Üniversitelerdeki seçim sistemini doğru bulmadığını söyleyen Milli Eğitim Bakanı Çelik, üniversitelerin bir mütevelli heyet anlayışı ile yönetilebileceğini kaydetti. Başbakan bile bir daire başkanını üçlü kararnameyle atadığını nakleden Çelik, "Rektörlerin imparatorlar kadar yetkisi var" dedi.
2008-2009 Eğitim ve Öğretim Yılı'nın startını Gaziantep'te veren Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, basınla düzenlediği sohbet toplantısında hedeflerini açıkladı. İlköğretimde siyah önlüklerin ardından mavi önlüklerin de tarihe karışacağını belirten Çelik, eleştiri konusu yapılan rektör atamaları konusuna da açıklık getirdi.
Çelik, "Rektörlerin imparatorlar kadar yetkisi var. Bir mütevelli heyet anlayışı ile üniversiteler yönetilebilir" sözleriyle üniversite yönetiminde değişikliğe gidilebileceğinin sinyalini verdi. Türkiye'de yeni açılan vakıf üniversiteleriyle 25 dolayında üniversitede yabancı dil eğitimi yapıldığını hatırlatan Çelik, "11 Eylül saldırısından sonra Ortadoğulu, işte Araplar ve İranlılar dahil, bunlar artık ABD'de, İngiltere'de ve kıta Avrupa'sında rahatlıkla üniversite eğitimi yapamıyorlar. En azından böyle bir psikolojik problem var. Biz aslında bu eğitim meselesini çok iyi bir pazar haline getirebiliriz" dedi.
İslam ülkelerinden talep var Dünya'da 2.5 milyon öğrencinin kendi ülkesinin dışında eğitim gördüğünü vurgulayan Çelik, "Üniversite konusunda ciddi bir mobilizasyon var dünyada. Yabancı öğrenciler için pazar olma konusunda biz gerekeni yapamıyoruz. Azerbaycan'da sadece Bakü'de 4 bin Türk öğrenci var. Biz bütün dünyaya öğrenci gönderiyoruz. Fakat bizim ODTÜ, Hacettepe, İstanbul, Boğaziçi gibi üniversitelerimizi var. Ama dünyada öğrenci cezp edemiyoruz" siteminde bulundu.
Gerekli önlemler alınacak Türkiye'de, 70'li 80'li yıllarda dünya kadar Ortadoğu kökenli üniversite öğrencisinin bulunduğunu hatırlatan Çelik, Her geçen gün bu azaldı. Özellikle geçen sürede YÖK'ün kendi içine kapanık tavrından dolayı, biz Ortadoğu'daki öğrenci pastasından payımızı alamıyoruz. İslam Kalkınma Bankası'ndan bana geldiler. Dediler ki, '11 Eylül'den sonra bizim çocuklarımız kolay kolay başka taraflara gidemiyorlar. Biz, Türkiye'deki bazı üniversitelere destek olalım, şartlarını çok daha iyi hale getirelim ve buralara öğrenci gönderelim.' O zamanki YÖK adamlara randevu bile vermedi dedi.
Türkiye'nin başta Ortadoğu olmak üzere çevresinde 'üniversiteler üssü' haline gelmesi için uzun vadede gerekli tedbirlerin alınacağını ve bu yönde çalışmaların yapılacağını kaydeden Bakan Çelik şöyle konuştu: Türkler Bulguristan'a gidiyor Niye illa Türkçe şartı koyuyorsun? Bir İranlı veya Suudi Arabistanlı bir öğrenci gelip ODTÜ'de okumak istiyorsa, su gibi İngilizce biliyorsa niye engel çıkarıyorsun? Burada zaten kalınca ister istemez Türkçe öğrenecek. Burada dört yıl kalanın Türkçe öğrenmemesi mümkün mü? Milli Eğitim Bakanı Çelik, Türkiye'de eğitim görerek kendi ülkelerine giden öğrencilerin, oralarda Türkiye'nin elçisi gibi davrandıklarını da sözlerine ekledi. "Şu anda Kıbrıs'ta 45 bin öğrenci var, bunun 30 bini Türkiye'den gitmedir" diyen Çelik, son yıllarda Türk öğrencilerin Bulgaristan'ı tercih etmeye başladıklarını söyledi. Çelik, "Türkiye zenginleştikçe Batı'da okuyan öğrenci sayısı artıyor. Bir de, 'bir üniversite diploması alayım da neresi olursa olsun gideyim' diyenler var. Son dönemde Bulgaristan'a giden öğrenci sayısında ciddi artışlar var. Bulgaristan AB üyesi olunca onların diplomalarını otomatik olarak kabul ediyoruz. Böyle olunca buraya bir hayli yönelme var. Bir de buradaki üniversiteler ucuz. Hayat şartları da diğer Batı ülkelerine göre daha uygun" bilgisini verdi.
