İran'da Şah'ı iktidara getiren Batı destekli 1953 darbesinin İran'da seçim sonrası yaşanan kanlı gösterilerin asıl nedeni olduğunu belirten Kinzer, 'Bugün İran'da ne görüyorsak, nedeni dış güçlerdir' dedi. Batı medyasının da iyi haber yapmadığını vurgulayan Kinzer, 'Olanı değil, olmasını istediklerini yansıttılar' diye eleştirdi.
İran'daki seçim süreci ve sonrasında yaşanan kargaşa tüm dünyanın ilgisinin çekmeye devam ediyor. İran'da olanlar için 'kadife veya karşı devrim' ifadeleri kullanılsa da İran Yönetimi'ni medyaya getirdiği sansür nedeniyle ülkede ne olup bittiğini anlamak oldukça zor. 'Şah'ın Bütün Adamları: Bir Amerikan Darbesi ve Ortadoğu Terörünün Kökler' kitabı ile ABD ve İngiltere'nin İran üzerince oynadığı oyunları anlatan New York Times'ın eski İstanbul muhabiri Stephen Kinzer de İran'da neler olup bittiğini kendi gözleri ile görmek için cuma günü İran'a gidecek. GYİAD Başkanı Pınar Eczacıbaşı'nın konuğu olarak İstanbul'a gelen Kinzer, Tahran ziyareti öncesinde AkŞam'ın sorularını yanıtladı.
- İran'da ne oluyor gerçekten. Sizce bu bir karşı devrim mi? Veya Kadife Devrimi'n ilk aşamalarındayız diyebilir miyiz?
Ben devrim sözünü sevmiyorum. Bence İran daha açık bir topluma doğru değişiyor. İran'da herkesin İsviçre gibi bir ülke istediğini düşünmüyorum. İran muhafazakar bir toplum.
- Çıkan olaylarda Batı medyasının manipülasyonu var mı?
Seçimlerden önce İran hakkında yapılan haberler iyi değildi. Batı medyası olmasını istedikleri ile olanları karıştırdı ve olmasını istediklerini haberlerde yansıttı. Ama çıkan olaylar, İranlıların demokrasiyi çok ciddiye aldıklarını gösteriyor. Dini liderleri 'bu iş bitti' dedi ama itirazlar sürdü. Seçim sonrası yaşanan problemlere rağmen, bu süreç olumlu şeyleri ortaya çıkardı.
- Seçimlerdeki hile iddialarına ne diyorsunuz?
Ben 1979 yılındaki seçimleri gazeteci olarak izledim. İran'da demokratik olmayan süreç hiçbir zaman seçimler esnasında, oylar sayılırken yaşanmadı. Demokratik olmayan süreç, adaylar belirlenirken, pek çok kişinin adaylığı tanınmayarak oluyor. Aradaki fark göz önüne alındığında, sonucun değişmesi ihtimali oldukça az.
- İran'daki gelişmeler ile ilgili Batılı ülkelerin bu kadar müdahaleci açıklamalar yapması doğru mu?
İran nükleer gücü dolayısı ile bölge ve dünya için son derece denge bozucu bir ülke olabilir. Gelecekte bir savaşa bile yol açabilir. O nedenle bu kadar ilgi çekiyor.
- Seçim İran'da bir şeyi değiştirecek mi asıl güç Hamaney olduğuna göre?
Hamaney'in en büyük otorite olduğu doğru. Bu nedenle seçimin ne ABD ile ilişkiler ne de nükleer konuda bir yeniden şekillendirmeye yol açacağını düşünmüyorum. Ancak, Başbakan Erdoğan'ın da dediği gibi 'Bu şarkı henüz bitmedi'. (Türkçe olarak) İran'ı izlemek lazım.
ABD VE İNGİLTERE İRAN'DAN SORUMLU
- Batılı güçlerin bu olaylarda sorumluluğu ne kadar?
Eğer Batılı güçler 1953'te İran'a karışmasalardı, İran'daki İslamcı hükümet oluşmaz, nükleer sorun ortaya çıkmazdı. Batılı güçler, İran'daki demokrasinin gelişimini durdurdukları için sorumlulukları büyüktür. Bugün İran'ın demokratik olmamasının temel nedeni dış güçlerdir. ABD ve özellikle İngiltere. Ben onları suçluyorum. Bugün İran'da ne görüyorsak, bunlara bizler 53 yılında sebep olduk. O zaman bu çok iyi anlaşılmadı ama müdahalenin etkileri uzun süre geçmedikçe anlaşılmaz. Geçen hafta yaşananlar tüm bu olanların sonucu. Ayrıca Bush etkisi de var. 'Bush'a nefretimi nasıl gösterebilirim? 'Onun en büyük düşmanlarından olan Ahmedinecad'a oy vererek' diye düşündü pek çok kişi. Buna dış dünya da katkıda bulundu ve İran'da ve dünyanın herhangi bir yerinde demokrasinin özendirilmesine karşı çok büyük bir tepki oluştu. Dış güçlerin bu durumda büyük sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.
MUSAVİ DEMOKRASİ KAHRAMANI DEĞİL
- Halk neden Ahmedinecad'ı destekledi?
Halkın çoğu eski molların pek çok yolsuzluğa karıştığının farkında ve Rafsancani gibi bir ismin Musavi'yi desteklemesi aslında ona zarar verdi. Musavi elitlerle özdeş. Ahmedinecad ise fakir insanlarla aynı dili konuşabilen bir kişi. Bu da onun pek çok İranlı ile bağlantı kurmasına yol açıyor.
- Musavi'nin İran'da bir şeyleri değiştirebileceğine inanıyor musunuz? İran'da 'değişim' ne ifade ediyor?
Musavi yeni bir fikir üretmedi. 'Açık bir toplum yaratmalıyız' dedi. Musavi'nin tüm insanları demokratik haklarını kullanmaya çağırmakla yanlış yaptığını düşünmüyorum. Ama insanların dışarıdan bakıp 'protestocular ölümlere yol açıyor' dememesi gerekli. Musavi'nin gelmiş geçmiş en büyük demokrasi kahramanı olduğundan da emin değilim. Bazıları buna inanmak istiyor. Kendisi, başbakanlığı zamanında çok da açık fikirli birisi değildi. İnsanlar değişir, evet, bu doğrudur. Ancak Musavi ne kadar değişti, bundan pek emin değilim.