1981 MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasında Alparslan Türkeş'in avukatlığını üstlenen ve yaptığı savunma ile Türkeş'in tahliye olmasını sağlayan Av. Zeki Hacı İbrahimoğlu, o dönemle ilgili ilginç anılarını anlattı.
İbrahimoğlu, Türkeş'in Türkçülük davasında yargılanırken GATA'da başına gelen olayın ise onun davasına sadakatini ifadesi bakımından ayrı bir önem ifade ettiğini söylüyor.
1944 yılında Nihal Atsız gibi ünlü isimlerle birlikte Türkeş de Türkçülük-Turancılık suçlamasıyla yargılanmıştı. O tarihlerde üsteğmen olan Türkeş, rahatsızlanınca tedavisi için tutuklu bulunduğu Tophane Askerî Hapishanesi'nden GATA'ya sevk edilir. Türkeş, kendisine refakat eden iki asker ile hastanede muayene sırasını beklerken bir tabip tuğgeneralin dikkatini çeker. Doktor suçunun ne olduğunu sorduğunda Türkeş, "Efendim, ben Türk milliyetçisi olduğum için yargılanıyorum." cevabını verir. Bunun üzerine tuğgeneral, askerlere Türkeş'i odasına götürmeleri için talimat verir.
Avukat İbrahimoğlu'nun anlattıklarına göre, Türkeş'i karşısına alan tuğgeneral, "Senin ileride çocuklarına bırakacağın tek miras bu davadır. Ben senin tedavini burada yapacağım. Bir daha cezaevine göndermeyeceğim ve sadece duruşmalara gidip geleceksin." der. Ancak Türkeş bu teklifi kabul etmez: "Benim tedavimi yapın ve tekrar cezaevine geri gönderin. Aksi takdirde arkadaşlarım 'Türkeş de bizi sattı' diyebilirler. Ben bu sözü kendime söyletmem." GATA'nın yargılamalardaki rolü bugün de tartışma konusu. Silivri'de devam etmekte olan Ergenekon davasında ise emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, emekli Albay Arif Doğan, emekli Orgeneral Şener Eruygur GATA'ya gönderilmişti. Levent Ersöz'ün sevkinin usulsüz olduğu ortaya çıkmıştı.
ZAMAN