Zaman gazetesi eski yazarı Hüseyin Gülerce, Twitter'dan isyan etti. Kendisi hakkında linç kampanyası başlatığıldığını belirten Hüseyin Gülerce, "Geldiğim noktada durma kararı aldım. Dost bildiklerim, hakaretlere başladı" sözleriyle sitem etti.
"Hizmet'in temel ilkeleri terk edildi. Din, Kur'an hizmeti olarak inandığımız hareket hükümete karşı savaş diline sarıldı" diyen Hüseyin Gülerce, şunları yazdı:
CEMAAT'İN ÜSLUBU YANLIŞ
Geldiğim noktada durma kararı aldım. Çünkü iş, sosyal medyada linç kampanyasına dönüşmekle kalmadı. Dost bildiklerim, hakaretlere başladı.
35 yıllık Hizmet'in hatırına bugün bana hakaret eden, suçlayan herkese -varsa-şahsi hakkımı helal ediyorum. Allah'ın ve milletin hakkı başka...
Benim duruşum bir içtihat farkıdır. Üç yıldan beri (7 Şubat MİT krizinden itibaren) Hizmet hareketini temsil edenlerin, üslup yanlışı var.
ATEŞE BENZİNLE GİTMEYİN DEDİM
Sadece bu değil. Hizmet'in temel ilkeleri terk edildi. Din, Kur'an hizmeti olarak inandığımız hareket hükümete karşı savaş diline sarıldı.
Muhalefet partileri ile birlikte hareket edip siyasetin girdabına yuvarlandılar. Bu durumu ülkemiz, insanımız ve davamız adına yanlış buldum.
Muhtemel tehlikeleri ve bilhassa masumların uğrayacağı zararları önlemeye çalıştım. Adeta çırpındım. "Ateşe benzinle gitmeyin" dedim.
ARTIK BU KONULARDA KONUŞMAYACAĞIM
Gücüm yetmeyince Hizmet'ten ayrıldım. TV konuşmalarımla ve röportajlarla tarihe not düşmek istedim. Dinimin, vatanımın, davamın, insanımızın...
Zarar gördüğüne inandım. Duramadım, susamadım. Konumum itibariyle Allah indinde kendimi sorumlu hissettim. Bütün kabahatim budur...
Daha ileriye gitmeyeceğim. Artık bu konularda konuşmayacağım, yazmayacağım. Beni seven herkes, yakınlarım, bilhassa ailem "artık yeter" dedi.
CEMAAT HÜSEYİN GÜLERCE'YE NEDEN TEPKİ GÖSTERİYOR?
'Paralel yapı’ soruşturması kapsamında tanık olarak ifade veren bir dönem Cemaat'in Hüseyin Gülerce'nin 25 Aralık'ın darbe girişimi olduğuna yönelik sözlerine, Fethullah Gülen iftira davası açacağını duyurmuştu.
Kimseye iftira atmadığını belirten Hüseyin Gülerce, "Mahkemede hesaplaşmak en doğrusu" dedi.
"Sayın Fethullah Gülen hakkında bilgiler veren Twitter hesabından, 'H. Gülerce'nin iftiralarını mahkemelerde ispata davet edeceğiz' deniyor" ifadesini anımsatan Gülerce, konuyla ilgili olarak Twitter'dan şu açıklamayı yapmıştı:
HAYATIMDA KİMSEYE İFTİRA ATMADIM
Hayatımda kimseye iftira atmadım. Elimde somut bilgi, belge olmadan kimseye isnatta bulunmamaya çalıştım. Mahkemede hesaplaşmak en doğrusu.
Milletimiz, devletimiz için doğru olanın, hayırlı olanın artık ortaya çıkması lazım. Söz konusu olan hakikatin ortaya çıkmasıdır.
Hakikat aşkına hesaplaşmak bana ağır gelmez. 65 olan yaşımı, bahane etmek de ayıp olmuş. Mahkemedeki hesaplaşma, kime ağır gelir bilemeyiz.
FETHULLAH GÜLEN'İN BEDENİNDE İKİ İNSAN VAR!
Hüseyin Gülerce, Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan'a verdiği röportajda, "Şu anda Fethullah Gülen hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şöyle yanıt vermişti:
"Ben Hocaefendi'yi çok seviyorum. Dünyada dostluğundan şeref duyduğumu açıkladığım tek insandır Hocaefendi. Ben böyle samimi, ihlaslı, Sahabe Efendilerimizi hatırlatan başka bir kişi tanımadım.
Şimdi geldiğim noktada aynı bedende iki insan olduğunu düşünüyorum. Birisi benim çok sevdiğim, saydığım, kendisine nokta kadar zarar gelmesini istemediğim, ona yapılan hakaretlerin, saldırıların vicdanıma bıçak gibi saplandığı bir insan. Hâlâ öyle.
Bir de bu insanla aynı bedende yer alan, sadece ve sadece kendi kafasındaki Türkiye'ye ulaşabilmek için ne lazım geliyorsa yapabilen, ölçü tanımayan bir insan. Birisi için canınızı verebilirsiniz. Diğeriyse sizi ürkütüyor. Ona toz kondurmak istemiyorum. Ama vicdanıma sığdıramadığım, ilkelerime sığdıramadığım, Müslümanlık anlayışıma sığdıramadığım yanlışlar var. Onları da görüyorum. Duygularım çok karışık."
EKREM DUMANLI'DAN YANIT
Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ise köşesinde Gülerce'nin açıklamalarına kendi yazılarından yola çıkarak yanıt vermiş ve "İnsanları kırmaya, üzmeye, suçlu göstermeye ve dolayısıyla cevap hakkı doğuracak suçlama yapmaya gerek yok. Hem ayıp hem günah..." dedikten sonra şöyle devam etmişti:
"Hem ne demiştiniz 19 Mart 2014 tarihli "Vefasızlık" yazınızda? "Eski dostlarından tek birini kırmaya değmez. Vefasızlık edeceğime, yer yarılsın önden gideyim. Dostluğun hakkını vermeyeceksem, dostlarımı terk edeceksem, hücre hapislerinde sükût durmayı bin kere tercih ederim... (...) Çünkü vefa, dost bahçelerinin gülüdür. Bilirim, gülün dikeni vardır, ama katlanırım. Gülün hatırına küsmem, darılmam, dayanırım." Bu satırları okuyunca bir bedende kaç insan taşıdığınızı çözemedim Hüseyin Bey?"