Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, KKTC'ye Türkiye'nin en büyük destek programının AK Parti iktidarında gerçekleştiğini belirterek, ''Bizden evvel genellikle KKTC'ye yapılan katkı azami 200 milyon dolar civarındadır. Halbuki şimdi ortalama 600 milyon dolar civarında Türkiye yıllık katkı vermektedir'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''2 Martta KKTC'de yine bir miting yapılacağı belirtiliyor. Bu konu Bakanlar Kurulunda gündeme geldi mi?'' sorusu üzerine konunun toplantıda gündeme gelmediğini belirtti.
KKTC'nin demokratik bir ülke olduğunu orada miting yapılabileceğini ifade eden Çiçek, ''Bu mitingin yapılıp yapılmaması bizim iznimize ya da onayımıza bağlı değildir. Biz sadece orada Türkiye aleyhtarı, Türkiye'nin hak etmediği bazı haksız suçlamalara karşı bir tavır ortaya koyduk, koyuyoruz'' diye konuşu.
Türkiye'nin KKTC ile ilişkilerinin bir menfaat değil, bir kardeşlik ilişkisi olduğunu vurgulayan Çiçek, şunları söyledi:
''Kardeşlik kavramının içini iyi doldurabiliyorsak birbirimize karşı bazı tavsiyelerimiz olur beklentilerimizi olur. Türkiye 8 yıllık iktidarımız döneminde, KKTC'ye 1974'ten bu tarafa hem siyasi hem ekonomik hem diplomatik en büyük katkıyı vermiş bir iktidardır. KKTC'nin Türkiye'nin dışında bir temsilciliği yoktu. Sadece Ankara'da vardı bir de BM'ye görüşmeler olduğunda gidilir gelinirdi. Şu an Türkiye'nin çabası ve gayreti ile 18 yerde temsilcilik açılmıştır. Bu önemli bir katkıdır, siyasi ve diplomatik katkıdır. KKTC'nin parlamenterleri Kuzey Kıbrıs meselesinin görüşüldüğü Avrupa Konseyi oturumlarına katılamazdı.
Kulis yapmak üzere, derdini anlatmak üzere giden milletvekilleri ya otel lobilerinde veya konseyin kafeteryasında bir yabancı ülke parlamenteri bulabilirse orada derdini anlatır. İlk defa AK Parti iktidarı döneminde bugün KKTC adına 2 milletvekili genel kurula katılmakta, görüşmelere katılmakta orada fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmekte ve konsey binası içinde kendilerine ofis tahsis edilmiştir. İslam Konferansı Örgütü'ne KKTC sadece gözlemci olarak katılabilirdi. Bugün ise Türk devlet olarak İslam Konferansı Örgütü'nün toplantılarına katılabilmektedir. KKTC'nin cumhurbaşkanı birçok ülke tarafından bugün resmen davet edilmekte, konuyla ilgili görüşüne, bilgisine başvurulabilmekte. Böylece sayın cumhurbaşkanları Kıbrıs davasını bir de KKTC açısından ne olduğunu, ne olmadığını bu müzakerelerle ilgili muhataplarına derdini anlatabilmektedir.''
KKTC'ye, Türkiye'nin en büyük destek programının AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştiğini anlatan Çiçek, ''Bizden evvel genellikle KKTC'ye yapılan katkı azami 200 milyon dolar civarındadır. Halbuki şimdi ortalama 600 milyon dolar Türkiye yıllık katkı vermektedir. Yüzde 300'ün üzerinde bir ekonomik katkı AK Parti döneminde gerçekleşmektedir. Bunun da Kıbrıs'a olan yansımaları ortadadır, turizmden altyapı yatırımlarına kadar'' dedi.