Sürekli eleştiri konusu yapılan rektör atamaları konusuna da değinen Çelik şunları söyledi. Mütevelli heyeti sinyali "Üniversitelerde rektörlük seçimlerini yapmak, üniversiteleri katletmektir, felç etmektir. Birileri söze başlayınca, 'Bütün dünyada böyle yapılıyor' diyorlar. Hangi ülkede böyledir; o dünyayı iyi kötü biz de biliyoruz. Rektörlerin imparatorlar kadar yetkisi var. Ben bir daire başkanını, bırakın beni Başbakan bile üçlü kararname ile atayabiliyor. Rektör, daire başkanı, genel sekreterini tek imza ile atayabiliyor. Üniversitelerdeki bugünkü seçim sisteminin doğru olmadığını düşünüyorum. Bir mütevelli heyet anlayışı ile üniversiteler yönetilebilir.
"İşte Bakan Çelik'in diğer konulara ilişkin çarpıcı açıklamaları: Af yolda geliyor "Öğrenci affı yolda. Bizim, Bakanlık olarak hazırladığımız öğrenci affı, 2005'ten bu yana olanı kapsıyor. Bunu yakında Başbakanlığa göndereceğim. Bakanlar Kurulu'nda görüşülecek. Orada hâkim olan durum nedir bilmiyorum. İşte çeşitli çevrelerden tarihle ilgili talepler var. Aftan yararlanacak 600 bin öğrenci var ama bunun 400 bini açıköğretim öğrencilerinden oluşuyor." İran'da Türkoloji bölümü "İran'da 30 milyon insan Türkçe biliyor. Fakat İran'da Azerice dahil Türkçe eğitim yoktur. Bizim zorlamamızla, bastırmamızla, bir Türkoloji bölümü açıldı. Tahran'da bir Türkoloji bölümü açıldı. İnşallah şimdi Tahran ve Tebriz üniversitelerinde de açacağız. Bizde kâğıt üzerinde 11 tane Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü var. Şimdi bunun faal olanı 3 tane. Bu Türk Dili Edebiyatı özellikle İran'ın tabu haline getirdiği bir şeydi, bu şimdi kırıldı." ÖSS sınavı kalkacak mı? "YÖK, şu anda kendi paydaşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla bu konuyu konuşuyor. Ne getirilirse getirilsin 1998'deki gibi olmayacak, yani öğrencileri şoke eden baskın sistemler olmayacak. Getirilen sistem bu yılki son sınıfları kesinlikle etkilemeyecek. Niye, çünkü onlar eski sisteme göre çalıştılar.
ONLÜK KALKIYOR KRAVAT SERBEST
İlköğretimde siyah önlüklerin ardından mavi önlüklerin de tarihe karışacağını belirten Çelik, "Tamamen serbest kıyafete geçme niyetinde değiliz. Ben şahsen, herkesin canı istediği gibi giyinip gelmesine taraftar değilim" dedi. Çelik, 2008-2009 yılından itibaren yeni kıyafetlerin velilerin beğenisine sunulacağını söyledi Çelik şunları kaydetti: "Tamamen serbest kıyafete geçme niyetinde değiliz. Ben şahsen, herkesin canı istediği gibi giyinip gelmesine taraftar değilim. Bunu bu şekilde yaptığınız zaman bu işin önünü alamazsınız. Yani, bin bir türlü başınıza dert alırsınız. Tamamen serbest kıyafete geçilse ne olur? Bu konuda bir araştırma yaptırdık, velilerin harcamaları en az 4 kat artıyor. Öyle zannedildiği gibi de bütün Avrupa'da herkesin canı istediği gibi derse girmiyor. Avrupa'nın birçok ülkesinde yine okul forması vardır. Gelecek seneden itibaren ilköğretimde mavi önlüğü kaldıracağız. Önlük olmayacak artık. Siyah önlük, bizim sefaletimizi örtmek içindi. Sonra mavi önlüğe geçtik. Hamdolsun Türkiye'nin ekonomik durumu biraz iyileştikçe kıyafet değişiyor. Biz modeller koyacağız. Onları internet üzerinden velilerin beğenisine sunacağız. 2009-2010 yılı için bunu uygulayacağız. Bu sene velilere ek bir yük getirme taraftarı değiliz." Kravat meselesine de değinen Çelik, "Buradaki esas mesele kravat, pantolon, ceket meselesi değil. Yönetmelikte, illa şöyle veya böyle olacak diye bir hüküm yok. Öğrenciliğe yakışır şeklide giyinilmesini emrediyor. Şimdi 40 derece sıcakta illa kravat takacaksınız demek öğrencilere işkencedir. Bu sene öğrencilerin kıyafetine müdahale etmiyoruz. İşte kravat takmadın diye kimse sormayacak" dedi.