikam tugayı) hala direkt Maliki’ye bağlıydı.
Nuri el Maliki’nin İran, Hizbullah ve Esed aşkının yanı sıra bir de İsrail-MOSSAD aşkı vardır ki akıllara seza. Bu aşk başlı başına bir dosya konusu. İran-MOSSAT-Nuri el Maliki üçgeni öylesine teşhir edilmeli ki hiç kimsenin aklında şek ve şüphe kalmamalı.
Nuri el Maliki’ye başta Ayetullah Sistani olmak üzere gençlerin gönlünün sultanı Mukteda Es-Sadr da karşı çıkıyor. Ve bütün desteklerini çektiler.
İran’ın gönüllü ajanı, Esed’in muhibbi, Hizbullah’ın neferi Maliki’nin düşürülmesini engellemek için ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Dün Bağdat’a gitti.
Yıllardır bağırıp duruyoruz, İslam Dünyası’nda ABD’nin eli ile İslamın tüm mezheplerine karşı olan İran Safevi Şihası Hilali kuruluyor.
Görünürde Esed düşmanı olan ABD neden Maliki’nin yıkılışını engellemek için yırtınıyor?