Yazar : Hadi Özışık
Kaynak: Stargazete.com
- Murat Karayalçın’a soruyorum:-İnternet’le aranız nasıl?-Çok yoğunum, ilgilenemiyorum.
İnternet’te girmemek için, yoğunluk bir mazaret mi?
Hayır!
Bir kişi isterse, elindeki cep telefonuyla İnternet’e heran girebilir. Karayalçın yoğunluğu bahene etmek yerine, ‘ben bu mereti henüz keşfedemedim’ dese daha inandırıcı olur bence!
Meclis kulisinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’le karşılaşıyoruz:
-İnternet’le aranız nasıl?
-Mükemmel!
Hüseyin Çelik de yoğun...
İnternet’ten vazgeçemiyor ama:
-Her fırsatta İnternet’teyim.
-Faydası?
‘Sınırsız’ dedikten sonra, sözü İnternet Medyası’na getiriyor:
-Ne oldu sizin yasanız?
-Hiç!
Çelik, elimdeki yasa taslağını alıyor ve bu konuyla ilgileneceğine söz veriyor.
Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın makamındayım... Türkiye’nin ikinci adamı, elbette çok yoğun... Tahmin ettiğiniz gibi, aynı soruyu Toptan’a da sordum:
-Bir parçam!
-Zaman bulabiliyorsunuz yani...
-Elbette, İnternet’in zamanı mı olur? İsteyen kişi, her yerde İnternet’e girebilir. Ben hem Meclis’te İnternet’e giriyorum, hem evde... Televizyondan daha etkili, gündüz bir şey kaçırdıysam, yatmadan evvel son bir kez İnternet’i tarayıp, her şeyi öğreniyorum.
Binali Yıldırım için bir şey yazmaya gerek yok.
İnternet konusunda, Türkiye’de erken yol almış biri o...
Ve Melih Gökçek...
Tam bir İnternet kurdu...
Gökçek’in yerel seçimlerdeki en büyük kozu İnternet olacak!
Özeti şu:
Yukarıda saydığım isimlerin İnternet’e olan ilgisi aslında normal. Ama Türkiye’de İnternet konusunda henüz uyanamayanların sayısı fazla olunca, şaşırıyoruz ister istemez... Daha fazla şaşırsaydık keşke...