''BİR GENELKURMAY BAŞKANI İLE ÜLKENİN BAŞBAKANININ GÖRÜŞMESİ KADAR TABİİ BİR ŞEY YOKTUR''
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Balyoz Planı'' davasıyla ilgili bir soru üzerine, ''Yargısal bir faaliyetle ilgili olarak kamuoyunun belli kesiminin tartışıldığı bir konuyu, hükümete sorarsanız ve hükümetten bir cevap beklerseniz, kabul etmek gerekir ki yargısal bir faaliyetin merkezine hükümeti getirmiş olursunuz, bu tümüyle yanlış olur'' dedi.
Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'da yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bakanlar Kurulu'nun gündeminde kanun tasarılarının olduğunu, ancak Meclis'in çalışma takvimini dikkate alarak mecbur kalmadıkça kanun tasarısı sevk etmeyeceklerini belirten Çiçek, ''Görüştüğümüz bazı kanun tasarıları var. Ancak bununla ilgili şu anda açıklama yapmaya gerek görmüyoruz. Gündemde yeteri kadar görüşülecek kanun tasarısı olduğu için. AB ile ilgili Sayın Egemen Bağış'ın yaptığı açıklamalar var'' dedi.
Bugünkü toplantıda daha çok iç ve dış politik gelişmeler, genel politik durumla ilgili bir değerlendirme yaptıklarını ifade eden Bakan Çiçek, daha çok soruları yanıtlamak istediğini bildirdi.
Bakan Çiçek, bir gazetecinin, ''Balyoz davasıyla ilgili, savunma avukatlarının çekilebileceği ifade ediliyor. Bu ne anlama geliyor, siz nasıl yorumluyorsunuz?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Konunun önemini şahsen kabul ederim, gerçekten önemli bir gelişmedir. Ancak sizin de sorunuzu içinde söylediğiniz gibi bu yargısal faaliyettir. Dolayısıyla yargısal faaliyet, toplumun gündeminde olması, tartışılıyor olması, hükümetin de gündeminde de olacağı anlamına gelmez. Zaten bu tartışmalarla ilgili yapılabilecek hukuki usul ve esaslar, Ceza Muhakemesi Kanunun'da belli. Yapılabilecek iş, bu karara karşı bir başka mahkemede tutukluluğa itirazdır. Zaten bu, yapılabileceği anlaşılıyor. Dolayısıyla yargısal bir faaliyetle ilgili olarak kamuoyunun belli kesiminin tartışıldığı bir konuyu, hükümete sorarsanız ve hükümetten bir cevap beklerseniz, kabul etmek gerekir ki yargısal bir faaliyetin merkezine hükümeti getirmiş olursunuz, bu tümüyle yanlış olur.
Biz, bu yargısal faaliyetin tümüyle dışındayız. Tutuklama talep eden yargının bir unsuru savcı, kararı veren mahkeme... Bunda itiraz edilen yönler varsa bu tutuklamaların haksız olduğu, doğru olmadığı, hukuksuz olduğu ya da gerek olmadığı yönünde bir kanaat varsa bunun da karara bağlanacağı yer bir yargı merciidir. Onun için bizim bu konuyla ilgimiz yok. İçeriğiyle ilgili de zaten ayrıntılı bilgimiz yoktur. Onun için mahkeme ne karar verirse biz de kamuoyuyla beraber bunu bileceğiz ve netice ne ise onu hep beraber görmüş olacağız. onun için Bakanlar Kurulu gündeminde tutuklamalarla ilgili herhangi bir konu hükümette görüşülmemiştir görüşülmesi de doğru değildir.''
ERDOĞAN-KOŞANER GÖRÜŞMESİ
Bakan Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak Kurul'a bilgi verip vermediğine yönelik soruya şu yanıtı verdi:
''Hayır. Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın Başbakanımız ile görüştü evet, bu doğrudur. Zaten kapalı bir görüşme de değildir bu görüşme. Herkesin gözü önünde Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleşmiştir. Tabiatıyla bir Genelkurmay Başkanı ile ülkenin Başbakanının görüşmesi, varsa bir kısım talepleri, beklentileri bu konuyla ilgili veya başka konularla ilgili bunun görüşülmesi kadar tabii bir şey yoktur. Bu görüşmenin yapıldığı doğrudur. Ama içeriği ile ilgili de burada bir görüşme yapılmamıştır.
