İKT (İslam Konferansı Teşkilatı) Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu’nun ikincisi İstanbul’da 'Kamu Diplomasisi' başlığı adı altında tartışıldı.
Foruma 50 ülkeden yöneticiler, akademisyenler ve uzmanlar katıldı.
Foruma katılan ve bir tebliğ sunan Sudan Dışişleri Bakanlığı'ndan Büyükelçi Hassan B. Abdulwahab kamu diplomasisine ilişkin yaptığı konuşmasında her ülkenin başka bir ülkeden yardım aldığını belirtti ve bunu kamu diplomasisi olarak tanımladıklarını söyledi.
Abdulwahab, kamu diplomasisiyle halkların davranışlarının yeniden şekillendiğini ve bunun kaçınılmaz bir sonuç olduğunu belirterek, 'halkların davranışları video paylaşım isteleriyle, internetle değişiyor. Kamu diplomasisine ihtiyacımız var çünkü ülkelerimizi yönetmemiz gerekiyor' dedi.
'İSLAM'IN İMAJINI BOZDULAR'
Abdulwahab, kamu diplomasisi için dönüm noktasının ABD'ye 11 Eylül 2001 olduğunu söyleyerek, 'Bu tarihten sonra İslam'ın imajı kötülendi. Batılı akademisyenler İslam'la ilgili farklı düşüncelerini doğuya empoze etmeye başladı ve doğuyu İslam'ın korkunç bir din olarak algılanmasını sağladılar' dedi.
Sözlerini devam ettiren Abdulwahab, 'İslam medeniyetlerin ve medeniyetlerin düşmanı olarak gösteriliyor bunu durdurmak gerekiyor. Bunun için kamu diplomasisine İslam ülkeleri olarak geterince özen göstermeliyiz' dedi.
Abdulwahab, Hz. Muhammed'in kamu diplomasisini kullandığını belirterek İslam ülkeleri liderlerine sadece bunu örnek almaları gerektiği tavsiyesinde bulundu.
'DÜNYAYI İSLAMLAŞTIRMAKTAN VAZGEÇELİM'
Foruma katılarak tebliğleri değerlendiren müzakerecilerden önemli bir isim ise Ürdünlü Emekli Tümgeneral Mahmud İrdaisat'dı. İrdaisat, İslam dünyasının sürekli savunmada kaldığını belirterek artık aktifleşmesi ve mücadele etmesi gerektiğine vurgu yaparak, 'Topyekün İslam'ı savunmak yeterli değildir. Dünyayı İslamlaştırma hareketinden vazgeçmemiz gerekiyor, İslama çağırıp durmaktan vazgeçirmemiz lazım, dünyanın illlaki İslamlaşmasını beklemeden saldırmak lazımdır' dedi.
İrdaisat, bunların yapılabilmesi için kamu diplomasisinin gereklerinin yerine getirilmesinin önemli adımlardan bir olacağını savundu.
Forumda tebliğ sunan bir diğer isim de Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi ve haber7.com yazarlarından İbrahim Canpolat da güvenlik konusunun kamu diplomasisi kavramı içindeki yerini değerlendirdi.
Canbolat, güvenliği geleneksel anlamın dışında varlılığın sürekliliği olarak tanımladı ve varlılığın sürekliliğinin kabülünün de önemli bir ayak olduğunu belirtti.
Canbolat, güç kavramına da atıfta bulunarak 'güç karşıyı yok etmek değil erdem ve mahareti de içerdiğinde önemli olacaktır.' dedi.
Hz. Muhammed'in gücün denetlenmesi konusunda örnek alınması gerektiğini söyleyen Canbolat sözlerini şöyle sürdürdü, ''Hz. Muhammet nefisle mücadele büyük savaştır diyor, burada peygamberimiz gücün denetlenmesini ve süzgeçten geçmesini belirtmektedir. Ancak burada devlet merkezli güvenlik mi insan merkezli güvenlik mi sorusu karşımıza çıkmaktadır'' dedi.
Devlet güvenliği ile ilişkili olarak insan güvenliliğinin önemli olduğunu 'devletin yaşaması için insanın yaşatılması' gerektiğini vurguladı.