AA
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''2 Martta KKTC'de yine bir miting yapılacağı belirtiliyor. Bu konu Bakanlar Kurulunda gündeme geldi mi?'' sorusu üzerine konunun toplantıda gündeme gelmediğini belirtti.
KKTC'nin demokratik bir ülke olduğunu orada miting yapılabileceğini ifade eden Çiçek, ''Bu mitingin yapılıp yapılmaması bizim iznimize ya da onayımıza bağlı değildir. Biz sadece orada Türkiye aleyhtarı, Türkiye'nin hak etmediği bazı haksız suçlamalara karşı bir tavır ortaya koyduk, koyuyoruz'' diye konuşu.
Türkiye'nin KKTC ile ilişkilerinin bir menfaat değil, bir kardeşlik ilişkisi olduğunu vurgulayan Çiçek, şunları söyledi:
''Kardeşlik kavramının içini iyi doldurabiliyorsak birbirimize karşı bazı tavsiyelerimiz olur beklentilerimizi olur. Türkiye 8 yıllık iktidarımız döneminde, KKTC'ye 1974'ten bu tarafa hem siyasi hem ekonomik hem diplomatik en büyük katkıyı vermiş bir iktidardır. KKTC'nin Türkiye'nin dışında bir temsilciliği yoktu. Sadece Ankara'da vardı bir de BM'ye görüşmeler olduğunda gidilir gelinirdi. Şu an Türkiye'nin çabası ve gayreti ile 18 yerde temsilcilik açılmıştır. Bu önemli bir katkıdır, siyasi ve diplomatik katkıdır. KKTC'nin parlamenterleri Kuzey Kıbrıs meselesinin görüşüldüğü Avrupa Konseyi oturumlarına katılamazdı.
Kulis yapmak üzere, derdini anlatmak üzere giden milletvekilleri ya otel lobilerinde veya konseyin kafeteryasında bir yabancı ülke parlamenteri bulabilirse orada derdini anlatır. İlk defa AK Parti iktidarı döneminde bugün KKTC adına 2 milletvekili genel kurula katılmakta, görüşmelere katılmakta orada fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmekte ve konsey binası içinde kendilerine ofis tahsis edilmiştir. İslam Konferansı Örgütü'ne KKTC sadece gözlemci olarak katılabilirdi. Bugün ise Türk devlet olarak İslam Konferansı Örgütü'nün toplantılarına katılabilmektedir. KKTC'nin cumhurbaşkanı birçok ülke tarafından bugün resmen davet edilmekte, konuyla ilgili görüşüne, bilgisine başvurulabilmekte. Böylece sayın cumhurbaşkanları Kıbrıs davasını bir de KKTC açısından ne olduğunu, ne olmadığını bu müzakerelerle ilgili muhataplarına derdini anlatabilmektedir.''
KKTC'ye, Türkiye'nin en büyük destek programının AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştiğini anlatan Çiçek, ''Bizden evvel genellikle KKTC'ye yapılan katkı azami 200 milyon dolar civarındadır. Halbuki şimdi ortalama 600 milyon dolar Türkiye yıllık katkı vermektedir. Yüzde 300'ün üzerinde bir ekonomik katkı AK Parti döneminde gerçekleşmektedir. Bunun da Kıbrıs'a olan yansımaları ortadadır, turizmden altyapı yatırımlarına kadar'' dedi.
''BİR GENELKURMAY BAŞKANI İLE ÜLKENİN BAŞBAKANININ GÖRÜŞMESİ KADAR TABİİ BİR ŞEY YOKTUR''
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Balyoz Planı'' davasıyla ilgili bir soru üzerine, ''Yargısal bir faaliyetle ilgili olarak kamuoyunun belli kesiminin tartışıldığı bir konuyu, hükümete sorarsanız ve hükümetten bir cevap beklerseniz, kabul etmek gerekir ki yargısal bir faaliyetin merkezine hükümeti getirmiş olursunuz, bu tümüyle yanlış olur'' dedi.
Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'da yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bakanlar Kurulu'nun gündeminde kanun tasarılarının olduğunu, ancak Meclis'in çalışma takvimini dikkate alarak mecbur kalmadıkça kanun tasarısı sevk etmeyeceklerini belirten Çiçek, ''Görüştüğümüz bazı kanun tasarıları var. Ancak bununla ilgili şu anda açıklama yapmaya gerek görmüyoruz. Gündemde yeteri kadar görüşülecek kanun tasarısı olduğu için. AB ile ilgili Sayın Egemen Bağış'ın yaptığı açıklamalar var'' dedi.
Bugünkü toplantıda daha çok iç ve dış politik gelişmeler, genel politik durumla ilgili bir değerlendirme yaptıklarını ifade eden Bakan Çiçek, daha çok soruları yanıtlamak istediğini bildirdi.
Bakan Çiçek, bir gazetecinin, ''Balyoz davasıyla ilgili, savunma avukatlarının çekilebileceği ifade ediliyor. Bu ne anlama geliyor, siz nasıl yorumluyorsunuz?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Konunun önemini şahsen kabul ederim, gerçekten önemli bir gelişmedir. Ancak sizin de sorunuzu içinde söylediğiniz gibi bu yargısal faaliyettir. Dolayısıyla yargısal faaliyet, toplumun gündeminde olması, tartışılıyor olması, hükümetin de gündeminde de olacağı anlamına gelmez. Zaten bu tartışmalarla ilgili yapılabilecek hukuki usul ve esaslar, Ceza Muhakemesi Kanunun'da belli. Yapılabilecek iş, bu karara karşı bir başka mahkemede tutukluluğa itirazdır. Zaten bu, yapılabileceği anlaşılıyor. Dolayısıyla yargısal bir faaliyetle ilgili olarak kamuoyunun belli kesiminin tartışıldığı bir konuyu, hükümete sorarsanız ve hükümetten bir cevap beklerseniz, kabul etmek gerekir ki yargısal bir faaliyetin merkezine hükümeti getirmiş olursunuz, bu tümüyle yanlış olur.
Biz, bu yargısal faaliyetin tümüyle dışındayız. Tutuklama talep eden yargının bir unsuru savcı, kararı veren mahkeme... Bunda itiraz edilen yönler varsa bu tutuklamaların haksız olduğu, doğru olmadığı, hukuksuz olduğu ya da gerek olmadığı yönünde bir kanaat varsa bunun da karara bağlanacağı yer bir yargı merciidir. Onun için bizim bu konuyla ilgimiz yok. İçeriğiyle ilgili de zaten ayrıntılı bilgimiz yoktur. Onun için mahkeme ne karar verirse biz de kamuoyuyla beraber bunu bileceğiz ve netice ne ise onu hep beraber görmüş olacağız. onun için Bakanlar Kurulu gündeminde tutuklamalarla ilgili herhangi bir konu hükümette görüşülmemiştir görüşülmesi de doğru değildir.''
ERDOĞAN-KOŞANER GÖRÜŞMESİ
Bakan Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak Kurul'a bilgi verip vermediğine yönelik soruya şu yanıtı verdi:
''Hayır. Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın Başbakanımız ile görüştü evet, bu doğrudur. Zaten kapalı bir görüşme de değildir bu görüşme. Herkesin gözü önünde Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleşmiştir. Tabiatıyla bir Genelkurmay Başkanı ile ülkenin Başbakanının görüşmesi, varsa bir kısım talepleri, beklentileri bu konuyla ilgili veya başka konularla ilgili bunun görüşülmesi kadar tabii bir şey yoktur. Bu görüşmenin yapıldığı doğrudur. Ama içeriği ile ilgili de burada bir görüşme yapılmamıştır.
AA